Balyoz zokasını yuttular

Gene hepimizi sazan yerine koyduklarını sandılar. Ama acaba sonuçta gerçek sazan kim ola ki? Ne zaman o garip turkuaz rengi logolu paçavrada bir haber yayınlansa, ardından halkın başına yeni felaketlerin geleceği belli oluyor. Bu kez de öyle oldu ama bir farkla ki, Tayyip Erdoğan konuyu kuvvetlendirme gereği hissetti.
Önce Washington’dan haberler. Sevgili okurlarım bir yıldır her gün imzalayacaklarını açıkladıkları IMF ile standby anlaşması havada. IMF basın sözcüsü Caroline Atkinson “Ali Babacan’ın iki yıllık anlaşma yapmak istediklerinden haberdar olduklarını, Türkiye ile yapıcı ve yakın temasta bulunduklarını ve programdaki önemli noktaların hâlâ olduğu yerde saydığını, yetkililerin böyle bir program istemeleri halinde görüşmeler yapmak zorunda olduklarını ve bu açıklamanın benzerini çok önce de yaptıklarının farkında olduğunu” söyledi.
Bunun anlamı, Erdoğan hükümetinin IMF konusunda bugüne kadar Türk halkına anlattıkları doğru değil. Hani Türk halkının ümüğünü IMF’e sıktırmazdınız? Hani siz şartlarınızı bildirmiştiniz? Hani ekonomik kriz teğet geçmişti? Her zaman olduğu gibi AKP yine doğru söylemedi.
Halka dönük olduğunu söyleyip de halktan kopuk olan iktidarın 2010 yılında milletin başına getirecekleri var. Diyeceksiniz ki nerden belli? Şuradan belli ki Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi sözcüsü Hammer’ın açıklamalarında var. Sözcü, “Türkiye ile ABD arasındaki ilişkiler önümüzdeki yıl daha da derinleşecek” dedi. Bence en büyük tehlike çanlarının ilk habercisi bu sözler. Yani ABD’nin Türkiye’den isteyip yaptıracağı şeyler daha da artacak ve sertleşecek, daha da bizleri kötü duruma düşürecek.
Türkiye’nin önünde geleceğini tehlikeye sokacak neler yok ki. Öncelikle Ermenistan konusu. Erivan geri adım atmasa da sınırları bu hükümet açacak.
İkinci konu Kürt açılımı. Her ne kadar iktidar konuyu demokratik açılım diye rayından kaydırmış olsa da bu iş bir şekilde oturacak. Zira Amerikan kuvvetleri Irak’tan çıkmaya başlayınca Kuzey Irak’taki oldubittiye getirilen Kürt devletine kazara bir saldırı yapılmasını önlemek var. İşte bu nedenle Erdoğan ve takımı sınırları askerden alıp sivil başka bir kuvvete vermek niyetinde. İşte bu nedenle Erdoğan ve takımı ile yalaka borazanları askere saldırılarının şiddetini artırdı ve artıracak.
Erdoğan ve takımı anlaşılan her gece tir tir titreyerek yatağa giriyor. Bunun belirtilerini Arınç paranoyasında, Tayyip Beyin son Sakarya konuşmasında görmek mümkün. Askerin oltasına geldiler. Arınç suikast salatasında marangozu, aşçıyı yakaladılar. Islak imza kuru imza derken o işin de suyu çıktı. Etti iki. Şimdi de kozmik oda yeminde Balyoz zokasını yuttular. Dünyanın hiçbir ülkesinde en geri zekâlı darbeciler bile yapacakları darbeyi kayıt altına alıp harekâtı veya operasyonun planını programını arşivlemez. Ama bu oltaya bu yeme atlayan sazanlar var. Yakın zamanda ortaya çıkabilecek bazı durumlar biliyorum herkesi şaşırtacak. Allah yardımcınız olsun.
Ama beni esas şaşırtan, kendi ülkesi aleyhine yabancı ülkelerin bakanlıkları tarafından Washington’da düzenlenen gizli ve kapalı toplantılara katılan iki gazeteci Cengiz Çandar ile Hasan Cemal’in demokrasi havarisi kesilmesi. Demokrasiyi önce kendilerine uygulamaları gerekmez mi. Hele hele Çongar ve Altan konusundaki bildiklerimi yazsam, inanın Türk halkını oynatanların kimler olduğunu anlarsınız. Sıra o konulara da geliyor, merak etmeyin.

Yazarın Diğer Yazıları