AYM'den çıplak arama kararı

AYM'den çıplak arama kararı

Polis merkezinin çay ocağında iki polisin kendisini çıplak araması neticesinde Anayasa Mahkemesine başvuruda bulunan Rüya Ağdaş Sönmez'in başvurusu incelendi. AYM "hak ihlali" kararı verdi. Bu bağlamda verilen kararın bir örneğinin yeniden soruşturma yapılmak üzere İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilmesine karar verilmesinin gerekmekte olduğu belirtildi.

Medyascope'tan Ferit Aslan'ın haberine göre, mahkeme kararındaki bilgilere Sönmez, 9 Ağustos 2016 tarihinde İstanbul Yenikapı’da bulunan Marmaray hızlı tren istasyonunun ana girişindeki polis arama noktasından geçerken, çantasını aramak isteyen kadın polis memuru Y.T. ile tartıştı.

Tartışmanın ardından kadın polis memurları Y.T. ve S.K. tarafından İstanbul Fatih İlçe Emniyet Müdürlüğü Aksaray Şehit Vedat Ulusoy Polis Merkezi’ne götürüldü.

Memurlar Sönmez’i polis merkezindeki çay ocağına götürüp burada bir müddet tuttu. Aynı polisler, adli muayene raporu almak için Sönmez’i Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne götürdü.

Doktor muayenesi esnasında yanında kadın polislerden biri olduğu için kötü muameleye maruz kaldığını ve çıplak aramaya tabi tutulduğunu söyleyemeyen Sönmez, daha sonra Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurdu. Sönmez başvurusunda şunları dile getirdi:

"BU OLAYDAN SONRA BACAKLARIM TUTMAZ HALE GELDİ"

“Daha sonra polis merkezine bu polislerle beraber geldik. Burada çay ocağında üst aramamı yapmak için, Y.T. ve S.K. isimli polisler, beni polis merkezinin çay ocağına soktular. Kapıyı kilitlediler, beni aralarına aldılar. Y.T. isimli polis memuru beni saçımdan çekip yere düşürdü. ‘Şimdi bakalım ne yapacaksın, vatan haini’ diyerek bana hakaret etti. Sonra beni Y.T. ayağa kaldırdı, S.K. isimli polis memuruna ‘Ben tuttum’ diyerek ‘Vur hadi’ dedi. Bunun üzerine S.K. bana vurmadı ama Y.T. isimli polis tutmuş olduğu kollarımı bırakarak, yüzüme tokat attı. Daha sonra hıncını alamayıp, ‘Üstünü arayacağız’ diyerek, benim çırılçıplak soyunmamı istedi, ben de soyundum. Daha sonra iki bayan polis çırılçıplak vaziyette çöküp kakmamı istediler, bunu bana seri halde yaptırdılar. Benim bu olaydan sonra bacaklarım tutmaz hale geldi. Bana ikisi de ‘Hadi bakalım sporunu da yapıyorsun’ dediler. Bu sırada ben çay ocağında çığlık atarken dışarıdan sesini duyduğum bir polis memuru, Y.T.’ye, ‘İşin ne zaman bitecek?’ dedi. Daha sonra bu bayanlar beni doktor raporu için Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne götürdüler. Burada Y.T. isimli bayan tek başına doktora muayene oldu, buna rağmen ben S.K. isimli polis memuru ile muayeneye girdim ve bu polis yanımda olduğu için de tekrar başıma bir şey gelir korkusu ile bir şey anlatmadım. Daha sonra da gerekli ifade için polis merkezine getirildim. Burada telefonla görüşmeme de bu iki bayan polis müsaade etmedi. Ben tekrar kendim için adli rapor almak istiyorum. Ben bu olayla ilgili olarak bana hakaret eden, şiddet uygulayan Y.T. ve S.K. isimli polislerden davacı ve şikayetçiyim. Uzlaşmak istemiyorum.”

SAVCILIKTAN "YETERLİ KANIT YOK" KARARI

Rüya Ağdaş Sönmez olayın ardından Cumhuriyet Başsavcılığı’na şikayette bulundu.

Savcılık şüpheli polister Y:T ve S:K hakkında , “çantasını ve üzerini aratmayan müştekiye orantılı güç kullanılıp, polis merkezine getirilip aramasının yapıldığı, zor kullanma yetki sınırını aşmadıkları, arama sırasında müştekiyi soyarak eziyet ettikleri, hakaret ve tehditte bulunduklarına dair kamu davasının açılmasına yeterli kanıtlar elde edilemediğinden, şüpheliler hakkında atılı suçlardan kovuşturmaya yer olmadığı” kararını verdi.

AYM HAK İHLALİ KARARI VERDİ

Savcılığın kararından sonra Rüya Ağdaş Sönmez, avukatı aracılığı ile AYM’ye bireysel başvuruda bulundu.

AYM Birinci Bölümü, polis merkezindeki çay ocağında tutulma sırasında kolluk görevlileri tarafından yapılan kötü muamele iddialarına yönelik etkili soruşturma yapılmaması nedeniyle anayasanın 17. maddesinin üçüncü fıkrasının usul boyutuyla ihlal edildiğine hükmetti.

Kararda şöyle denildi: “Kötü muamele yasağının usul boyutuna yönelik ihlalin Cumhuriyet Başsavcılığı’nın işlemlerinden kaynaklandığı anlaşılmıştır. Bu durumda kötü muamele yasağının usul boyutuna yönelik ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden soruşturma yapılmasında hukuki yarar bulunmaktadır. Yapılacak yeniden soruşturma ise bireysel başvuruya özgü düzenleme içeren 6216 sayılı Kanun’un 50. maddesinin (2) numaralı fıkrasına göre ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasına yöneliktir. Bu kapsamda yapılması gereken iş, yeniden soruşturma kararı verilerek Anayasa Mahkemesi’ni ihlal sonucuna ulaştıran nedenleri gideren, ihlal kararında belirtilen ilkelere uygun yeni bir soruşturma yapılmasından ibarettir. Bu sebeple kararın bir örneğinin yeniden soruşturma yapılmak üzere İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilmesine karar verilmesi gerekmektedir.”