Barbaros geri çekilip, Navtex kaldırılıyor mu?
Rum tarafı defalarca Barbaros ve Türk savaş gemilerinin bölgeden ayrılmamaları halinde müzakere masasına dönmeyeceğini açıkladı. Rum yetkililer ayrıca sürdürülmekte olan sondaj çalışmalarından vazgeçmelerinin kesinlikle düşünülmediğini ve 9. parseldeki çalışmaların planlandığı gibi devam edeceğini de bildirdi. Türkiye ve KKTC yetkilileri ise Rum tarafının tek taraflı sondaj çalışmaları sonlandırılmadan gemilerin bölgeden ayrılmalarının sözkonusu olmadığını açıkladı.
Bölgedeki enerji kaynaklarının Türkler ve Rumların ortak hakkı olduğunu bütün dünya kabul etmektedir. Ancak hiçbir Allah’ın kulu da Rum tarafına dönüp “ortak olduğunuz kaynakları ancak ortak kararlar alarak işletebilirsiniz,kullanabilirsiniz” dememektedir.
Rum liderliği, enerji kaynakları konusunu BM çerçevesindeki müzakerelerin bir parçası yapmak istememektedir. Aslında bu konuyu hiçbir platformda ve şekilde görüşmek taraftarı değildirler. Adayı Yunan olarak gören Rum, herhangi bir paylaşıma da razı gelmemektedir. Zaten bu nedenle müzakerelerden 50 yıla yakındır sonuç alınamamaktadır.
Geçtiğimiz hafta sonu Atina’da 3. Türk-Yunan Yüksek İşbirliği Konseyi toplantılarına katılan Anavatan Türkiye Başbakanı Ahmet Davutoğlu ve Yunanistan Başbakanı Samaras’ın müzakerelerin başlaması için bir formül buldukları bilgisi gelmiştir. Tamamen Rum basınına dayanan bu bilgilerin ne kadar sağlıklı olduğunu gelişmeler gösterecektir.
Haravgi; “Davutoğlu ve Samaras Formül Buldu mu?.. Hükümet ENI’nin Araştırmalarına Son Verilmesinin Söz Konusu Olmadığını Belirtiyor” başlıklı haberinde, Davutoğlu ile Samaras’ın Kıbrıs müzakerelerinin yeniden başlaması için formül arama konusunda anlaştıklarını haber verdi.
Astra radyosunun Türkçe muhabiri Dimitris Agadis’in bir Türk yetkiliyi kaynak göstererek, müzakerelerin yeniden başlamasına olanak tanıyacak bir senaryonun tezgahta olduğu haberini geçtiğine işareteden gazete özetle şunları yazdı:
“Bu senaryoya göre, ENI-KoGas konsorsiyumu 9. parseldeki sondajlarının ilk aşamasını tamamlar tamamlamaz Türkiye, bunu prosedürün sonu olarak algıladığını ve Barbaros Hayreddin Paşa gemisini çekeceğini açıklayacak. Aynı zamanda Türk hükümeti, ENI’nin hidrokarbon aramalarına devam etmesi durumunda tepki göstereceğini de sızdıracak.
Türk kaynaklarına göre senaryoda, Kıbrıs hükümeti tarafından, Kıbrıslı Türklere doğalgazdaki haklarını verecek bir yasa hazırlanması da öngörülüyor. Aynı kaynaklara göre senaryonun uygulanmasını Türk ve Yunan Enerji Bakanlığı müsteşarları koordine edecek.Gazete, Rum Sözcü Nikos Hristodulidis’in Astra’nın bu haberi üzerine, ” ENI’nin araştırmalarına son vermesinin söz konusu olmadığını “ açıkladığını yazdı. Habere göre Hristodulidis, ” Şirketler, sözleşmeler tahtında normal şekilde araştırmalarını sürdürecekler. Doğalgaz çıkarma şirketleri, bir takvim çerçevesinde ilerliyor ve hükümetin onlara karşı yükümlülükleri var. Ancak hükümet, değerlendirmede bulunmadan önce Yunan hükümetinden resmi bilgilendirme bekliyor “ ifadelerini kullandı.
Haftalık Kathimerini ise, ” Davutoğlu’nun Atina’daki Temasları “ başlıklı haberinde, 3. Türk-Yunan Yüksek İşbirliği Konseyi’nin Kıbrıs krizinin gölgesinde yapıldığını yazdı. Ahmet Davutoğlu ve Andonis Samaras’ın, Barbaros Hayreddin Paşa gemisinin Doğu Akdeniz’den çekilmesi ve müzakerelerin yeniden başlamasıyla gerilimi düşürecek bir anlaşmaya varma iradesi belirttiklerini kaydeden gazete, Atina’nın bütün hareketlerin, Rum siyasi liderliğiyle tam istişare içerisinde yapılmakta olduğunun altını çizdiğini yazdı.
Türkiye hükümetinin Navtex’i uzatmayarak gemilerini bölgeden çekmesi sonuçları oldukça kötü olacak bir geri adım olacaktır. Bu Türk dış siyasetinin son dönemdeki en büyük hatalarından biri olacaktır; ve Kıbrıs Türkleri olarak bizlerin ve Türk Milleti’nin Kıbrıs’taki haklı davamıza inanılmaz darbe vuracaktır. Böyle bir duurumda bundan böyle ” egemenlik “ konusunu gündeme getirmemiz mümkün değildir. Devletimiz KKTC’nin egemenliğinden bahsetmemiz mümkün olamayacaktır. Rum tarafının müzakere masasına dönmesi uğruna böyle bir hata kabul edilemez. Rum tarafının müzakerelere dönmesi o kadar önemli değildir. Önemli olarak Rumun ” eşit ortak “ olduğumuzu, Kıbrıs’ın tümünün,egemenlik dahil, ” eşit ortağı “ olduğumuzu kabul ederek masaya dönmesidir.
Ben Anavatan Türkiye’nin Kıbrıs Türkünün hakları konusunda, MGK kararlarına ve en üst düzeyde yapılan açıklama ve taahhütlere istinaden,geri adım atıp vahim bir hata yapacağına ihtimal vermiyorum. Yine de gelişmeleri yakından izlemeye devam edeceğiz.