Buzdağının görünen yüzü...
2010 KPSS sınavlarındaki hırsızlıkla ilgili soruşturma sürüyor. Ankara merkezli tutuklamaların ardından sınav öncesi soruları alarak devletin çeşitli kadrolarına girenlerin peşine düşüldü. Doğrusu bu operasyonda da samimiyet göremiyorum. Zira soru çalma işi sadece 2010 da yapılmadı 1986’ya kadar dayanıyor. 2010 öncesinde daha temkinlilerdi. Çaldıkları soruların tamamını adaylara vermiyorlardı. Ya Türkçe sorularını ya da Fen sorularını girecekleri bölüme göre dağıtıyor, biraz da ders çalışmalarını istiyorlardı. AKP’nin iktidara gelmesiyle oluşturdukları ortaklık öz güvenlerini artırdı. Dahası pervasızlaştılar... Ne de olsa “ne istediler de vermedik” diyordu ortakları... “Bitsin bu hasret gelsin artık” diye yalvarıyordu devrin başbakanı... Devletin “kılcal damarlarına” sızma işini alenileştirdiler. Alt düzeyde şeflik, müdürlük yerine genel müdür, daire başkanı, müsteşar, kaymakam, vali, komutan terfi ve atamalarında dilediklerini aldıkça iştahları kabarıyor hedef olarak belirledikleri 2017’yi 2 yıl öncesine 2015’e çekmeyi planladılar. Hükümeti değiştirecek güce sahip olduklarına inanıyorlardı. Direkten döndü demeyeceğim. Zira aynı amaç uğrunda bıkıp-usanmadan çaba gösteriyor ve ciddi mesafe kat ediyorlar. Vazgeçmeleri mümkün değil.
Dönüp tekrar 2010 yılı KPSS’ye gelelim. Kimi kaynaklar o yıl 16 bin 490 kişinin devletin çeşitli kademelerine yerleştirildiğini belirtiyor. Son operasyon ile bunlardan 616’sı tesbit edilebilmiş. Bir bakıma buz dağının görünen yüzü... Bu rakam 2010 yılına ait. Öncesi hesaplanırsa 24 yılda ortalama 10 bin kişiden 240 bini eder. KPSS Ecevit döneminde çıktığına göre 11 yılda 110 bin eder. Tabi ki bu sadece KPSS ya da sınavla devlet memurluğu... Bir de bunun Anadolu Liseleri, Üniversite, polis kolejleri boyutu var. AKP iktidarı ile emniyetteki polis kadrosu 250 binlere dayandı. Bu rakamın yüzde 80 civarının bu yapının kontrolünde olduğu iddia ediliyor. Bana göre en önemlisi Askeri Okullar... Önümüzdeki ay Kırmızı Kedi Yayınlarından çıkacak olan yeni kitabımda detayları ile ele aldım. Askeri Liselere giriş sınavlarında 1986 yılında Türkçe soruları çalındı. 1994 yılında Harb Okullarından mezun olanlar şimdi binbaşı, yarbay hatta erken terfi ile albay olanlar var. Bileğinin hakkı ile bu okullara giren zeki öğrencilere mobing uygulanıyor. Özellikle asker çocukları sudan sebeplerle atıldı. Yıllardır asker çocukları mülakatlarda (sözlü sınavlarda) eleniyor. Kuleli’yi derece ile bitiren çocuklar Harb Okulunda derslerden sınıfta bırakılarak atılıyor ya da ayrılmaya zorlanıyor. Subaylık, Astsubaylık ve uzmanlık sınavlarında “şakirt” olmayanlar “kaşının üstünde gözün var” gerekçeleri ile eleniyor. Bu konuyu defalarca yazdım. TBMM’de soru önergesi verildi. Son 10 yılda Askeri Liselerden Harb Okullarına gelip de atılan ya da ayrılmaya zorlanan öğrenci sayısı 3 bini geçti. Ama ne hükümetten ne de işin sahibi Genel Kurmay’dan çıt yok. Bu hırsızlık ve haksızlığın hesabı sorulmadığı, kılcal damarlara sızanlar tesbit edilmediği takdirde memleketin işi zor.