Aksoy Araştırma, Türkiye Monitörü araştırmasının 44 hafta sonuçlarına göre; halkın yüzde 55''i de "erken seçim gerekli" diyor. Hükümetin de 60 milyar lira kredi dağıtma kararı, erken seçim olasılığını artırdı.
Bu defaki seçim, siyasi parti tercihlerini gösteren bir seçim değildir. İçinde bulunduğumuz, ekonomik ve siyasi sorunlar siyaseti tek eksenli hale getirdi. Bunun içindir ki, sorun muhalefet partilerinin kim oldukları ve ne yapacakları değil, seçmenin ve ülkenin içinde bulunduğu çıkmazdan nasıl kurtulacağı sorunudur.
1-Ekonomik sorunlar doğrudan halkın yaşamını tehdit ediyor.
Yüksek enflasyon halkın yüzde 90''ının alım gücünü düşürdü. Geçim sıkıntısı yaşıyoruz.
İşsiz sayısı dünya ortalamasının çok üstündendir. 6 milyon Suriyeli ve Afganlı kendi vatandaşımızı işsiz bıraktı. 2022''de Türkiye, düşük büyüme yaşayacak ve işsizlik daha da artacak.
Gelir dağılımı aşırı bozuldu. İktidar, Kamu Özel İşbirliği yatırımları, elektrik dağıtımı, kamu bankaları, devlet imkânları ve belediyeler yoluyla, halktan iktidarı destekleyen bir gruba gelir ve servet transferi yapıyor.
Bunun içindir ki hükümet gıdada KDV indirimi yaptı, ancak yollarda köprülerde, elektrik fiyatlarında indirim yapamıyor.
Dahası timler oluşturuyor ve piyasaya savaş açıyor. Bu uygulama krizi derinleştiriyor.
2-İnsan hakları, demokrasi ve hukuk düzeninde bozulma, yalnızca mağdurları değil, toplum vicdanını rahatsız ediyor.
Bank Asya''da hesap açtı diye Muğla''da yaşlı bir ayakkabıcı hapiste öldü ve yalnızca yırtık ayakkabıları kaldı. Buna rağmen Fetö''ye destan yazanlar bakan oldu. Fetö''yü terfi için ziyaret ettim diyenler milletvekili oldu.
Sedef Kabaş, gece saat 02.00''de evinden alındı. Hakaret suçu terör suçu gibi işlem görüyor.
Anayasa Mahkemesi Başkanı, önümüzde 65 bin başvuru var. Bu kadar hak mağdurunun olması toplumda, bu süreç yarın kime ne getirir endişesi yarattı.
Belediyelere ve Fetö bağlantılı bazı şirketlere kayyum atanması, yerli ve yabancı sermaye için mülkiyet endişesine neden oldu. Yabancı sermaye gelmiyor, yerli sermaye çıkıyor.
3-Dış politikada gidişat herkeste endişe yaratıyor.
S-400 krizi, ABD ve AB''nin yaptırım kararları, Türkiye''nin Batı''dan uzaklaşması ve Yunanistan''ın silahlanması, şahsen beni endişelendiriyor.
İçinde bulunduğumuz ekonomik, hukuki, siyasi ve sosyal sorunlar başkanlık sistemi ile geldi. Bu sorunları yaratan siyasi iktidarın geçmişteki krizlerde olduğu gibi, bir istikrar programı hazırlaması gerekir. Ama yapmıyor. O zaman muhalefet partilerinin ekonomik programlarını tartışma lüksümüz yok demektir.
Dahası, AKP''den ayrılanları, mevcut parti içindeki hizipleri, geçmişte yaşananları öne çıkararak, bu kritik eşikten çıkamayız.
Özetle bu seçimde kendi geleceğimizi oylayacağız. Bugünün küçük hesaplarından kurtulup, mutlu yarınlarımız için oy vermeliyiz.
