Bir “meçhul” bin Ladin!

same bin Ladin’in “şaibeli” bir şekilde ortadan kaldırılmasından sonra, dünya ve özellikle İslam ülkeleri, ister istemez ABD’nin şerrinden daha fazla korkmaya başlarken “kanlı” projenin etkisine de girmiş bulunuyor. İslam âlemini sarsan operasyonun bir numaralı ismi bin Ladin, şimdi daha çok “mercek” altına alınıyor. Bin Ladin, yıllardan beri özellikle ABD’nin korkulu rüyası olarak biliniyordu. Bu arada bir çok Batı ülkesinin, yakın geçmişte terörden korunma planlarını bin Ladin ve liderliğini yaptığı El Kaide’ye göre ayarladığı biliniyor.


Usta örgütçü
Bin Ladin, Yemen’den Suudi Arabistan’a göçen ünlü işadamı Muhammed bin Ladin’in 52 çocuğundan 17’incisi olarak 1957’de dünyaya geliyordu.
1968’de babası helikopter kazasında ölünce, en az 250 milyon dolarlık bir servete hükmetmeye başlıyordu.
Usame bin Ladin, Cidde’deki Kral Abdülaziz Üniversitesi’nde mühendislik eğitimi görürken 1973 yılından itibaren İslami gruplarla ilişkiye giriyordu.
1979’larda Suudi Arabistan ve Körfez ülkelerinde çok taraftar bulan cihat çağrısına katılan bin Ladin, Afganistan’a giderek, 10 yıl mücahidlerle birlikte Sovyetler’e karşı savaşanların önlerinde yer alıyordu. İddialara göre, Amerikan Merkezi Haberalma Örgütü CIA, Usame bin Ladin dahil, mücahitlerin silahlandırılmasında ve eğitiminde önemli rol oynuyordu. Afganistan savaşının sona ermesiyle bin Ladin’in dünyaya bakışı da değişiyordu.
1991’deki Körfez Savaşı’nda 300 bin Amerikan askeri Suudi Arabistan’da konuşlanınca, Moskova’ya olan nefreti, Washington’a yöneliyordu. Bazı önde gelen mücahitlerle birlikte, Amerikan karşıtı grupları örgütlüyordu.
Suudi yönetimi, eleştirileri ve muhalefete desteği nedeniyle 1992 yılında pasaportunu iptal edince Sudan’a yerleşen bin Ladin, Uluslararası baskılar üzerine 1996’da bu ülkeyi terk ediyordu. Eğitim kampları kuran bin Ladin, Taliban’ın himayesinde Afganistan’da yaşıyordu. Usame bin Ladin, adını Amerika Birleşik Devletleri’nde 11 Eylül 2001’de, kaçırılan uçaklarla düzenlenen ve 3 bin’den fazla kişinin ölümüyle sonuçlanan saldırılarla duyuruyordu. Sonra da, Türkiye dahil birkaç ülkede yapılan kanlı terör eylemlerinin altında bin Ladin’in adı bulunuyordu. Şimdi ise, bin Ladin’in cesedinin okyanusun diplerinde olduğu ileri sürülüyor. Oysa, bir çok kişi, hatta kurum ve kuruluş, ABD’nin bu açıklamalarına tam olarak inanamıyor.


Yargısız infaz
“Bin Ladin, sağ yakalanamaz mıydı?” sorusu bütün dünyanın beynini kurcalıyor.
“Amerikan merkezi haber alma teşkilatı CIA, özel kuvvetler ya da her kimse kendisini öldürmeden yakalayamaz mıydı?” görüşü öne çıkıyor.
Bu arada, ABD’nin bin Ladin’i sağ yakalamak istemediği doğrulanıyor. Çünkü, bir yargılama sürecinin bin Ladin’den çok başkaları için daha fazla kaygı verici olacağı sanılıyordu.
Sonuçta, Afganistan’ın Sovyetler tarafından işgal edildiği dönemde, bin Ladin’in CIA’yla bağlantılarının ortaya çıkacağı iddiaları ağırlık kazanıyor.
Velhasıl, bin Ladin ve ortadan kayboluşunun, daha çok uzun süre dünyayı meşgul edeceği ve yeni yeni iddiaların medyada yer alacağı sanılıyor.

BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ?

PEN’den kınama
5-8 Mayıs günlerinde Slovenya’da, 43. Bled Yazarlar Buluşması ile birlikte toplanan Dünya Yazarlar Birliği PEN Barış Konferansı’nda Türkiye’deki tutuklamalar ve internet sansürünün kınandığını...


Bilgin yeniden başkan
Ankara Gazeteciler Cemiyeti Olağanüstü Genel Kurulu’nda yapılan seçimde liderliklerini Nazmi Bilgin, Mehmet Muhsinoğlu ve Orhan Uğuroğlu’nun yaptığı 3 listenin yarıştığını ve sonunda Nazmi Bilgin’in 307 oyla yeniden başkanlığa seçildiğini...


Kraliçe’den zengin
İngiliz Sunday Times gazetesinin yayımladığı İngiltere’deki zenginler listesinde, iş adamı Şevket Sabancı’nın 650 milyon sterlinlik servetiyle, 114’üncü sırada yer aldığını, İngiltere Kraliçesi 2. Elizabeth’in ise 300 milyon sterlin ile 257. sırada bulunduğunu...

Yazarın Diğer Yazıları