Bu manşetleri ne yapacağız?

selcan-010.jpg

İlk dalgada emniyeti hedef alan sonrasında yargı ile medyaya da uzanacağı bizzat siyasi iktidar tarafından ilan edilen yeni operasyonlar dizisi sonrası gözlerin çevrildiği Zaman, dün birinci sayfasında yayınladığı bir bildiri ile “nerede durduğunu” açıkladı.
Zaman’ın “durum/konum bildirimi”nin geniş özeti şöyle:
“Evrensel standartlarda bir demokrasi ve hukuk devleti idealine bağlılık açısından Zaman, dün nerede idiyse bugün de aynı yerde durmaktadır.
(...)
Dün vesayetçi yapıların hedef alıp mağdur ettiği iktidarın, bugün antidemokratik uygulamalarla Türkiye’yi otoriter bir yapıya doğru sürüklemesine seyirci kalınamaz. Bu yanlışların seçilmiş bir iktidar eliyle işleniyor olması, gerçeği değiştirmiyor. Kim yaparsa yapsın, yanlış yanlıştır, hukuksuzluk hukuksuzluktur. İş dünyasına yönelik baskı, yargıya müdahale, toplumun ve devletin her alanına yayılan fişleme, kamu yetkisinin baskı aracına dönüştürülmesi, ayrımcı muameleler ve toplum kesimlerini hedef alan tarihimizde görülmemiş nefret kampanyası iktidarın demokratik mücadelesine destek veren herkes gibi bizi de hayal kırıklığına uğratmıştır.
Kim tarafından işlenirse işlensin bir suç varsa suça karışanların adil şekilde yargılanması hukuk devleti olmanın gereğidir. Hukuk devletinde hiç kimse dokunulmaz değildir. Ancak bizzat Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın itiraf ettiği şekilde “proje” mahkemeler oluşturmak, özel seçilmiş yargı mensupları atamak, yürütmenin yargıya müdahalesini suç olmaktan çıkarmak, kontrollü medya üzerinden yalan ve abartılı haberlerle linç yapmak ve suçun şahsiliğini unutup kitleleri suçlu ilan etmek ne hukuka ne demokrasiye ne de insanlığa sığar. (...) Dün mağdur olduğunda nasıl AK Parti’ye elimizden gelen desteği verdiysek bugün de kimliğine bakmaksızın gücümüz yettiğince bütün mağdurların sesine kulak vereceğiz. Herkes sussa da hukuksuzluklara itiraz edeceğiz.(...)”
Fevkaledenin fevkinde!
Eğer hakikaten de demokrasilerin “4. Kuvveti” olmaya devam etmek istiyorsa, basının sergilemesi/sahiplenmesi gereken tavır tam da bu olmalı;
Hak-hukuk neredeyse orada durmalı.
Kendi adıma her satırının altına imza bile atabilirdim Zaman’ın bildirisinin. Ama şu cümleyi görünce geri çekildim:
“Zaman, dün nerede idiyse bugün de aynı yerde...”
Satır satır, kelime kelime, hece hece de çürütmek mümkün “dün”kü ikametlerinin “adalet” mahallesinde olmadığını ama, suya yazıyor gibiyiz çoğu zaman; silinip gidiyor sözcüklerimiz.
Dolayısıyla, bu kez “gerçeği” görsel hafızaya kazıyıp, sadece sormakla yetinelim:
“Dün de hukuksuzluğa karşıydık” diyorsunuz ya, bu manşetleri ne yapacağız peki?


GÜNÜN SORUSU
Haber doğruysa, geçtiğimiz günlerde “bayrak indirme” vakasıyla tartışılan Diyarbakır’daki 2. Hava Kuvvet Komutanlığı YAŞ ile birlikte lağvedilecekmiş. Bu dahiyane(!) çözümün mucitleri, bölgede askeri üs olmazsa bayrak dikmek/çekmek de gerekmez. Bayrak olmazsa, “bayrak indirme” olayı da olmaz diye mi düşündüler dersiniz?
Valla bravo.


GEÇMİŞ OLSUN
Ankara’da önceki gün evinden gazeteye giderken trafik kazası geçiren Sözcü yazarı Emin Çölaşan’a geçmiş olsun diyor, acil şifalar diliyorum...

Yazarın Diğer Yazıları