Bilge Tunyukuk
Önümde bir kitap var: Cengiz Alyılmaz, Bilge Tonyukuk Yazıtları. Yenide matbaadan çıkmış. Pırıl pırıl parlıyor. Sadece dışı değil içi de öyle. Sayfaları çevirdikçe birbirinden güzel resimlerle karşılaşıyorum. Tunyukuk anıtlığındaki bengü taşların, heykellerin, balbalların, işlemeli sunak taşlarının yakından, uzaktan çekilmiş resimleri… Sadece fotoğraflar değil, gereken yerlerde planlar ve çizimler, Levent Alyap''ın modern tasarımları...
Okuyucular şaşırabilirler. Bazen Tunyukuk bazen Tonyukuk yazıyorum. Köktürk alfabesinde o ve u sesleri için tek bir harf var. Bundan dolayı kelime Tonyukuk da okunabilir, Tunyukuk da. Konunun uzmanları bazı ipuçlarını dikkate alarak iki okuyuştan birini tercih ediyorlar. Ben Tunyukuk okuyanlardanım. Alyılmaz ve bazı meslektaşlarım Tonyukuk okuyanlardan. Tabii o''lu okuyuş daha eskiye dayandığı ve gelenek hâline geldiği için de tercih ediliyor.
Bilim, şüphe ve tartışma demektir. Bilim adamları bu konuyu daha uzun süre tartışacaklardır. İyisi mi ben yine kitaba döneyim. Doğrusu şu günlerde herkesin elini sürmek istediği (yoksa istemediği mi deseydim?) yeşil dolarlar yerine ben kitaplara dokunmayı tercih ediyorum. Kitaplar uysal ve sakin bilgelere benziyorlar. Hırsları yok, öfkeleri yok. Bazı politikacılar gibi yüzlerini kasıp üzerimize gelmiyorlar. Onların yüzleri tertemiz.
Evet kitapların da yüzleri var. Bazı Türk lehçelerinde "sayfa" yerine "bet" deniyor yani yüz. Türkiye Türkçesinde sadece bet beniz ikilemesinde kalan bet kelimesi Kazaklarda, Kırgızlarda kitap sayfası anlamına da geliyor.
Alyılmaz''ın hazırladığı kitap sadece bilge gibi durmuyor; sadece satırlarıyla bize bakmıyor. Kitabı varaklarken bir müzede geziniyormuş duygusuna kapılıyorsunuz. Yalnız bengü taşlar ve anıtlıktaki eserler değil bengü taşlar üzerindeki çalışmalar da müzede yer almış. İşte şurada Gönül Hanım kitabının kapağı, işte şurada bir kurgandan çıkan heykelciğin fotoğrafı. Bir başka bette Bozkurtların Ölümü''nün ilk baskılarındaki o efsanevi kapak. Kitabın sonlarında Köl Tigin''i betimleyen bir tablo. Köl Tigin ancak böyle resmedilir, diyorsunuz. 58. fotoğrafta elinde kuş tutan bir Türk kunçuyu var. Bir Kırgız ressam tarafından yapılmış bu tablodaki güzel prenses, tarihin içinden çıkmış gibi.
Gönül Hanım kitabı da nereden çıktı, diyebilirsiniz. Çağlayanlar yazarı Ahmet Hikmet Müftüoğlu''nun romanı Gönül Hanım. 1920''lerin başında bir gazetede tefrika edilip orada kalmış. Yıllar sonra Fethi Tevetoğlu kitabı gazete sayfalarından çıkarıp yayımlamış. Romanın kahramanı Gönül Hanım ve birkaç kahraman o tarihlerde Orhun vadisine gidip bengü taşları ziyaret ediyorlar. Ahmet Hikmet, anıtlardaki metinlerin pek çok bölümünü romanına almış. Belli bir konudaki bir müzeye girdiğiniz zaman nasıl o konunun malzemesi yanında konu üzerindeki çalışmalar da müzede yer alıyorsa bu müze kitapta da öyle olmuş. Köktürkler deyince, Tunyukuk deyince tabii ki Bozkurtların Ölümü de, Bozkurtlar Diriliyor da müzede bulunacak.
Son yıllarda UNESCO Millî Komisyonu çok iyi çalışıyor. Başkan Öcal Oğuz, diğer Türk devletleriyle de iş birliği yaparak UNESCO''dan millî değerlerimiz için anma ve kutlama kararları çıkarıyor. UNESCO''nun 40. genel konferansında da Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Moğolistan ve Özbekistan''ın desteğiyle, Bilge Tonyukuk Abidesinin Dikilişinin 1300. Yıl Dönümü, 2020 yılının anma ve kutlama programına alındı. Bu vesileyle 2020-2021 yıllarında üniversitelerimizde ve Türk Ocağı gibi bazı derneklerimizde Tonyukuk bilgi şölenleri düzenlendi; Tonyukuk''la ilgili kitaplar basıldı.
Erhan Aydın, Ahmet Taşağıl ve Ali Akar''ın kitaplarından sonra Cengiz Alyılmaz''ın kitabıyla Bilge Tunyukuk''a âdeta bir taç giydirildi.
Bazı yabancı araştırmacıların, Türklerin Bismarck''ı dedikleri Bilge Tunyukuk, Türk Kağanlığının (Köktürklerin) ikinci döneminin kurucularından biriydi. İlteriş, Kapgan ve Bilge Kağanlara başvezirlik, başkomutanlık ve başdanışmanlık yapmıştı. Çin sarayında adamları vardı, bilinen ilk Türk istihbarat şefi idi. Kendisinin ve kağanlarının yaptıklarını taşlara oydurup yazdırdığı için ilk Türk tarihçisi sıfatını da bence hak ediyor. Daha fazlasını konuyla ilgili kitaplardan okumak gerek.
Alyılmaz''ın kitabında da tabii metinler var. 1300 yıl öteden Tunyukuk neler söylüyor? Hem kendi döneminin yazısıyla ve diliyle hem de bugünkü Türkiye Türkçesiyle. Alyılmaz, taştaki yazıların birebir aynısını da eserine yansıtmış.
Türk Dil Kurumu sadece sözlük ve imla kılavuzu yayımlamıyor. Türkoloji alanındaki pek çok önemli eseri ve araştırmayı da hazırlattırıyor veya yayımlıyor. Alyılmaz''ın Bilge Tonyukuk Yazıtları da mükemmel bir baskıyla okuyuculara sunulmuş.
Çalışan, iyi işler yapan Türkler de var.