BBP: Ordu ihtilal ordusu olmaktan çıkarılsın
Medyanın bir grup Ankara yöneticisi ile birlikte dün, Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Mustafa Destici’nin Van usulü sabah kahvaltısına davetliydik. Samimi ve sıcak bir kahvaltı sohbeti yaptık.
Fıkralar, anılar... Ankara’nın gergin ve stresli ortamından bir an da olsa sıyrılıp neşeli iki saat geçirme fırsatı bulduk. Ama o iki saatin sonunda ne de olsa Ankara gazetecisisiniz ve karşınızdaki de önemli bir camianın Genel Başkanı. Söz döndü dolaştı siyasete geldi.
BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, büyük bir açık yüreklilikle gündemdeki en sıcak konulara değindi. Destici, 12 Eylül davasından söze başladı; Anayasa değişikliklerinde halk oylamasında “evet” dedikleri için kendilerini eleştirenlere sitem etti, “Bugün geldiğimiz noktada ne kadar haklı olduğumuz ortaya çıktı” dedi. Destici, Kenan Evren ve arkadaşlarının “vatana ihanetten” yargılanmalarını istedi ve ekledi:
“Darbe yapmak vatana ihanettir. Bunlar mutlaka mahkemeye getirilmeli ve mahkemede ’millete ders olsun’diye TV’lerde canlı yayınlanmalı. Bu zihniyetin mutlaka yargılanması lazım. Kimse önümüzdeki süreçlerde 28 Şubat ve benzerlerinin olmayacağını garanti edemez.”
Darbelerden kurtulmak için Mustafa Destici’nin ilk yaptığı öneri “sivil-demokrat anayasa” oldu. İkincisini ise kendi sözlerinden aynen aktarıyorum:
“Bizim ordumuz ne savunma ordusu ne de operasyonel bir ordu. Tamamen ihtilal ordusu. İhtilal mantığıyla Anadolu’ya konuşlandırılmış. Anadolu’nun her şehrinde büyük bir askeri birlik var. Çünkü 10 yılda bir darbe yapıldığı için bunlara ihtiyaç var. Ne zaman bir ihtiyaç olsa hemen bunlar sokağa çıkartılıyor. Bu ordunun bir an önce ihtilal ordu düzeninden çıkartılıp sınırlara yakın yerlere kaydırılması lazım. Çünkü ordu benim sınırlarımı koruyacak. Mesela Şili de soruyorlar, ‘Darbeleri nasıl önlediniz’ diye, ’Orduyu başkentin 100-150 km dışına çıkartarak’ diyor. Biz daha da sınırlara kaydırmamız lazım.”
Hükümete eleştiri
Sohbet, Hükümetin yeni çıkardığı eğitim yasasına geldiğinde Destici, alım satımların Kamu İhale Kurumu kapsamından çıkarılmasını eleştirdi ve sözü Van depremine getirip, “Deprem bölgesindeki ihaleler kimlere verildi? Açıklasınlar. Van için toplanan paralar nereye gitti bilmek istiyorum. Açıklasınlar” dedi.
Başbakan Tayyip Erdoğan’ın teşvik paketini de eleştiren Mustafa Destici, Güneydoğu’ya verilen önceliğe işaret ederek oldukça önemli bir hatırlatma yaptı:
“Daha önce de bunlar denendi ve yatırımların yapılmadığını gördük. Sen orada önce güvenliği sağla.”
Tayyip Erdoğan’ın sadece ihracat rakamlarını göstererek kandırmaca yaptığını da ima etti BBP Genel Başkanı. Mustafa Destici’nin rakamlarına göre; ithalat 50 milyar dolardan 250 milyar dolara geldi, cari açık da 70-80 milyar dolar, milletin yüzde 70’i de açlık sınırında yaşıyor. Siyasi bir istikrarsızlıkta ekonominin tepetaklak olacağına dikkat çeken Destici, Tayyip Erdoğan’a şöyle seslendi:
“Terörü bitirmeden Türkiye, dünyanın ilk 10 ekonomisinin içine giremez.”
Suriye
Tayyip Erdoğan ve Hükümetin dış politikalarına da çok sert yüklendi Mustafa Destici. Hükümeti Suriye’ye müdahale etmekte kararlı gördüğünü belirten Destici, kamuoyuna net bilgi verilmemesinden şikayet etti:
“Söylenenler bizi tatmin etmiyor. Biz Suriye’ye niye müdahale edeceğiz? Neyin karşılığında? Bölgedeki ’siyasi dengesizlikler’ bahane edilerek zamlar yapıldı. Bu zamlar bölgedeki siyasi gelişmelerin bedeli ise niye bunu millet ödesin? O zaman tazmin etsinler. Suriye’ye müdahale etmemiz doğru değil. Yaptığım görüşmelerde bana ’Sınıra 300 bin kişi gelirse ne yapacağız’ dediler. Tedbirlerini alsınlar. Orayla ilgili politika geliştirmek istiyorsan sana en sadık Türkmenler var ama onları dikkate bile almadılar.”
Rehine gazeteciler
Mustafa Destici, Suriye’deki yönetimi onaylamadığını da belirterek Beşşar Esad’dan gelen ziyaret teklifini de reddettiklerini bildirdi. Destici, söz Suriye’de rehin olan iki gazeteciye gelince oldukça ilginç bir bilgi aktardı:
“Burada Esad’ın bir adamı vardı; bizi de davet eden, aracı olan.. Kendisine gönderdim arkadaşları, gazetecilerin akıbeti ile ilgili. Bize söyledikleri, ‘Türkiye’ye sığınan bir albayı verirseniz biz de gazetecileri veririz’ dediler. Değiş-tokuş istiyorlar. Biz de ‘Türkiye, kendine sığınan kimseyi iade etmez’ dedik. Gazeteciler orada bir Şii köyünde, etrafı Sünni köylerle dolu bir köyde. Sünni köyleri aşıp, oradan gazetecileri Esad’ın askerlerine teslim edecekler. Belki de bugünlerde teslim etmiş olabilirler. Sünni köyleri geçememişlerdi. ‘Sünnilere teslim edersek de Esad bizi öldürür’ diye korkuyorlar elinde tutanlar.”
Mustafa Destici, bu bilgiye üç gün önce ulaştıklarını da sözlerine ekledi.
Muhsin Yazıcıoğlu
Merhum Muhsin Yazıcıoğlu’nun kaza sürecine de değinen BBP Genel Başkanı Destici, helikopter kazasının olduğu gün enkaz yerine iki askeri helikopterin ulaştığı ile ilgili belgeleri Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e verdiklerini hatırlattı. Mustafa Destici, “Bize bilgi-belge gelmeye devam ediyor. Daha ileri belgeler var” dedi.
Asker ile başlayan sohbet asker ile bitti.
Mustafa Destici, Yazıcıoğlu kazası ile ilgili, “Bize devamlı ’bu işi kurcalamayın’diye uyarılar geliyor” deyince “kim bunlar” diye sordum.
Mustafa Destici, “asker” yanıtını verdi. Bir başka arkadaşım da “muvazzaf mı” diye ekleyince şu yanıtı aldık:
“Bu işlerde emekliler gelir”...