Bak şu 'İran işin içinde olabilir' diyene

Kürt yönetiminin Washington’daki temsilcisi Talabani’nin oğlu Kubat Talabani, “Eğer Amerika, PKK kamplarına bomba yağdırırsa ertesi gün Türkiye’nin bütün şehirleri alev alev yanar!” diye tehditler savurmuş. Bu tehdidin anlamı, “PKK bizdendir, biz de PKK’danız!” dan başka bir şey değildir.
Evet, Talabani’ler PKK’nın hâmisidirler.
Barzani’nin PKK’ya kol kanat gerdiği bizzat PKK ve Barzani tarafından, üstelik defalarca, kabul ve ikrar edildiğine göre, Irak merkezî yönetiminin başı ve Irak’ın kuzeyindeki oluşumun PKK’nın ayakları altına kırmızı halılar döşediği, bölgeyi bir zamanların Suriye’si ve Bekaa Vadisi haline getirdikleri gerçeğini kimse inkâr edemez. İşte bu Talabani ve bu Barzani’nin bölgesinden Türkiye’ye sızan teröristler sivil, asker ve korucuları katletmekte ve hatta tuzağa düşürüp kaçırdıkları sekiz Mehmetçiği, Barzani-Talabani ikilisinin kontrolleri altındaki Irak’ta muhafaza ettikleri yalan mı?
Barzani-Talabani ikilisine Amerika’nın verdiği destek ortada ve fazladan Türk istihbaratının elinde PKK militanlarını CIA elemanları ile MOSSAD mensuplarının eğittiğine dair inkârı mümkün olmayan deliller mevcutken, birkaç gündür televizyonlara, başına “Terör uzmanı” sıfatı eklenen birisi çıkıyor, “Bu işi İran’ın yapmadığı ne mâlum!” diyor, diyebiliyor. Bu kişi ve onun gibi düşünenler; Talabani, Irak’ın devlet başkanlığına getirildiğinde sevinmişler, “Bundan böyle muhatabımız bir aşiret reisi değil, bir devlet başkanı olacak, Talabani Irak’ın bölünmesine de, PKK’ya da karşı çıkacak, Türkiye’nin bir zamanlar cebine kırmızı pasaport koyduğunu unutmayacak” gibi laflar etmiş, Türk kamuoyunu Irak’taki yeni oluşuma hazırlamaya ve Barzani-Talabani ikilisine karşı “gaflete düşürme” operasyonuna koyulmuşlardı.
Bay “Terör uzmanı” İsrail, Filistin ve Lübnan’da misket bombaları kullanır, insanları paramparça ederken, ismi “Kasap” a çıkmış Şaron için İsrail Büyükelçiliğine telefon açıyor, “Sağlık ve afiyet” dileklerinde bulunuyordu, şimdi de tutmuş, PKK Irak’ın kuzeyinden sızarak onlarca sivil ve Mehmetçiği şehit edip sekizini de alıp gitmişken, “Bu işin arkasında İran da olabilir” demeye başlamış bulunuyor. İnsaf diyeceğim, başka bir şey demeyeceğim. Yahu Barzani de, Talabani de, “PKK bizde, biz ona karşı hiçbir şey yapmayacağız!” diye açıktan ve yüksek sesle, üstelik onlarca defa söylemişken, hangi akıl, hangi bilgi ve hangi vicdanla hemen her gün PKK’nın PEJAK’ına kendi sınırları içerisinde ve Irak topraklarında sürek avı tertipleyen İran’ı sen tutuyor, PKK’yı Türkiye’ye saldırtanlar arasında olabilir diye suçluyorsun? Bunun adı nedir?
Beyefendi neredeyse milletvekili bile olacaktı. Siz böyle birinin meselâ iktidar partisinden milletvekili olduğunu ve “uzman” sayıldığı için İçişleri yahut Dışişleri Bakanlığı’na getirildiğini düşünün ve ondan sonra seyredin Büyük Ortadoğu Projesi gereği Türkiye’nin ABD ile birlikte İran’a musallat olmasının serencamını! Aynı kişi, “Türkiye’nin Irak’a girmesi Irak’ın kuzeyindeki kazanımların on yıl geriye götürülmesi anlamına gelir, Barzani ve Talabani bunu niye istesin?” diye fetvalar da veriyor. Beyefendinin elinde Türkiye’nin Irak’a girmesi durumunda olabilecekleri ölçen bir “sosyalmetre” var herhalde. Ortada fol yok yumurta yokken, şartlar gereği Türkiye’nin PKK, ABD/İsrail ittifakına karşı tek ve en güvenilir müttefiki durumunda olan İran’ı ağzınıza dolayacağınıza, mâdem “uzman” sınız, ABD, Barzani, Talabani ve İsrail üçlüsü Türkiye’yi Irak’a çekecek yukarıda saydığımız o fiilleri niye işliyor ve niye Türkiye’deki Amerikalı hariciyeciler Güneydoğu’yu mesken tutup, Kürtlere, “Türklerle ortak yönlerinizi değil ayrılık ve aykırılıklarınızı öne çıkartın!” telkininde bulunuyor, bu sorulara cevap arayıp, Türk halkıyla bu konuları paylaşsanız ya..

Yazarın Diğer Yazıları