Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Özcan YENİÇERİ
Özcan YENİÇERİ

Barzani Erdoğan görüşmesi ve devlet

Sınır ötesi harekât haberlerinin çıkması ve ardından da Başbakan ve Dışişleri Bakanı’nın “bölücüleri destekleyenler karşılığını görür(!)” anlamına gelen açıklamalar üzerine İran Dışişleri Bakanı Türkiye’ye gelmişti. Aynı sıralarda Neçirvan Barzani Türkiye’ye gelerek görüşmelerde bulunmuştu. Bunu işbirlikçi ve yandaş medya “birer birer geliyorlar” şeklinde vererek, Erdoğan’ın karizmasını güçlendirici yayınlar yapıyordu.
Malum medyaya düşen haberlere bakılırsa bu sıralarda TSK, sınırı aşmış 22 taburla terörist kamplara harekât başlatmıştı. Neyse ki sonradan askerin yalnızca sınır ötesinde bazı nokta operasyonları yaptığı haberi geldi.
Medyanın verdiği havaya bakılırsa Başbakan Erdoğan’ın restini gören ülkeler soluğu Ankara’da almışlardı. ABD, terör konusunda “Türkiye’nin yanındayız” türünden geleneksel açıklamasını yapmıştı. İran, bakan göndermiş, Kuzey Irak yönetimi küçük Barzani’yi Ankara’ya sevk etmişti. Türkiye, Irak’ın kuzeyindeki yönetimin başı olan Mesut Barzani’yi de Ankara’ya davet etmişti.
Bu arada Başbakan Erdoğan, Almanya’ya gitmiş orada mevkidaşı Merkel ile görüşmesi sırasında bölücü örgütün yalnız Almanya’da “altı milyar euro sadece toplanmış parası var” diye Merkel’i ikaz ediyor. “Terörle ortak mücadele ettiğimizde hem Türkiye hem de Almanya birlikte kazanacaktır(!)” diyor. Bu arada Sayın Başbakan, AB ülkelerini de yüksek sesle bölücü örgüt konusunda uyardı.
Başbakan Türkiye’ye gelir-gelmez bu kez de bölücü örgüt mensuplarının üstlendiği Kandil bölgesini resmen denetim altında tutan Mesut Barzani, Türkiye’ye geldi. Barzani Başbakan Erdoğan’la görüştü.
Barzani’nin bu görüşmeler de mesaj değil, bir çeşit gözdağı verdiği anlaşılıyor. Barzani resmen şunu diyor: Bölücü örgüte karşı biz bir şey yapamayız. Bölücü örgüte karşı savaşa da asla katılmayız. Kaldı ki PKK’yı Kandil’den söküp çıkarmak da mümkün değildir. Tek çıkış yolu diyalogdur.
Barzani özellikle PKK’nın ve coğrafyanın yenilmezliğinden bahsediyor. Şunları söylüyor: “Ben de oralarda çarpıştım. O dönemde Irak yönetimi bize gaz bombası attı, tam 5 bölük asker yığdı, uçaklarla bombardıman yaptı, yine de bizi yok edemedi. Dünyanın en zor bölgesidir”.
Bu arada Barzani, “Kan dökülmesin” , “açılıma devam edin” , “Kandil’e operasyonu da düşünmeyin” demeye getiriyor. Her anlama gelecek, genel sözler ediyor. Daha da ilginci Barzani, “Bu sorun silahla çözülemez. Ne Türkiye ne de PKK silahla bir yere varamaz. Ben de buraya askeri operasyonların bırakılmasını istemeye geldim” diyor.
Söylemlerinden anlaşılıyor ki Barzani, aslında Türkiye’yi Kandil’e yönelik sınır ötesi harekat yapmaması konusunda caydırmak için Türkiye’ye gelmiş. Açıkça yapsanız da “sonuç alamazsınız” diyor. Böylece Barzani, yalnız bölücü örgüt mensuplarını Kandil bölgesinde ikamet, iaşe, silahla teçhiz etmekle kalmıyor bir de TSK’nın operasyonlarına karşı bölücüleri korumak için Türkiye’ye gözdağı veriyor. Çözüm olarak diyalogu öneriyor. Türkiye sınırı geçip vatandaşlarını katleden bir örgüte karşı, fiziki şartlar yüzünden operasyon yapmayacak. Açılımlara devam edecek, örgütle oturup onlar ne istiyorlarsa bunu kabul edip, bu kirli savaşı bitirecek.
Başbakan Erdoğan ve dışişleri yetkililerinin aklına, bölgesinden Türkiye’ye yönelik yapılan saldırılardan Barzani’nin sorumlu tutulacağını söylemek gelmiyor. Başbakan Erdoğan, vatandaşlarının can güvenliğini ortadan kaldıran bölücü teröre karşı kendi gücünü göstermiyor. Buna karşın dışarıdaki ülkelerin duruma müdahil olmasını istiyor.
Öyle anlaşılıyor ki Başbakan Erdoğan’ın aklı hâlâ Oslo’da kalmış. Terörle mücadele diye bir şey bilmiyor. Bu iktidarla devletin bütünlüğü ile milletin varlığı her zamankinden daha fazla tehdit altındadır!

Yazarın Diğer Yazıları