BM’nin yeni danışmanı Eide başarısızlığa mahkum
BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide görevine başladı ve önceki gün geldiği Kıbrıs’ta liderler, müzakereciler ve müzakere gruplarıyla görüştü.
Hatırlayacağınız üzere Kıbrıs Türk ve Kıbrıs Rum taraflarının onay vermesinin ardından Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Ban Ki-Mun, Norveçli üst düzey diplomat Espen Barth Eide’yi, Kıbrıs Özel Danışmanı olarak atamıştı. Avustralya eski Dışişleri Bakanı Alexander Downer’dan boşalan Kıbrıs Özel Danışmanlığı görevine getirilen Norveçli üst düzey diplomat ve ülkesinin bir dönem Dışişleri Bakanlığı ile Savunma Bakanlığı’nı yapan Eide’nin barış süreçleri ve barışa derin bir anlayış getiren tecrübeli bir diplomat olduğu belirtiliyor.
Kıbrıs anlaşmazlığını çözmek adına şimdiye kadar sayısız BM Genel Sekreteri ile ABD ve AB üyesi ülkelerin temsilcileri görev aldılar. Netice ortadadır. Sorun Rum tarafının olumsuz tavrı yüzünden çözülememektedir. Kim bu göreve gelirse gelsin Rum tarafı tutumunu değiştirmedikçe sorunu çözmek mümkün değildir.
Dolayısıyla Eide’in işi oldukça zordur. Kendisinden önce bu görevde bulunanların tümü başarısız olurken, bu görevden bir an önce nasıl kurtulacakları konusundaki çırpınışları hatırımızdadır.
Eide çok zor bir sorunu üstlendiği için kendisini nasıl hissettiği sorusuna şu cevabı verdi: “İlk tepkim, ‘Bu daha önce denenmişti, neden ben başarayım?’ oldu. Ancak daha sonra -kıyas yapmıyorum ama- ülkemin büyük bir komşu ile 40 yıllık bir sorunu olduğunu, çözümsüz olduğunu zannederken bir anda çözdüğümüzü hatırladım. Çözülemez zannettiğimiz sorunlar, toplumlar ve liderler arasında istek olduğunda (kimi zaman bunun geliştirilmesi gerekir) çözülebilir. Biraz da dıştan yardımla çözüm daha çabuk gelebilir. Elimden gelenin en iyisini yapacağım.”
Görev yerinin Cenevre olacağını, bu nedenle Kıbrıs’a daha kolay gelip gidebileceğini belirterek ‘Avustralya’dan çok daha yakın’ ifadesini kullanan Eide, buna karşın Ada’ya, yapacak bir şeyi olduğunda geleceğini, olguları gündelik olarak en iyi şekilde yönetebilecek müstesna bir temsilci olarak nitelediği Özel Temsilci Lisa Buttenheim’in buradaki ayağı olabileceğini kaydetti. Eide, ‘Ben, hareketlilik olduğunda ve yardımcı olabileceğim zaman devralacağım’dedi.
Eide Rumları tanıdıkça, Rum siyasilerin Kıbrıs’ta neyin peşinde olduklarını anladıkça nasıl içinden çıkılmaz bir görevi üstlendiğini anlayıp, o da kaytarmanın yollarını arayacaktır.
Eide Norveçli tecrübeli bir siyasetçidir. Kendi ülkesi Norveç, İsveç ve Norveç Birliği’nden referandumlarla ayrılarak bağımsızlığını kazanmıştır. Bu bağlamda Eide, halkların birlikte yaşayamadıkları şartlarda ayrılmalarının daha hayırlı olacağını en iyi bilen siyasetçilerden biridir. İskandinav tarihi bu tür ayrılıklarla doludur. İzlanda da Danimarka’dan ayrılmış ayrı bağımsız bir devlet olmuştur. Finlandiya’nın ise Rusya’dan bağımsızlığını kazanması, Rusya’daki Ekim Devrimi’yle beraber Lenin’in liderliğinde iktidarı alan Bolşevikler’in ulusların kendi kaderini tayin etme hakkının -self determinasyon hakkının- bu ülkeye tanıması ile gerçekleşmiştir.
Eide’in BM Genel Sekreteri’nin Özel Danışmanı görevine getirilmesi, Eide’in kendi bölgesindeki tarihsel yaşanmışlıkları çok iyi bilen deneyimli bir siyasetçi olmasındandır.
Ancak bildiğimiz Rum-Yunan emelleri Eide’in bilgi ve tecrübelerini Kıbrıs anlaşmazlığına aktarmasına imkan vermeyecektir.
Liderlerle görüşmelerinin ardından yaptığı açıklamalarda, 2 Eylül’de yapılmayan liderler görüşmesinin, her iki tarafla da görüşülerek 17 Eylül’de yapılmasına karar verildiğini söyleyen Eide, böylelikle müzakerelerde yeni bir aşamaya geçileceğini ifade etti.
Eide’nin, “Sizinle (basınla) paylaşmayı istediğim bazı fikirlerim var ancak bunları önce liderlerle paylaşmam gerektiğine inanıyorum. Şu anda dinleyip öğrenmemin, birlikte çalışacağım insanları tanımamın, ondan sonra konuşmamın daha doğru olacağına inanıyorum” dedi.
Görüşmeler için harcanmakta olan bunca emek ve zamana çok acıyorum. Özellikle Türk tarafının yıllardır, Rum tarafının keyfine paralel ve emperyalist güçlerin dayatmalarıyla müzakere masasına oturup-kalkmasını, boşuna enerji harcanmalarını, oldukça yadırgıyorum.
Anavatan Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan ve KKTC Cumhurbaşkanı Eroğlu’nun ortak basın toplantısında söyledikleri, yani “1 Eylül Lefkoşa Deklarasyonu”yla dünyaya ilan ettikleri hususların uygulamaya konulması halinde bu müzakere maskaralığı onurlu bir şekilde sona erecek Eide gibi değerli diplomatların da enerjilerini boşuna harcamaları önlenecektir!