Bu iğrençlik midemi bulandırıyor

Sayıştay raporlarını okudukça asgari ücret ve emekli maaşlarıyla geçinen yaklaşık 45-50 milyon vatandaşın neler yaşadığını daha iyi anlıyorum.

Sözleşmeli öğretmenlerin nasıl köle gibi güvencesiz koşullarda asgari ücretin altında çalıştırıldığını daha iyi anlıyorum.

Az biraz maaş alan ücretlilerin nasıl kıt kanaat yaşamaya çalıştıklarını daha iyi anlıyorum.

Köylünün para etmeyen hasadını nasıl tarlada bıraktığını ya da üç beş kuruşa satmak zorunda kaldığını daha iyi anlıyorum.

Çünkü bu hale gelmemizin sebeplerinden biri de birazdan anlatacağım kanunsuz, usulsüz işgüzarlıklar. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı''na ait Sayıştay raporlarından bahsediyorum.

Bakanlıkta elle bağış makbuzları doldurulduğu gibi bunlar kayıt altına alınmamış. Daha da kötüsü Bakanlığa bağlı il müdürlüklerinde maaş bekleyen muhtaç vatandaşlarımızın maaşları üzerinden kanuna aykırı şekilde bankalardan promosyon almışlar.

Anlatayım…
İncelemeler sonucunda Bakanlığa bağlı birimlere yapılan ayni bağışların bir kısmının taşınır işlem fişi bir kısmının ise bağış makbuzu düzenlenmeksizin kabul edildiği anlaşılmış.

Bu durumda da söz konusu bağışların bir kısmının resmî olarak muhasebe sistemine aktarılmadığı belirlenmiş. Bir kısmının ise kayıtlara dayanak oluşturacak bağış makbuzunun bulunmadığı tespit edilmiş.

Bu yetmemiş bir de Bakanlığa bağlı birimlere yapılan ayni bağışlar için düzenlenen bazı bağış makbuzlarının üzerinde yer alan sıra numaralarının basılı olmadığı, bağışı kabul eden personel tarafından doldurulduğu, bazı birimlerde ise mülga Başbakanlık Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu''na ait bağış makbuzlarının kullanıldığı tespit edilmiş.

Yani…
Bağışların tekil olarak takibini yapacak bir bilgi sistemi yokmuş!
Tek kayıt yöntemi ile bağışı kabul eden personel tarafından çoğu zaman elle doldurulan bağış makbuzlarının kullanıldığı tespit edilmiş.

Makbuz denilen şey de A4 boyutlarında kağıda, doldurulması gereken alanların yazıcıdan bastırılmasından ibaret formlar. Bu makbuzların üzerinde basılı ve sıra takip eden bir sıra numarası yok. Sıra numarası makbuzu hazırlayan kişi tarafından elle yazılıyor.

Hâle bakın…
Hayali bağışlar var mı yok mu belli değil.

Daha kötüsünü de anlatayım.
Kayseri ve Bartın il müdürlükleri tarafından engelli evde bakıma destek yardımı ödemelerinin yapılması amacıyla özel sermayeli banka şubeleri ile sözleşmeler imzalanmış.
Karşılığında da promosyon alınmış. Şart şu; banka şubelerine aktarılan engelli evde bakıma destek yardımı ödemelerinin söz konusu hesaplarda belirli sürelerde bekletilmesi…

Bu kapsamda; Kayseri İl Müdürlüğüne 2012 yılından 2021 yılına kadar toplam 1.7 milyon TL tutarında, Bartın İl Müdürlüğüne ise 2018 yılından 2020 yılına kadar toplam 390 bin TL tutarında promosyon ödemesi yapılmış.

Mali kaynaklarının değerlendirilmesinde faiz veya kâr payı dışında ayni ya da nakdî başkaca bir menfaat temin edemeyeceği açıkça hüküm altına alındığından söz konusu il müdürlüklerinin promosyon ödemesi adı altında bir menfaat elde ettiği devletin resmî raporuna girmiş.

Bartın İl Müdürlüğünde promosyon hesabında bulunan tutarın tamamının çeşitli harcamalarda kullanıldığı, Kayseri İl Müdürlüğünde ise promosyon hesabına 2012 yılından itibaren toplam 1.7 milyon TL aktarıldığı, bu tutarın 1.1 milyon TL''sinin çeşitli harcamalarda kullanıldığı anlaşılmış.

Geri kalan 645 bin TL''sinin ise genel bütçeye gelir kaydedildiği görülmüş.

Sonuç olarak il müdürlükleri ile banka şubeleri arasında yapılan sözleşmelere göre engelli evde bakım ödemelerinin banka hesaplarında, yıllar itibariyle değişmek üzere, Kayseri''de 2 ya da 3 iş günü, Bartın''da ise 1 ya da 5 iş günü bekletilmesi ve akabinde ilgili hak sahiplerine ödenmesi kararlaştırılmış.

Ancak yapılan incelemede, söz konusu ödemelerin, sözleşmelerde belirlenen sürelere ek olarak, bazı aylarda gecikme olmasa da, çoğunlukla sistematik bir şekilde 11 güne varan sürelerde banka hesabında bekletildiği anlaşılmış.

Yani gariban evde parasını ha bugün ha yarın yatırılacak diye beklerken İl Müdürlükleri bankanın çıkarı için ödemeleri hesaplarda bekletip, üstüne bir de promosyon almışlar.

Bu iğrençlik midemi bulandırıyor artık.

Uygulamada banka şubeleri, engelli evde bakım ödemelerinin ilgili hesapta bekletilmesi karşılığında, söz konusu ödenek tutarını değerlendirmek suretiyle bir menfaat elde etmekte, elde ettiği menfaatin bir kısmını da promosyon ödemesi adı altında il müdürlüklerine aktarıyor.

Peki, ne yapılmış bu paralarla…

İl müdürlüklerinin binaları tamir ettirilmiş, il müdürlüklerinin organizasyonlarında konaklama, ulaşım, yemek bedelleri ödenmiş, kanundaki sınırlamaya uyulmaksızın seyahat masrafları karşılanmış, il müdürlüğüne ait araçların trafik cezaları ödenmiş.

Haliyle Sayıştay sert bir tespitte bulunmuş:

"Yukarıdaki örnek mahiyetinde belirtilen tespitler göstermektedir ki söz konusu il müdürlükleri, kamu mali yönetiminin temel ilkelerine ve bütçe disiplinine uymaksızın promosyon gelirlerinden harcama yapmış ve harcamalara ilişkin ilgili mevzuatla belirlenmiş süreç ve belge kontrolü prosedürlerini işletmemek suretiyle bir harcama alanı oluşturmuştur."

İşte bu kanunsuz, usulsüzce yapılan işlemlerden kazanılan paraları görüyorsunuz.

Bankalardan aldığı promosyonları ihtiyacı olan vatandaşa dağıtması gereken kurumlar o paralarla seyahat masraflarını ödemiş.

Yazının sonunda söyleyeceklerimi başında zaten yazdım.

Neredeyse her yazımda "neden bu haldeyiz" sorusuna bir yanıt bulabiliyorum.

Ne zaman "artık şaşırmayacağım" desem her seferinde daha fazla şaşırıyorum.

Yazarın Diğer Yazıları