Barzani ve PKK kozu!

Tam bir ay önce, bu sütunda “Barzani sanki bir Truva Atı” başlığı altındaki yazımızda, sanki bu günlerde, sahneye konulmak istenen oyun ana hatları yer alıyor;
“....Mesud Barzani’nin kanlı eylemleri, soyuna sopuna kadar uzanıyordu.
Ve özellikle, Türk düşmanlığında ‘fersah fersah’ geçiyordu. Ancak, şimdi de Mesud Barzani’ye Türkiye tarafından ‘resmen’ gösterilen ilgi, çelişkiyle karşılanıyor.
Uzmanlar, ABD’nin İsrail’in desteğiyle yürüttüğü projede, Mesud Barzani ve peşmergelerinin, kısa veya uzun vadede, bölgenin baş belası olacağını defalarca öne sürüyor.”
Bugünlere gelince; ne yazık ki, Mesud Barzani’nin eli kuvvetlenmiş görünüyor.
Çünkü, estirilen ve “kara kış”a dönen “Arap Baharı”nın en stratejik yöresini Irak’ın Kuzeyi oluşturuyor.
Buradaki, en önemli aktör de Mesud Barzani oluyor. Ne var ki Mesud Barzani’nin, bir ayağı Irak’ta, diğer ayağı Türkiye’de, üçüncü ayağı Suriye’de ve dördüncü ayağı da İran’da “Truva Atı” konumunda olduğu da bir türlü fark edilemiyor.
Gerçekten de Barzani, “Truva Atı” konumunda olduğunu ispatlamış bulunuyor.
Bir ABD gezisinin sonunda, yine PKK’dan vazgeçtiğini, hatta düşmanı olabileceğini homurdanıyor.
Kim bilir, Barzani’nin bu kaçıncı söz verişi veya bu kozu öne sürmesi sergileniyor.
Başı sıkıştıkça veya sırtı sıvazlandıkça Barzani, PKK’yı feda etmeye hazır olduğunu çekinmeden ortaya atıyor.
Ortam değişince de kuzular kesilerek verilen ziyafetlerle, PKK dostluğu pekleştiriliyor.
PKK’nın zaten hem ABD, hem de Barzani tarafından bir koz olarak kullanıldığı açıkça biliniyor.
Üstelik, PKK’nın sözü geçenler için, bir “vurucu güç” olduğu da hesaplanıyor.
Özellikle, Irak yönetimine, Türkiye’ye, İran’a ve Suriye’ye karşı kullanılması da hesaplananlar arasında yer alıyor.
Yine PKK kozunu masaya sürerek elini güçlendireceğini uman Barzani, aslında, öncelikle Suriye’nin kıyılarından denize açılmak için bir koridor elde etme hülyasını taşıyor.
“Arap Baharı”nı bir yıldan fazladır zorlayan taraflar ister istemez bu projeye güç veriyor.
Oysa, denize açılma koridoru kazanan bir Barzani’nin PKK’dan çok daha güçlü ve tehlikeli olacağı bir türlü akla getirilmek bile istenmiyor.
Ne var ki özellikle ABD ve İsrail’in bu tehlikeli projenin yandaşı olduğu da hemen fark ediliyor.
Çünkü, bir bakıma; denize açılan koridor İsrail için bir güvenlik kuşağı konumunu da bölgenin coğrafyasına kazandırıyor.
Nereden bakılırsa bakılsın, öncelikle “Arap Baharı”nın devamlılığı ve muhtemel sonuçları, geniş zamanda bölgeye ve özellikle Türkiye’ye büyük zararlar getireceğini öne sürmek için, ne uzman, ne diplomat, ne asker, ne politikacı ve ne de kâhin olmayı gerektiriyor.

Yazarın Diğer Yazıları