Bütün zamanların darbecisi Engin Alan!
Aşağıdaki satırlar iktidara çok çok yakın Yeni Şafak gazetesinin, iktidarın tam kalbinden bildiren, olacakları güya önceden bildiren yazılarıyla nam salan Ankara Temsilcisi Abdülkadir Selvi’nin köşesinden... Hani “istihbarat bilgileri”yle beslendiği söylenen gazeteci. Diyor ki;
“Bayramdan sonra siyasetin önemli gündem maddelerinden biri MHP milletvekili Engin Alan’ın durumu olacak.
Engin Alan’ın, Balyoz’da çarptırıldığı 18 yıl hapis cezası Yargıtay tarafından onandı. Anayasa’nın 84. maddesine göre, karar Meclis Genel Kurulu’nda okunup, milletvekilliği düşürülecek.
MHP milletvekilinin, Ergenekon davasından çarptırıldığı 18 yıllık hapis cezası ise Yargıtay tarafından henüz görüşülmedi. Engin Alan’ın ayrıca 28 Şubat davasından da ifadesine başvuruldu.”
***
Okurken hangi yanlışı düzelteceğini şaşırıyor insan; neresinden tutsan elinde kalıyor. Öyle süklüm püklüm bir yazı ki; tutar yanı yok.
Engin Alan’ın Balyoz’dan başka Ergenekon’dan da ceza aldığı “bilgi(!)”sini veriyor Selvi.
Doğru değil!
Tamamen gerçek dışı.
Alan Ergenekon’dan yargılanmadı ki, mahkum edilebilsin!
Selvi, Alan’ın yargılanmadığı bir davadan ceza alabildiğini, hem de kaç yıl ceza aldığına kadar nereden, nasıl uydurabiliyor peki?
Basit;
İktidar tarafından kendilerine tanınan; “mevzu bahis TSK’yı, milliyetçileri, ulusalcıları, vatanseverleri, yurtseverleri, muhalifleri karalamaksa; yalan, dolan, çarpıtma, bilgi kirliliği dahil her yol mübah” cüretiyle!
Yoksa, bir Ankara Temsilcisi, “bayramdan sonra siyasetin en önemli gündem maddelerinden biri olacak” dediği konuda kalem oynatmadan önce -bilmemesi de büyük ayıp ama- bilmiyorsa da biraz olsun araştırma, öğrenme, okuruna doğrusunu aktarma ihtiyacı duymaz mı?
***
Devam ediyor “Engin Alan Ergenekon’dan ceza aldı 28 Şubat’ta da ifadesine başvuruldu” diyor Selvi.
Halbuki Alan, 28 Şubat davasında “ifadesine başvurulanlardan” değil “sanıklardan” biri.
Tahliye edildi, sözde tutuksuz yargılanıyor ama Balyoz’daki cezasından ötürü halen Sincan’da!
***
Alan hakkında yarattığı bilgi kirliliği bu kadarla da sınırlı kalmıyor Selvi’nin. Bu çürük temel üzerine inşa ettiği yazının tezi şu:
“12 Eylül dışındaki darbe oluşumlarının içinde yer almış bir isim; Engin Alan.”
Bu durumda 31 Mart 1945 doğumlu Engin Alan;
Henüz 15 yaşındayken “27 Mayıs cuntası”nda da görev almış oluyor otomatiktan!
Kimbilir anne-babası doğumunu planlayarak, hesaplayarak, taammüden 31 Mart’a denk düşürmüştür belki!
Ki bu durumda, bu kafa Engin Alan’ı, Hareket Ordusu’nun, henüz cenin bile olmayan en küçük subayı kabul edebilir mesela!
***
Selvi’nin yazıyı “bağladığı” yer mühim. “Aslında AKP içinde Engin Alan’ın dosyasını dönem sonuna ertelemek isteyenler var ama ; 1. MHP, KCK’lılara yarayacak diye Alan’ı kurtaracak tüm formüllere kapılarını kapatıyor... 2. MHP “kahramanlar içeride PKK’lılar dışarıda” söylemini seçim kampanyasında kullanabilmek için Alan’ın çıkmasını istemiyor” yazıyor Selvi.
Yazıda “bilgi” diye sunulanlar gibi, bu “yorum”un da “gerçek”le uzaktan yakından alakası yok.
Her şeyden önce, velev ki MHP pazarlığa yanaştı ve Engin Alan dışarı çıkarıldı. Bu durum, Korkut Özarslan’ın, Şükrü Sarışık’ın, Mustafa Önsel’in, İbrahim Fırtına’nın, Bilgin Balanlı’nın, Ali Türkşen’in, İhsan Balabanlı’nın, Hüseyin Özçoban’ın, Cemal Temizöz’ün, Semih Çetin’in, Bülent Günçal’ın, Ecevit Taşçı’nın, Mustafa Koç’un, Hakan Sargın’ın, Zeki Üçok’un... “PKK’lılar dışarıda ellerini kollarını sallayarak gezerken” içeride oldukları gerçeğini değiştirecek mi?
Değiştirmeyeceğine göre, “Öcalan’ın Türkiye’ye getirilmesi operasyonunu yöneten” Engin Alan’ın “PKK bağlantıları dolayısıyla yargılanan, ceza alan milletvekilleri”ne sağlanacak imtiyazı meşrulaştırmak üzere salıverilmesi; Öcalan’ı sorgulayan komutanların, Kardak kahramanlarının, milli gemi projesine imza atan beyin takımının, Karadeniz’i ABD’ye açmayan, açtırmayanların, Doğu Akdeniz’i “değneksiz köy” yaptırmayanların tutsaklığını sonlandırmayacağına göre; bu ülkeyi seven insanları “PKK’lılar hür, kahramanlar esir” isyanından vazgeçirir mi?
Kaldı ki, Engin Alan’ın hâlâ cezaevinde olmasını “MHP’nin çözüme yanaşmaması” na bağlamak neyin kafası Allah aşkına?
O soruşturmaları yürütenler, o iddianameleri düzenler, o yargılamaları “yönetenler”in hiç suçu yok, o “aşama”ların hiçbirinde hiçbir sorun yok; hepsi “hukuk”a uygundu ve fakat “adaletin tecelli”sini MHP engelledi öyle mi?
Son olarak;
Olmaz da; hadi Selvi’nin bütün dahiyane “formülleri”ni kabul ettiğini varsayalım;
Engin Alan, -sonunda demir parmaklıklar arasından kurtulmak dahi olsa- KCK’lılar, PKK’lılarla bu tür bir “takas”a razı gelir mi? “Pazarlık malzemesi” yapılmayı kabul eder mi? Rütbeleri gibi “milletvekilliği” ünvanını da kimselere bırakmadan kendi elleriyle sökmez mi?
Bu milletin elinde kalan son bir “koz”u var;
Selvi’nin yazılarına hakim “iktidar kafası”nın Engin Alan ve onun gibi kahraman Türk subayları hakkında da, MHP hakkında da, toplumun bu ülkeye “karşılıksız” sevdayla bağlı bütün diğer kesimleri hakkında da -aslında- en ufak fikrinin olmayışı... Bu ülkenin milliyetperver insanlarının, vatanın ayaklarının altından çekildiğini “görebildikleri” gün neler yapabileceğini, neleri göze alabileceğini tahayyül edememeleri!