Büyükelçi Bass’ın mesajı kime?

İnanın, kısa sürede pes edeceğimi sanmıyordum. Kendi kendime; yaşlandım, daha tahammüllü, sabırlıyım diyordum. Değilmişim. Televizyonu ne zaman açsam, iki tane, açık artırma bezirgânı tonunda kişi ve lider, bağıra çağıra, tüm kanallarda. İşin acı tarafı, dinlemeye mecburmuşuz gibi sanki tüm muhalifi, yandaşı, onları yayınlıyor. Aslında Batı ve uygar ülkelerde, sırf bu konuşma tarzları yüzünden aleyhlerinde oy kullanılır. Hem de yalancılıkları tescillenmiş, bir dedikleri, bir dedikleri tutmayan siyasetçiler. Kendileri atıyor, ötekilerin atışına da kızıyorlar. Onlara kızmıyorum, ben bunları dinleyen, onlara şakşakçılık yapan, sizleri anlayamıyorum. Şimdi, dünyada neden herkesin, durup ellerindeki önemli konuları bir kenara bırakarak, bizi seyrettiğini de anlamaya başladım.

Geçen hafta içinde, bir haberi televizyonlar kısa haber olarak verip geçiştirdiler. Kimse de üzerinde durmadı. Ama bence, bu haber bazı noktalara işaret fişeği gibi, sinyal veriyordu. Hatırlayın, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’in yazdıklarına karşı, ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü ve ardından, Ankara’daki Amerikan Büyükelçisi’nin sözleri. Belki görmeyenler vardır diye hatırlatayım. Gökçek, ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Marie Harf’a, Baltimore ve Gezi olaylarını kastederek, “hadi sarışın cevap versene” anlamına gelen “comeblondeanswernow” diye kendi twitter sayfasına yazmıştı. Bu konu, ABD Dışişleri Bakanlığı olağan basın toplantısında Harf’a sorulunca, sözcü, bu açıklamaya yanıt vererek onurlandırmak istemediğini söyledi. Tercümesi; Gökçek’i adam yerine koymuyorum demekti. Hoş, bu konuda yalnız sayılmaz ya.

Kapı kapandı mı?

Bu açıklamalardan bir gün sonra ise, Obama’nın Ankara’ya atadığı, taze Amerikan Büyükelçisi John Bass da, kendi twitter hesabından, bu sataşmaya karıştı. Kendisinin sarı saçlı bir resmini koyan Bass, “Amerikalı diplomatlar hepimiz sarışınız” anlamına gelen, “Americandiplomats, We’reallblonde” diye yazdı. Daha Türkiye’ye geleli çok az bir zaman olmasına, iş başındaki hükümetle halletmesi gereken konular bulunmasına rağmen.

Şimdi diyeceksiniz; ne oldu? O yazdı, onlar da yanıt verdi. Kardeşim, uluslararası diplomaside, kendinizi, mahalle arasında bir ağız dalaşında falan diye sanmayın. Konuştuğunuz uluslararası diplomasi. Ve bu sözler, kayda geçer. Mesela, yarın öbür gün, iktidarı kaybeder ve çaldıklarınızla bir yerlere kaçmak zorunda kalırsanız, nereye gidebileceksiniz? Bu konuda, içeride değil ama dışarıda, AKP yandaşı bazı büyük sermayenin dışarıya kaydığı haberleri geliyor. Bu yazışma veya kapışma, belli ki Amerika kapısının, bu iktidardaki yolsuzluk zanlılarına, kapanmış olduğunu ima ediyor. Bu hırs, bu sinir ve tepki, belli ki bundan kaynaklanıyor.

Düşünün tüm milletlerinin mallarını çalarak kaçan diktatörler, önce bir ABD’nin kapısını çalmışlardır. Hepsinin halklarından çaldıklarının üzerine, sığındıkları, paralarını yatırdıkları ülkeler yattı. Sonuç; ne Filipinler diktatörü Marcos, ne de İran’dan kaçan Rıza Şah Pehlevi, ABD’ye alındı. Şah’ın baypas ameliyatını bile, yurt dışına çağrılan, Özal’ın doktoru DeBakey, Amerika dışında yaptı. Muhammed Rıza Pehlevi, 1980 yılı Temmuz ayında Kahire’de öldü. Oğlu, şu anda ABD’de, Washington yakınlarındaki, Virginia eyaleti banliyösünde bir villada yaşıyor. Ancak, buna yaşamak denebilirse. Zira sokağa çıkamadığı gibi dört duvar arasında, çok sayıda korumalarla bir arada. Ben kendisi ile 10 yıl kadar önce, bir röportaj yapmıştım. Bu röportaj yerine götürülüşüm bile, başlı başına bir polisiye roman malzemesi. Tüm diktatör ve çocuklarına duyurulur.

Dünya oyunun farkında

Diyebilirsiniz; bu adam bunları neden yazıyor. Hani sizler, kendinizi, demokratik ve özgür bir ülkede yaşıyor sanıyorsunuz ya. Hani sizler, demokrasi gereği, bir seçim yapılmasını bekliyorsunuz ya. İşte kazın ayağı hiç de öyle değil. Tüm dünya Türkiye’de oynanan oyunun farkında. Bu kampanya sırasında, bazı noktalar çok açık. Birincisi, iktidarı kaybedip, açıklarının su yüzüne çıkarak, başlarına bela olması korkusu, tümünü sarmış gibi. Tüm sinir, kızgınlık bundan. Bence, Haziran ayındaki seçimlerin galibi, birincisi kim olursa olsun, yeniği ve meydandan kaçacak yiğidi, iktidar olacaktır. Uyarması bizden.

Yazarın Diğer Yazıları