CHP Kurultayı
Bir dönemin kurultaylar partisi olan CHP’de bugün ve yarın kongre var. Ancak yıllardır Ankara’da parti kongrelerini takip eden tecrübeli gazeteciler “Şoförler Odası kongresi bile bugünkü CHP kongresinden daha heycanlı olur” tespitinde bulunuyor. Son derece haklılar. Parti meclisine girmek isteyen adaylar da bile hareket yok. Oysa PM’ye girmek isteyenler aylar öncesinden kulise başlar afiş, pankart ve broşürlerini dağıtırlardı. Delegelere kendilerini tanıtabilmek için ciddi kampanyalar yürütürlerdi. Yurdun çeşitli semtlerinden günler önce başkente gelen yöneticiler ve delegasyon, genel merkez binasına yakın otelleri doldurur sabahlara kadar ince pazarlıklar, yoğun kulisler yaşanırdı. Bugün söz konusu faaliyetlerin etkisizliği şüphesiz “baskın kongre” yüzünden. Ancak siyasette 24 saat çok uzun zamandır ilkesini her CHP’li de bilir. Bana göre CHP’deki bu heyecansızlığın asli sebebi fikir kırıklıklarından kaynaklanıyor. CHP’de genel başkan dahil üst yönetimin Atatürk’ün altı okunu tartışması, fay hatlarını koparıyor. Nitekim CHP’nin AKP hükümetinin açılım politikasına destek vermesi tabanı ile tavanı arasında uçurumlar oluşturdu.
AKP’nin seçim başarısının sırrı ayda en az 3 anket yaptırmasından kaynaklanır. Kültür seviyesi yükseldikçe AKP’ye oy verenlerin azaldığı gerçeğine rağmen, okuma alışkanlığı olmayan Erdoğan ve AKP yönetimi bir bilim dalı olan istatistiğe inanıyor ve güveniyor. Partinin devlet bütçesinden aldığı paranın önemli bir bölümünü anketlere ayırıyor. Tayyip Erdoğan bir şirkete de güvenmez üç ayrı şirkete yaptırır anketleri. Küçük sapmalara da tahammülü yoktur. Derhal şirketleri değiştirir. CHP ise Cumhurbaşkanlığı adaylığı için yaptırdığı anketlerin sonucunu dikkate almadı. Ekmeleddin İhsanoğlu’nun adaylığını açıklayan Kılıçdaroğlu “riski göze aldım” demişti. Riskin bir bedeli vardır. Baskın kongre ile bu bedeli ödeyip kurtulabileceğini sanıyorsa tarihi yanılgıya düşer. Hesap uzmanlığından gelen Kılıçdaroğlu, kamuoyu araştırmalarını dikkate almadığı sürece hesabını ağır ödeyecek. CHP seçmeni ile (10 bin 500 kişiyle) birebir araştırma yapan SONAR Başkanı Hakan Bayrakçı, Kılıçdaroğlu’nun açılım politikalarına yol vermesi yüzünden çok ciddi kan kaybettiğini, bilimsel yöntemlerle kanıtladı. Bayrakçı’yı tanırım. 25 yıldır Türkiye’deki seçim sonuçlarını sağlıklı olarak öngören yegane araştırmacıdır. Bayrakçı’nın uyarıları mutlaka dikkate alınmalıdır. Aksi halde Kemal Bey bu kongreden sonra, olmasa da 2015 seçimlerinden sonra, eski genel başkan olarak saygın kimliğini de yitirecektir. Bu arada CHP’deki sağa açılma, sağdan siyasetçi devşirme eleştirilerine katılmadığımın altını çizmeliyim. CHP iktidar olabilmek için yurt dışından seçmen ithal edemeyeceğine göre toplumun değer yargılarına ve parti ilkelerine uyan kadroları kazanması doğaldır. Ama bu isim Mehmet Bekaroğlu gibiler değildir. Ankara’da Mansur Yavaş’ın aday gösterilmesi CHP’ye büyük kazanımlar getirmiştir. İstatistikler ortadadır. Ama Bekaroğlu’nun getirisi olmadığı gibi götürüsü hesap edilmelidir.
Tüzükte ne tür değişiklikler yapılacağı hâlâ meçhul: Çarşaf listenin mutlaka delineceği ise aşikar. Muharrem İnce’yi destekleyenlerin de parti yönetiminde bulunması şarttır. Atatürk’ün izlerini silebilmek için Cumhurbaşkanlığı konutunu Çankaya’dan taşımakta olan AKP’ye karşı etkin muhalefet yapabilmenin yolu Atatürk’ün mirasına eksiksiz sahip çıkmakla olur. Şimdi birileri “CHP’den sana ne” diyebilir. Her şeyden önce Cumhuriyeti kuran iradenin partisidir CHP. Dedemin, babamın partisidir. Yıpratılmasına, örselenmesine, dağılıp bölünmesine gönlüm razı olmaz. Asiye kurtulmalı, CHP de güçlenmelidir.