Biri ayaklar altında iki al bayrak
Türkiye’nin al bayrağı gelen geçen çiğnesin diye Erivan’da metro ağızlarında yere serilirken, AKP’nin ve Star’ın Albayrak’ı “Ermeniler’den özür dileyelim” teklifi yapıyor. Bununla yetinmeyen Hakan Albayrak Türkiye’den göçen Rumlardan, hatta ondan önce “Bütün kabahat devletteydi” deyip, PKK meselesinde can verenlerden özür dileyelim, tazminat ödeyelim diyor.
Hesabı da yapmış, 5-10 milyar dolar filan tutarmış. Ama ondan sonra dünyanın vicdanı, bütün insanlık için adalet adası olurmuş Türkiye! Hani senelerce başta Kıbrıs konusu olmak üzere Türkiye’yi her konuda ikna etmek için “AB’ye girmeniz için bu şart” gibi dayatmalar yapıldı, önümüze havuç uzatıldı ya, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun müridi Albayrak da aklınca milletin burnuna havuç uzatıyor.
Sen senelerce millete Enver Paşa pazarlayacaksın, Enver Paşa sektöründen isim yapacaksın, Türkiye’de konjonktür değişince, Ermeni meselesiyle ilgili konsept değişikliği söz konusu olunca toplumu alıştırma adımlarını atmaya başlayacaksın. Sanki yıllarca Enver Paşa’yı pazara çıkaran sen değildin. İhanetler sonucu yapmaktan başka çaremiz kalmayan tehcirdeki Enver Paşa damgasını bilen de sensin. ‘Stratejik Derinlik’ palavrasına uyum sağlayamadığı için Enver Paşa gündemden düşmüş galiba.
Belli ki birileri 2015’e, yani sözde soykırımın 100. yıl dönümüne hazırlık yapıyor. Türkiye’yi bugüne kadar ‘işi tıkayan’ politikasından vazgeçirip, yeni ‘barış-çözüm ve açılım’ yaptırma niyetleri var. Önce kamuoyunu yoklama ve hazırlama programı uygulamak lazım. Bu amaçla PKK meselesinde olduğu gibi işbirlikçi gazeteci ve akademisyenlerin konuyu işleye işleye olağanlaştırması gerekiyor. Farklı kesimlerden insanları ikna etmek için kimi İslam’dan, kimi demokrasiden, kimi evrensel hukuktan söz edecek. Herkes rolünü oynayacak aslında. Sonra şartların olgunlaştığını düşünen siyasi iktidar, ‘ülkenin önünü açmak’ ve ‘tarihle barışmak’ hatta ‘Müslümanlığın gereğini yapmak’ için düğmeye basacak!
Yüz yıllık bir mesele hakkında, hükümetin askeri pozisyonundaki Hakan Albayrak’ın bir anda Enver Paşa sevdasından Ermeni özürcülüğüne zıplamasının bir hikmeti olmalı. İlhamın kaynağını bilebiliyoruz ama insan böyle bir şey yapacağı zaman, arşive bakar kendi yazılarını gözden geçirir. İnsan, emperyal güçlerin yıllardır Türkiye’ye yaptığı dayatmaya paralel düşmeyi kendisine yediremez. Fakat bunları pek güzel yedirmiş kendisine.
Bunlar aynı yolun yolcusu, dolayısıyla aynı yöntemin adamı. Başbakan Erdoğan, Dersim gibi bilmediği bir konuda sırf ‘tabuları yıkmak’ uğruna defalarca özür diledi ya, şimdi sıra geldi aynı yolun yolcularına. 9 cana mal olan Mavi Marmara meselesi değerlendirilirken, İsrail’in savunma hakkından söz eden ve yapılanı kınamayıp arkasında duran ABD’nin Ermeni meselesindeki tutumuyla aynı çizgide bulunmak bu ‘derinliksiz İslamcı’ için problem değil.
PKK’nın ana dilde eğitim gibi taleplerini, kendi görüşleriymiş ve bu görüşler İslam’ın gereğiymiş gibi bol tekbirli video çekip, bunu youtube’a yükleyen bir kafadan aslında her şey beklenir. Tam bir görev adamı. İstenileni yapıyor. Ermeniler’den özür dileme ve tazminat verme meselesi de siyaseten Hakan Albayrak’ın üstündekilerin yani amirlerinin, toplumun alıştırılmasına hizmet amaçlı yükledikleri bir görev olmalı.
Kendisi ‘İslamcılık’ alanında faaliyet gösterdiği için de işin içine Hududullah’ı katmayı ihmal etmemiş. Zaten onu katmasa, konunun İslami bir şart olduğu anlaşılmazdı! Kendisine teklifim şudur: Daha önce başta Enver Paşa’yla ilgili olanlar olmak üzere bu konuda kaleme aldığı yazıları toplayıp, tarihle yüzleşmek adına yakmasıdır. Bunu yaparken arka fona Erivan’da çiğnenen Türk bayrağı fotoğrafını koyması, mümkünse o yazıları yakma sırasında yine tekbir getirilmesidir. Ve tabii ki bu tarihi an videoya çekilerek, yine youtube’a yüklenirse iyi olur. Ne de olsa özürü bir yerden başlatmak lazım! Vazife Hakan Albayrak’ta.