Batı Trakya ve Güney Kıbrıs’taki vakıf malları ne olacak?
AKP hükümeti, azınlık vakıflarının mülklerine ilişkin bir düzenleme yaptı. Çıkarılan Kanun Hükmünde Kararname’yle azınlık vakıflarının 1936 yılından sonra edindikleri gayrimenkuller için hak sahibi olmalarının yolu açıldı. Ancak tartışılması ve üzerinde durulması gereken Batı Trakya’daki Müslüman Türklere ait vakıf malları ile Güney Kıbrıs’taki Müslüman Kıbrıs Türklerine ait vakıf mallarının durumu ve geleceğidir. Rum-Yunan ikilisi tarafından yıllardır el konulan ve sömürülen Müslüman Türklere ait vakıf malları ile ilgili AKP hükümeti ne kadar duyarlıdır? Bugüne kadar bu konuda neler yapılmıştır?
Kıbrıs’ta vakıf malları yağmalandı
Kıbrıs İngiliz yönetimine geçerken, adanın yüzölçümünün yüzde 30’u Vakıflar İdaresi’ne kayıtlıydı. İngiliz Sömürge Yönetimi ve tapu kayıtlarını değiştirmekten çekinmeyen Rumlar Müslüman Türk halkına ait vakıf mallarımızı yağmalamaktan geri kalmadılar. Vakıf mallarının İngiliz sömürge yönetimi tarafından Rumlara peşkeş çekildiği çürütülmesi mümkün olmayan belgelerle ortadır. Elimizdeki belgeleri siyaset ve hukuk bağlamında lehimize kullanmaktan aciz olduğumuz ortadadır. Rum tarafı kuzeyde bıraktığı malları için AİHM’de binlerce dava açıp hakkını ararken bizler ne yazık ki elimiz kolumuz bağlı hiçbir şey yapmamaktayız.1974’ten sonra Güney Kıbrıs’ta kalan bütün vakıf mallarına Rum tarafı çıkardıkları vasilik yasası çerçevesinde el koymuştur. Birçok vakıf malı yıkılarak yerlerine yollar ve yeni binalar dikilmiştir. Mülkiyetinin devredilmesi mümkün olmayan birçok vakıf malı Rum halkına devredilmiştir. Güney Kıbrıs’ta bugün 150 kadar köyde Türk varlığı bulunmaktadır ve Rum yönetimi bunlara el koymuştur.
Batı Trakya’da da durum içler acısı
1913 Atina Antlaşması ve 1923 Lozan Antlaşması ile, üzerindeki her türlü yönetim, denetim ve tasarruf hakkı Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığına bahşedilen vakıf mülkiyetleri Yunan hükümetleri tarafından, sistematik bir şekilde yıkım, haciz ve istimlak yoluyla yok edilmektedir.
Yunanistan’ın taraf olduğu ve halen geçerli uluslar arası antlaşmalarla güvence altına alınmış bulunan özel ve özerk Müslüman Türk Vakıf mülklerinin yönetim, denetim ve üzerlerindeki her türlü tasarruf hakkı, ne yazıktır ki, bu mülklerin gerçek sahibi olan Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığının elinde değildir. Mülklerin idaresi Yunan hükümetlerince tayin edilmiş bulunan ve Müslüman Türk Azınlığın itibar etmediği Cemaat İdarelerinin yetkisine bırakılmıştır.
Bu idarelerde görev alan şahıslar, Müslüman Türk Vakıflarının yıkım, haciz, istimlak yoluyla yok edilmelerini, bu mülklerden elde edilen gelirlerin ne olduğunu ve nerelere harcandığını izah edebilecek durumda değillerdir. Bütün dünyanın gözü önünde Batı Trakya’da da Kıbrıs’ta olduğu gibi Müslüman Türk malları yağmalanmaktadır.
Ve ne yazık ki bu yağmayı yapan Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi insan hakları şampiyonu olduğunu iddia eden AB’nin üyesidirler.
Yunanistan, anavatan Türkiye’nin azınlık vakıfları mallarının iadesine ilişkin kararından memnun olduğunu, ancak Batı Trakya’daki Türk vakıflarının malları hakkında “İnsan hakları konusunda mütekabiliyet yoktur” açıklamasında bulunmuştur. Yunan Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Grigoris Delavekuras, azınlık vakıfları ile ilgili mütekabiliyete ilişkin bir soruya karşılık “İnsan haklarıyla ilgili tüm sözleşme ve anlaşmalarda mütekabiliyet olmadığı açıkça belirtilmektedir. İnsan haklarını korumak devletlerin vatandaşlarına karşı yükümlülüğüdür. Yunanistan da vatandaşlarını ilgilendiren konuları kimseyle görüşmez” cevabını vermiştir. Hak hukuk bir yana, anlayacağınız Yunanlı, Müslüman Türk malları konusunda üzerine düşen insanlık görevini bile gerçekleştirmeye yanaşmayacaktır.
Müslüman Türk mallarının yağmalanmasına,talanına ve mülkiyetinden yoksun bırakılmalarına son verilmelidir.Bu konuda en üst seviyede çalışmalar yapılması şarttır.Bizzat Başbakan Erdoğan’ın bu konuya el atması ve Dışişleri Bakanı’na gerekli talimatı vermesi gerekmektedir. Gayrımüslüm cemaatlarına gösterilen ilgi Kıbrıs Türklerine ve Batı Trakya’daki kardeşlerimize de gösteril-meli,mülklerinin iadesi ve tazmin edilmeleri sağlanmalıdır.