Brezilya’nın çöküşü
Bölücülüğün, yolsuzluğun ve enflasyonun had safhada olduğu ülkemizde insanlarımızın futbol aşkı geçici de olsa çok şeyi unutturuyor. Küreselleşme adına emperyalizmin hakimiyeti altına giren dünyada futbol ciddi bir endüstri haline geldi. Milyar dolarların havalarda uçuştuğu futbol endüstrisinin önemli merkezlerinden biri de Brezilya.. Bizim ülkemizdeki merdiven altı dershaneler gibi bu ülkede de futbol okulları var. Küçük yaşta yetenekleri keşfedilen çocuklar eğitimle beraber kısa sürede ihraç malzemesi haline geliyor. Dünyanın dört bir yanında Brezilyalı futbolcular var. Türkiye’mizde süper ligin ötesinde birinci ligde oynayan takımların kadrosunda ucuz pahalı üçer beşer futbolcu var. Dahası genç yaşta Brezilya ve Afrika’nın çeşitli ülkelerinden getirilip Türk vatandaşı yapılan binlerce futbolcu umutla keşfedileceği günleri bekliyor. Canım memleketimde işsizlik ayyuka çıkmasına rağmen hemen her evde kahvehanede futbol antrenörlerine taş çıkaracak bilirkişiler mevcut. Brezilya’nın kendi evinde Almanya karşısında uğradığı hezimet üzerine neler konuşuluyor neler.. Sadece kahvehaneler, otobüs durakları değil kadınların düzenlediği günlerde bile Almanya’nın zaferini tartışıyor kadınlar. Mahallenin bitirimleri, kopilleri Almanya karşısında perişan olan Brezilya’yı kurtaracak reçeteler yazıyor. Dünya yıldızı Neymar’ın sakatlığından tutun da teknik direktör Scolari’nin takımı iyi motive edemediğine kadar yüzlerce yorum var. İnternette bu konudaki geyikleri takip edebilmek için özel ekipler kurulmalı aksi halde yetişebilmek mümkün değil. Ülkemizin kaderini belirleyecek Cumhurbaşkanlığı seçimleri bile Brezilya’nın feci mağlubiyetiyle üçüncü dördüncü plana düşüverdi. Bir dönem Beşiktaş’tan kovulan Brezilya’nın hocası bu hezimetten sonra Siirt Köy Hizmetlerispor’da bile iş bulamaz. Aziz Yıldırım, Aykut Kocaman ikilisinin evine gönderdiği Alex’i Fenerliler unutmadı. Yıllarca kazandığı para yetmezmiş gibi geçtiğimiz günlerde gelip bir de banka reklamında oynayan Alex’i Brezilya’ya kurtarıcı olarak öneren Fenerlilere, Cim Bom ve Kartal’a gönül verenler de katılıyor. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan şu sıralarda meşgul ama Brezilya’yı kurtarmak için Kasımpaşa’daki berberinin oğlu Abdullah Avcı’yı bu ülkeye gönderip kaostan kurtarmak için harekete geçebilir. Abdullah Avcı’yı Türk Milli takımının başına getirip Brezilya vizesini kaçıran Erdoğan, bizim Brezilya’ya gidemeyişimize çok içerlemişti. Dünya kupasına gidebilmek için son bir hamle ile takımın başına gelen İmparator Fatih Terim’in Erdoğan ile arası iyi olmasa da geçici görevlendirme ile Brezilya’ya gidip göz yaşlarını dindirmesi içten bile değil.
Türkiye’de geçtiğimiz gün çoğunluk aslında Brezilyalı idi. Her ne kadar Almanya ile ekonomik ve kültürel ilişkilerimiz çok daha ileri olsa da gönlümüz Brezilya’dan yana idi.Yaklaşık üç milyon Türkün yaşadığı Almanya’nın beklenmedik galibiyeti emperyalizme karşıtlığımızdan dolayı sevindiremedi bizi. Mesut Özil’in varlığı ve başarılı futbolu bile Brezilya mağlubiyeti için teselli olmadı. Arjantin ile Hollanda arasındaki maçta bile memleketimizin kahir çoğunluğu Hollanda yerine Arjantin’i tercih etmiştir. Çok bilmişlerimiz finalde Amerika ve Avrupa kıtasının karşı karşıya gelmesinin futbol endüstrisini geliştireceğini iddia etse de Brezilya’sız finalin tadının olmayacağı kesin. Benim gönlüm Cezayir’in finalde oynamasından yanaydı. Cezayir, Almanya’dan yedi tane gol yemeyeceği gibi oynadığı futbol ile Brezilya’nın fersah fersah ilerisindeydi.
Sözü fazla uzatıp metre kareye birden fazla teknik direktörün düştüğü memleketimin insanının canını sıkmayalım. Almanya’nın şampiyonluğunu içimize sindirmekten başka çaremiz yok.