Belediye adayları
Yerel seçimlere ilişkin tahmin ve dedikodular ekonomik krizin izlerini silmek için uçuşuyor. Alemi kör kendilerini uyanık zannedenler “Nasıl olsa alternatifimiz yok” rahatlığı ile şehrin emin kişisi olması gereken belediye başkan adaylarını, orada yaşayan insanların iradesini hiçe sayarak siyasi rant adına tespit ediyorlar. Ama bu defa kazın ayağı zannedildiği gibi olmayacak.
Genel seçimlerde tek sandıkta gönül verdiği partisinin dayattığı milletvekili adayına oy vermek zorunda kalan seçmen, bu seçimde oldukça şanslı. Büyükşehirde başkan, il genel meclisi, ilçe belediye başkanı, ilçe belediye meclis üyeliği, mahalle muhtarı ve ihtiyar heyeti olmak üzere 6 ayrı sandıkta oy verecek. Bazı il ve ilçelerde bu beşe dörde düşerken, köylerde bile en az üç sandıkta insanlar tercihlerini belirleyecekler. Ayrı ayrı kullanılan bu oyların hepsi ise seçilen belediye başkan sayısına göre değil, il genel meclisi oyları olarak Türkiye yüzdesine yansıyacak.
Kimileri “köylü Mehmet Ağa” diyerek küçümser ifade kullansa da köylerde birden çok muhtar adayı bulunması durumunda muhtarlık için ayrı, ihtiyar heyeti için ayrı oy kullanan milyonlarca bilinçli seçmen yanıltır.
Yerel seçimlerde en önemli faktör, aday kadar seçmenin tepkisi ve seçiciliği de dikkate alınmalıdır. Özal’ın tek başına hakimiyetinin 1989 yerel seçiminde “limon gibi sıkılmayın ve süpürün” sloganlarıyla nasıl yıkıldığını hatırlamayanlara, daha yakın geçmişten 1999’dan bariz örnekler verelim. Bilinçli seçmen Antalya Büyükşehir’de CHP’yi, Kepez’de MHP’yi, Muratpaşa’da DSP’yi Konyaaltında DYP’yi tercih etmiştir. İzmir, Eskişehir, Bursa, Ankara, İstanbul, Samsun gibi büyükşehirlerdeki seçkin tavır, nüfusu şehirlerden daha kalabalık ilçelerde de kendisini göstermiştir. Partisinin il genel meclisinde aldığı oyu ikiye katlayan belediye başkanlarını bu sütunlara sığdırmak mümkün değildir.
Bunun yanında, oy verdiği belediye başkanını denetlemesi için belediye meclis üyeliğindeki tercihini başka listeden yana kullanan bilinçli seçmen yüzünden başkan, dilediği kararı meclisten geçiremediği için mutabakat aramak zorunda kalır.
Seçmenin lider sultaları yüzünden hiç de alternatifsiz olmadığı seçimlere ilişkin kısa hatırlatmadan sonra gelelim başkentteki dayatmaya. Üç dönem yani 15 yıldır Ankara’da neredeyse hanedanlık kuran Melih Gökçek’ten kurtulmanın yolunu daha önce denenmiş olan Murat Karayalçın’da arayanlar yanılacak. “Koca Ankara’da başka isim mi yok” diye itiraz edenler “inadına başka adaylara oy veririm” diye avaz avaz bağırıyor. Ankara’da sol partiye yönetimi teslim etmeme adına senelerdir kerhen Melih Gökçek’e oy veren muhafazakar seçmenin “artık yeter” çığlıkları Türkiye’yi sarsıyor. AKP’nin Gökçek’te ısrarı, Türkiye aleyhine de kullanılacaktır. Gökçek dışında tek adayın ise Karayalçın dayatmasına karşı oluşacak cephenin oylarını yeniden toparlama şansı olacaktır. Beypazarı ilçesinde yaptığı hizmetlerin yanında yeni ve yıpranmamış isim olan Mansur Yavaş’a sadece MHP’liler değil, Gökçek ve Karayalçın’a tepki gösterenler de oy verebilir.
Şimdi gözler Tayyip Erdoğan’ın iki dudağı arasından çıkacak ismin telaffuzunda. AKP Gökçek’te karar kılarsa, Türkiye genelindeki çatırdamanın ayak sesleri çığa dönüşecektir.