Barzani sanki bir "Truva Atı!"
Dikkatli gözlerden kaçmamıştır ama; yine de, gazeteniz Yeniçağ’ın Barzani tehlikesi ile ilgili uyarılarının aylar öncesinden başladığını hatırlatmak gerekiyor.
Gerçekten de Yeniçağ’da “Kuzey Irak”la ilgili yazı ve haberler yayınlanırken, 7 Nisan 2011 tarihli köşemizde, belirttiklerimiz yavaş yavaş gün ışığına çıkıyor.
“Türk düşmanı Molla Barzani Ermenilerle de işbirliği yaptı!” başlıklı yazımızın girişi sanki bu günleri anlatıyor.
“Gazeteniz Yeniçağ’ın Barzani daha doğrusu Irak’ın kuzeyine yapılan gösterişli resmi ziyarete karşı “tavrı”, tespitleri, kayda değer bir gazetecilik işlevi sayılması gerekiyor. Her şeyden önce, Mesud Barzani’ye karşı gösterilen ilgi, hatta tanınmak istenen haklar “tehlikeli ilişkiler” kulvarına giriyor. Durup dururken, Mesud Barzani’yi yılana benzetmek boşuna bir girişim olmuyor.
Zira bu Barzani, azılı bir Türk düşmanı olan babası Molla Mustafa Barzani’nin izini sürüyor.”
Aslında, azılı Türk düşmanı olan Molla Mustafa Barzani’nin bile, oğlu Mesud Barzani’ye hiç güvenmediği tarihi bir gerçeği yansıtıyor.
Nitekim, her yazımızda yer alan bu tespitle ile ilgili satırlar bile her şeyi ispatlıyor;
“Sürgündeki Molla Barzani 1958’de Irak’a dönüyordu. Molla Barzani 3 yıl sonra Irak yönetimine karşı yine ayaklanıyordu.
Ne var ki, Molla Mustafa Barzani kendisinin yerine küçük oğlu İdris Barzani’yi seçmişti.
Açıkçası Mesud Barzani’ye pek güvenmiyordu.
Molla Barzani 1975’te bu kez yerleştiği ABD’de 4 yıl sonra kanserden ölünce, yerine daha önceden planladığı gibi İdris Barzani geçiyordu.
Ancak, İdris Barzani de babası gibi kanserden can verirken Mesud Barzani, hem aşiretin hem de Kürt Demokrat Partisi’nin lideri oluyordu.
“Halef” seçmediği için babasına bile kinlenen Mesud Barzani, kısa zamanda tıynetini, Molla Mustafa Barzani’nin fotoğraf, heykel ve büstlerini hiçbir yere koydurmayarak gösteriyordu. Hatta, Dahok’taki heykelini dikildiği yerden kaldırtıyordu.
Aslında, Mesud Barzani’nin kanlı eylemleri, soyuna sopuna kadar uzanıyordu.
Ve özellikle, Türk düşmanlığında “fersah fersah” geçiyordu. Ancak, şimdi de Mesud Barzani’ye Türkiye tarafından “resmen” gösterilen ilgi, çelişkiyle karşılanıyor.
Uzmanlar, ABD’nin İsrail’in desteğiyle yürüttüğü projede, Mesud Barzani ve peşmergelerinin, kısa veya uzun vadede, bölgenin baş belası olacağını defalarca öne sürüyor.”
Bugünlere gelince, ne yazık ki, Mesud Barzani’nin eli kuvvetlenmiş görünüyor.
Çünkü, estirilen ve “kara kış”a dönen “Arap Baharı”nın en stratejik yöresini Irak’ın Kuzeyi oluşturuyor. Buradaki, en önemli aktör de Mesud Barzani oluyor. Ne var ki Mesud Barzani’nin, bir ayağı Irak’ta, diğer ayağı Türkiye’de, üçüncü ayağı Suriye’de ve dördüncü ayağı da İran’da “Truva Atı” konumunda olduğu da bir türlü fark edilemiyor.