Ben de Arapça değil ana dilde ibadet etmek istiyorum
Bu son hafta da gene hüzünle noktalandı. Düşünün 17 evladımızı gene birileri yok ediyor, ama söylemler aynı. Asarız keseriz, operasyonlar da öldü kaldı. Vatandaşa yalan söyleme de üzerine olmayan bir iktidarın gene bol soğanlı palavraları.
Peki, sevgili okurum, hiç aklınıza gelmiyor mu, bu cinayetteki iktidar payı, evlatlarınızın kanında onların da payı olduğu? Biliyorsunuz, Erdoğan hükümetinin Suriye uçaklarını düşürmeleri için, Suriyeli çapulculara Stinger füzesi verdiği yabancı basında çıkmıştı. Peki, Suriyeliler, bu çapulculardan ele geçirdikleri birkaç Stingeri PKK’lı kankalarına verdiyse, Ankara’dakiler günahsız mı sayılır.
Ben helikopterin kayaya çarpıp düştüğü palavrasına inanmıyorum. Zira helikopterin düştüğü yerde bir krater var ve helikopterlerin bu tür düşmelerinde en az birkaç kişi yaralı da olsa kurtulur. Belli ki helikopter havada patlamış. Şimdilerde Uludere ve Suriye’nin düşürdüğü uçak konusunda hala doğruyu söyleyememiş bir komutanlık ve siyasi liderliğin size doğruyu söyleyebileceğine inanıyor musunuz? Ben inanmıyorum.
Her zaman olduğu gibi gene sizlere doğruyu söylemeyecekler ve kendi askerinden çok iktidara yalakalık edenler de aksini söyleyemeyecektir. Ama ben onları değil, her zaman söylediğim gibi bu çocukları emanet ettiğiniz iktidarı seçen sizleri suçlarım. Düşen her evladımız ve düşürülen her uçak ve helikopterde de sizleri suç ortağı ilan ederim. Onun için bu yiğitlerin cenaze törenlerine gidip de “yiğitler ölmez vatan bölünmez” diye slogan atmayın. Kendinizi ve içinizi rahatlatmayın.
Sevgili okurum, 10 Kasım anma törenleri, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı ardından AKP için tehlikeli sinyaller verdi. En azından AKP iktidarının erittiği menfaatçiler dışında hala büyük bir kesimin ‘Ata’sına ve Cumhuriyet’e inandığını ortaya koydu. Bizlerin savunduğu gibi bizleri eritemediklerini gördüler. Yakında Erdoğan’dan Atatürkçü söylemler duyarsanız da şaşırmayın.
Son günlerin popüler deyimi olan PKK’lıların isteği Kürtçe savunma yani ana dilde eğitim ve ana dilde savunma konusunda benim de söyleyecek bir iki kelamım var. Peki, iyi de neden ana dilde din olmuyor ve Arapçılar buna karşı çıkıyor? Onlar mahkeme önünde kendi dillerinde savunma yapmak isterken, ben neden en büyük hâkim olan yüce Allah’ın huzurunda kendi dilimde kendimi savunmayayım. Yani yüce rabbim yalnız Arapça mı biliyor, Türkçe bilmiyor mu?
Onlarınki hak da benimki, haktan ve yürekten dilek neden doğru değil? Ben mecbur muyum sevmediğim ve bilmediğim bir dilde ne dendiğini bilmeden bir şeyler mırıldanmaya. Bana manası Arapça’dan çevrilince bozulur martavalını da söylemesinler. Arapça da değişti, aynı Türkçede değişmeler olduğu gibi. Evet, onlara bu anadil hakkını verirken milyonlarca Türk’ten nasıl ana dil hakkını saklarsınız?
Gelelim dış politika konularına. Biliyorsunuz ABD Başkanı Obama yurt dışına ve Türkiye’ye yapacağı ziyaretten vaz geçti. Peki, ama neden diye bir soru gelmiyor mu aklınıza. Ya bu ziyaret sırasında Erdoğan’ı da alarak İsrail’e gitmek istediyse ve Erdoğan düşmekte olan trendine bir de bunun eklenmemesi için bir mazeret uydurduysa.
Ama tüm bunları sorgulayabilecek yürek ve inanç ister. Sevgili okurum, şurası bir gerçek ki, Türk-ABD ilişkileri hiç de ilk dönemdeki gibi olmayacak. Bu gayet net. Bırakın benim söylemlerimi, Obama yönetimine yakın olduğu eskiden lanse edilen Washington’daki bazı seslerin, söylemlerini değiştirip bugün Erdoğan hükümetini nasıl eleştirdiğinin farkında mısınız acaba? Sanmam.
Türkiye’nin şimdilerde bir geçişte olduğunun göstergesi ve isteklerinin daha büyük boyutlarda olacağının en belirgin işaretidir bu. Bu federe Kürt bölgesi mi olur, yoksa Öcalan’ın salıverilmesi mi olur yakın bir tarihte ve 2013 yılında göreceğiz. Zaten 2013 yılında onların ekonomi ne kadar mükemmel demelerine kadar göreceksiniz ekonomiden ne kadar zarar göreceğini.
Sizlere bundan sonraki iki yazımda; sizlerin son yıllarda herkesin söylemlerine karşı yaşadığınız ama fark etmediğiniz değişimi anlatmaya çalışacağım. Duyacaklarınız konusunda memnun olmayacağınızdan adım gibi eminim. Ama ne yazar bu değişimde herkes kendi köklerine dönerken, Türk halkının nasıl köklerinden uzaklaştığını anlatmaya çalışacağım.