Bayram değil seyran değil Obama, Erdoğan'ı neden öptü
1990’lı yıllara kadar Washington’dan bir Amerikalı yetkilinin Türkiye’ye gidip ziyaret edeceğini duysak sevinir, ülkemiz önem kazanıyor, bizi de adam yerine koyuyorlar diye gururlanır, önemserdik. Ancak daha sonraki yıllarda gördük ki bu ziyaretlerin her biri Türkiye’ye kazık atmak içindi ve adamların ülke yönetimine müdahil olmasına yol açtı.
Türk askerinin kafasına torba geçiren Yunan askeri değildi. Bugüne kadar da hiçbir Amerikalı yetkili bu konuda özür dilemek nezaketini göstermedi. Onların yüzünden PKK belası Türkiye’nin kanını, iliğini emdi, bizimkilere bu katil sürüsünü af ettirmek için diz çöktürdüler. Kıbrıs’ta sizi tanıyacağız diye referandum oyunu oynatıp vatansever Denktaş’ın altını oydular, yerine oyunbaz Talat’ı getirip KKTC’yi tanımadılar.
Kuzey Irak’ta kurdukları Kürt devletiyle, bileğimizi bükerek, masaya oturttular. Şimdide Türkiye’yi Irak’taki kukla hükümetin askerini eğitme soytarılığına zorluyorlar. Düşünün askerimize kurşun sıkacak peşmergeyi eğiteceğiz. Gürcistan konusunda onların emriyle devlet başkanının devrilmesinde rol aldık ve komşumuz Rusya ile aramız açıldı. Bu köşede biraz daha yerim olsa idi sizlere yediğimiz kazıkların sayfalar dolusu dökümünü yapardım.
ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton’ın Ankara ziyaretinde dudaklarından dökülen bu cevher nedense bende sevinme yerine kara kara düşünme gereği yarattı. Acaba bu sefer ne kazık geliyor ve bizimkilerin sata sata bitirdikleri ülkemde bunlara verecekleri ne kaldı diye aklımdan geçti.
Biliyorum, aklınıza adama bak her şeye kötümser bakıyor, oysa bizim ne kadar itibarlı olduğumuzu ortaya koyuyor bu durum diye geliyordur. Haklısınız ben de olsam aklıma aynısı gelirdi. Ama Allah rızası için durun da ne oldu diye bir düşünün.
Hatırlarsanız bizimkiler seçimler sırasında Obama ile görüşmek için yırtınmış, ama Obama’nın danışmanları bile onları kabul etmemişti. Adam Türkiye’nin açıktaki siniri Ermeni soykırımı ifadesini 24 Nisan bildirisinde kullanacağı yolunda mangalda kül bırakmamıştı.
Ne oldu acaba? Obama sabah kalkarken ayağı kayıp düştü mü, yoksa Gül-Erdoğan ikilisini görüp birden muhabbeti mi kabardı? Artık bu muhabbet ardından Obama’nın kalkıp da soykırımı falan diyerek Erdoğan’ı incitmesi de yakışık almaz. Peki, aklınıza ne verdi bizimkiler de adam Ermeni seçmenini ve Ermenileri destekleyen 212 milletvekilini karşısına aldı diye gelmiyor mu?
Bana sakın Obama başkan olunca Türkiye’nin değerini anladı palavrası sıkmayın. Yemem. Anlaşılan adama öylesine bir şey önerdiler ki ekonomi ile boğuşan Obama’nın başından beş on belayı alıverdiler. Ne olabilir bunlar. İsterseniz bir fikir jimnastiği yapalım.
- Kuzey Irak’ta kurulan Kürt devletine, İran, Suriye, Iraklı Şii ve Sünni Arapların, Barzani ve adamlarını yutmasını önlemek için koruyucu anne olmak.
- Afganistan’a kimse asker vermezken Türk askerini oralara yollamak,
- Kıbrıs’tan Türk askerini çekip adayı Rumlara bırakmak.
- Abdullah Öcalan’ı hapisten çıkarıp, dağdaki PKK’lıları affederek Türkiye’nin Güneydoğu’sunda federal bir yönetime geçmek.
- İstanbul Fener Patriği’ni ekümeniklik, yani evrensel olarak tanıyıp İstanbul’da, Katolik Kilisesi’nin Roma’da yaptığı gibi bağımsız bir Ortodoks kilise devletine izin vermek.
Bunları daha da çoğaltmak mümkün. Ama işin özü başka, işbaşında gerçekten bir milli hükümet olmadığı sürece elin değneği ile biz daha çok yol arar, başkalarının emirlerini yerine getiririz. Kılavuzu karga olan ve kaderini güvercine bağlayanların ortak kaderi başkalarına kul olmaktır.