Bi daha Recep bi daha
Seçim zaferi sonrasında balkondan bütün Türkiye’yi kucaklayacağını söyleyen Recep Bey icraata gelince kindarlıktan geri durmuyor. Ayağa kalkmadığı için emekliye sevk ettiği, dolayısıyla cezalandırdığını ifade ettiği Engin Alan Paşa’nın durumunu daha önce yazmıştım. 18 Mart 2004’te gerçekleşen bu olaydan yaklaşık iki yıl sonra teamüllere göre 30 Ağustos 2005’te emekli olan Engin Alan’ın daha sonra Türk Silahlı Kuvvetleri Güçlendirme Vakfı Başkanlığı yaptığını Recep Bey bilmiyormuş. Bilmenin değil de öğrenmemenin ayıbını yaşayan Recep Bey, ileri demokrasi anlayışına göre Alan Paşa’nın Vakıf Başkanı olduğunu bilseymiş bunu da engellermiş!.. Çeşitli dernek ve vakıflarda üyeliğin yanında yöneticilik yapmış biri olarak, değil Başbakanın, darbe dönemlerinin tiranlarının bile vakıf ve dernek yöneticilerini görevden aldığına rastlamadım. Kapatıldığına tanık olmama rağmen derneklerin tüzüğüne vakıfların senedine göre seçimle iş başına gelen başkanlar demek ki Recep Bey’in geçmişteki kininden kaynaklanan sebepler yüzünden görevden alınabilecekmiş.
Elinde bulundurduğu iktidar gücüne dayanarak derneklerin, odaların, kooperatif ve federasyonların kongrelerine müdahale etmeyi hak olarak gören Recep Bey binlerce yıllık vakıf geleneğini de hiçe sayacak kadar gözükara...
Şaibe gölgesinin hiçbir zaman kalkmayacağı seçim zaferi ile her şeyi mübah sayan Recep Bey yıllardır sürdürdüğü savcılık görevinden sonra hâkimliğe, yargıçlığa da terfi etti. Üniversite diplomasının tartışmalı olduğunu bildiğimiz Recep Bey’in askerliğini de kantinci olarak yaptığını biliyoruz. Her alanda ticaret gözetip kazan-kazan şiarı ile hareket eden Recep Bey’in hukukun kenarından geçmediği halde yargıçlığa soyunması bile çifte standart. Silivri’de yıllardır hangi suçtan yargılandıklarını dahi bilmeyen Mehmet Haberal, Mustafa Balbay ve Engin Alan’ın milletvekili seçilmelerine rağmen tahliye edilip edilmeyeceği konusunda yorum yaparak yargıyı etkilemeye teşebbüs ediyor. “Hapisten çıkıp çıkmayacaklarına mahkeme karar verecek” açıklamasını yaparken, Diyarbakır’da KCK davasından yatıp da milletvekili seçilen bağımsızlar için tek bir laf bile etmiyor. Demek ki Recep Bey’in başbakanlığındaki Türkiye’de Silivri Hukuku ile Diyarbakır Hukuku farklı. Tıpkı Habur’da kurdurduğu çadır mahkemesiyle Silivri’deki ünlü kampüsün uygulamaları gibi.
Ali Dibo’nun Adalet Bakanı olduğu memleketimde bundan sonra ilkokul mezunları bile bakan yardımcılığı yapabilecek. Memurluk yasası da değişti. Yaş sınırı kaldırıldı. Özel sektörden genel müdür, müsteşar, danışman gibi özel görevlere atama yetkisi alan Recep Bey’in devletin istihbarat kuruluşu olan MİT’in başına başçavuş atadığını da gördük. Hasdal Askeri Cezaevi büyütüldü ne de olsa. Her gün üç beş subayın tutuklanması haber bile olmuyor. Genelkurmay Başkanlığına Asteğmen, Kuvvet Komutanlıklarına Çavuş, Ordu Komutanlıklarına Onbaşı atanırsa şaşmamak lazım. Ne de olsa Devr-i Recep döneminde her şey mübah. İleri demokrasi sayesinde yetki onda. Muhalefetin hali de ortada. Yeni cezaevleri inşa et Recep Bey. Bir iki üç yetmez, dört olsun!..
Bi daha Recep bi daha...