Bakan da, Başbakan da suç işliyor
Referanduma 46 gün var. 12 Eylül’e dair yazılacak çok şey var ama ben 30 yıl önceki darbeden ziyade 4 Ağustos’taki darbeye öncelik vermek istiyorum. Malumunuz YAŞ, yani Yüksek Askeri Şûra terfi ve emeklilikleri görüşecek. Şûra’da hükümet adına Başbakan ve Milli Savunma Bakanı var. İktidara geldikleri günden bu yana sadece ihraçlar konusunda kararlara şerh koyan hükümet bu defa işi sağlama almaya çalıştı. Emniyet teşkilatını polisi istediği gibi düzenleyip, alınacak personeli ve terfi edecekleri 15 günlük ağabey evlerinde derse çeken iktidar, kendi askerini Bahçeli’nin deyimiyle “Badem Bıyıklı” hale dönüştüremediği için üst düzey komutanları tasfiye ederek sivil darbe sürecini sürdürmeye niyetli.
Yandaş medyada günlerdir dava açılan personelin hukuki durumu tartışmaya açılarak “Açığa Alın” naraları atılıyor. Hakkında yakalama emri çıkarılan askeri personelin niçin tutuklanmadığını sorguluyor yandaşlar. Tahliye kararı veren hâkimler neredeyse vatan haini ilan edilirken, yakalama emri verenler terörün belini kıran kahramanlar gibi gösterilerek nifak tohumları saçılıyor.
Tıp ve futbol konusundaki uzmanlık kadrolarına şu günlerde “Demokrat Hukukçular Ordusu”da katıldı. Ağzı olanın konuştuğu canım memleketimde metrekareye ne kadar darbeci düştüğünü hayretle izlerken, demokrat hukukçuların sayısındaki zenginlik göğsümüzü kabartıyor! Günün birinde herkese lazım olan hukuk Bodrum Havaalanı’nda askeri tekme tokat döven polislerin sergilediği demokratik tavır ile kendisini gösterirken, İnegöl ve Dörtyol’da halktan dayak yiyen polisi koruyan asker tablosuyla yansıyor. Habur’da başka hukuk, Silivri-Beşiktaş hattında diğer hukuk, Hatay’da öteki, Bodrum’da beriki. Çok şükür hukuk zenginliğinde şampiyonluğu kimseye bırakmıyoruz. Gazetemizin dünkü “Güler misin, ağlar mısın” manşetinde olduğu gibi AKP Türkiye’mizin çivisini çıkardı. Şehit askerlerin cenaze törenlerinde İçişleri Bakanı Atalay, Dörtyol’daki şehit polislerin cenazesine gidince, “Amanosları temizleyin” talimatı vermiş. Sayın Bakan’ın Amanoslardaki terörist varlığından yeni haberdar olması mümkün mü? Üstelik geçtiğimiz ay İskenderun’daki Deniz Üssü’ne saldırı yapılmadan (ki 6 şehit vardı) 10 gün önce MHP Hatay Milletvekili Süleyman Turan Çirkin, TBMM’de Amanoslarla ilgili soru önergesi vermiş, ancak referandumda evet cetveli tutmakta olan İçişleri Bakanı vakit bulup önergeye cevap verememişti.
Yasaya göre İçişleri Bakanlığı’na bağlı olan Jandarmanın Genel Komutanlığı’na getirilecek Orgeneral için onay imzası aranan Atalay’ın İçişleri yerine Genelkurmay’a bağlı olan 6. Kolordu Komutan’ı Korgeneral Nejat Bek’e temizleyin talimatı vermesi manidar değil mi? Üstelik hakkında yakalama kararı bulunan personele herkesin önünde verilen talimat aynı zamanda yardım ve yataklık suçunu beraberinde getirmiyor mu? İçişleri Bakanı suç işliyor, ilgili savcılara duyurulur...
Gelelim madalyonun öteki yüzüne. Yakalama kararı olan söz konusu personelden biriyle kazara Genelkurmay Başkanı’nın fotoğrafı yayınlansa yandaş medya ne manşetler çıkarırdı hiç düşündünüz mü? Bu durumda suç işleyenlerden biri de sayın Başbakan. Baksanıza, o General ve subayların birinci komutanı olan Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ ile gece yarısı konutta gizlice buluşuyor. Baş başa görüşmenin ardından Adalet Bakanı’nı çağırıp emirler veriyor. Ucu Erdoğan’a uzandığı için yandaş medya yazamasa da bunun adına yargıya müdahale denmiyor mu? Yani suç işliyor anlamına gelmiyor mu?
Sonuçta ortalık kel Ali’nin bağına dönmüş durumda. Sahi şu kaçaklara ne oldu? Yakalama emri niye yerine getirilmedi? Karar iptal edildi de bizim haberimiz mi yok?
NOT: Haber X’de Hülya Okur ,Yılma Durak ile olağanüstü bir röportaj yapmış. Durak’ın söylediklerinin altına imza atıyor, Okur’u kutluyorum. Meraklılar Haber X’den okusun.