CIA bağlantılı kukla Arap şeyhliği
Necmettin Erbakan’ın ölüm haberini aldık. Allah rahmet eylesin. Erbakan’ın yetiştirmelerinin, yaptıklarını görünce ardından hayırla yâd etmek zor oluyor. Ama gene de ölünün arkasından konuşulmaz, Allah günahlarını affetsin ne diyelim.
Bu hafta bizim gazeteden Sabahattin Önkibar, çok doğru bir analiz yaprak önemli bir noktaya parmak basmış. El Cezire Televizyonu ve Katar bağlantıları ile ABD’nin seçimlere katkısından söz ediyorum. Aynı bağlantıların iktidarkilerle ve Türk basınıyla iç içe olması korkutucu bir vaka. Katar Emirliği’nin CIA bağlantılı kukla bir Arap şeyhliği olduğunu, bir Türk halkı bilmiyor. Onun dışında yedi düvel bu durumun farkında. Zaten Türk halkı neyin farkında ki. Bir goygoyculuk aldı başını gidiyor.
Libya olayları sırasında Kaddafi bir sürü yalan arasında doğru bir laf etti. El Kaide işin içinde dedi. Peki, Türk halkı bu El Kaide’nin 11 Eylül 2001 saldırısını ABD’nin ve İsrail’in yaptırdığına inanırken, neden Libya ve öteki ülkelerde yaptıklarına inanmak istemez. Aslında İslam ülkesine karşı hareketin ve saldırının miladı 11 Eylül olayı olmadı mı? Sanki hazırlanan bir planı harekete geçirip haklı göstermek için bu olaya ihtiyaçları varmış gibi.
Neyse bırakalım uluslararası konuları. Melih Gökçek’in Fransa Devlet Başkanı Sarkozy’ye dersini verişine katıla katıla güldüm. Adamlar gelip bizim ülkemizde bize hakaret edip dalga geçerken de onlar yalnızca sakız çiğniyor. Yakışır. Başkasını yapmak hadlerini aşar zaten. Belli olmaz yarın öbür gün kaçmak zorunda kalırlar da sonra Fransızlar bakarsınız almazlar maazallah.
Sarkozy, açıkça bizi AB’ye almak istemediklerini söyledi. Aynı şeyi Almanya Başbakanı Merkel de söylemiyor mu? Başbakan hafta sonunda Almanya’yı ziyaret etti. Orada Türklere konuşurken Alman politikacılar da Türkiye’yi AB’ye almak istemediklerini ve bunun yollarını tartışıyordu.
Sizler yurt içi televizyonlardan görmediniz ama biz yurt dışı yayınlarını izleyenler televizyonlardan yüz binlerce euro karşılığında hazırlanıp yayınlanan “Dünya lideri Erdoğan Almanya’ya geliyor” reklâmlarını seyrediyorduk. Ama gerçek şu ki Başbakan Erdoğan’ın Orta Doğu’da Batı tarafından terörist ilan edilen gruplara her sahip çıkışında, Avrupa’daki Türklerin yaşamları daha da zorlaşıyor.
Geçen seneki Almanya konuşmasında, asimilasyon konusunda sarf ettiği sözler yüzünden Alman hükümeti uzlaşma adı altında yeni bir asimilasyon yasası çıkarmış ve yüz binlerce Türk ülkelerine dönmeye başlamıştı. Bu sözlerinin yarattığı zararı gidermek için olsa gerek bu kez Erdoğan konuşmasında Türklere, Alman toplumu ile uzlaşmalarını ve Almanya’ya uyum sağlamalarını istedi.
Almanların çifte vatandaşlığı kabul etmemeleri nedeniyle Alman vatandaşlığına geçmek için Türk vatandaşlığından çıkan Türklere mavi kart vereceklerini söyledi.
Bir de geçen hafta içinde beni çıldırtan lafı ise İstanbul’da su altındaki konuşmasında tarihi harabeler için, “Çanak, çömlek çıktı diyerek bizi 3,5 yıl oyaladılar” şeklinde sarf ettiği sözler.
Bakın bu konular bir kültür meselesidir. Amerikalıların, olmayan 200 yıllık tarihlerini korumak için verdikleri özveri ve mücadele insanın gözlerini yaşartır. Zira kültürler, ulusları millet yapar. Kültürü olmayan millet, millet değil yalnızca ümmettir. Türkiye’nin şanssızlığı ise heykele ucube, tarihi esere çanak çömlek diyen bir Başbakana sahip olması. Başbakanın mantığından yola çıkarsak, yakında Topkapı sarayındaki Kaşıkçı Elması’ndan başlayarak Osmanlı padişahlarına ait zenginlikleri de yakında haraç mezatsatarız. Duyarsanız sakın şaşırmayın. Bekliyoruz.