Avrupa'dan kazanıp Çin'e veriyoruz

2021 yılı kesinleşen dış ticaret verileri açıklandı. Açıklanan veriler;

* Yıllık ihracat geçen seneye göre ; yüzde 32,8 oranında artarak , 225,3 milyar dolar oldu.

* Yıllık ithalat geçen seneye göre yüzde 23,6 oranında artarak, 271,4 milyar dolar oldu. İhracatın daha fazla artmış olması, 2021 büyüme oranını pozitif etkiler.

* 2021 yılı dış ticaret açığı 46,1 milyar dolar oldu.

* Yüksek teknoloji ürünlerinin ihracattaki payı düşük, yüzde 3,2 oranında oldu.

Türkiye''nin dış ticaret politikası her zaman slogan düzeyinde kalıyor. İhracatın ithalattan daha fazla arttığı aylar, siyasi iktidar ve yandaş medya yalnızca bu artışa yoğunlaşıyor ve ithalat hacminin daha yüksek olduğunu göz ardı ediyor. Söz gelimi 2021''de ihracatta yıllık artış daha fazla oldu ve fakat toplam ithalat toplam ihracattan daha fazla oldu. Dış ticaret açığı devam etti. Önemli olan dış ticaret açığını düşürmektir.

Eylül-Kasım 2021''de hizmet gelirlerinin artması ile cari fazla oluştu ve fakat dış ticaret açığı devam etti. Aralık''ta tekrar cari açık oluştu.

Türkiye''de üretim de yüzde 40''üstünde. İhracat malı üretiminde yüzde 80 dolayında ithal girdi kullanmaya devam ettiğimiz için dış ticaret açığı kapanmıyor. Kapanması için, ithal ettiğimiz ham madde ve ara mallarını içeride üretmemiz lazım. AKP iktidarı istese de bunu yapamaz. Çünkü sermaye güvenmiyor ve kimse yatırım yapmıyor.

Dış ticarette ikinci mesele Türkiye''nin Çinsever bir ülke haline gelmesidir. 2021 yılında toplam dış ticaret açığımızın yarıdan fazlasını, yüzde 61,8''ini Çin''e vermişiz. Buna karşılık Çin''in ihracatımız içindeki payı yalnızca yüzde 1,6''dır.

Rusya ve Çin''e karşı verdiğimiz dış ticaret açığı 52,2 milyar dolar, 46,1 milyar dolar olan toplam dış ticaret açığından daha fazladır.

AB''ye ihracatımız toplam ihracatımızın yüzde 41,3''üdür. Üstelik 2021 yılında AB ile olan dış ticaretimizden 7,7 milyar dolar fazla vermişiz. Yani Avrupa''dan kazanıp, Rusya ve Çin''e veriyoruz.

Rusya''dan doğal gaz ve petrol ithal ediyoruz. Ama Rusya''dan ithal ettiğimiz doğal gazı, bizim diğer ülkelere göre daha pahalı aldığımız tartışılıyor.

Çin''e karşı verdiğimiz dış ticaret açığının makul gerekçesi yok. Çünkü Çin''den yatırım malı ve teknoloji ithalatımızın payı düşük kalıyor.

Çin''den daha çok plastik eşya, bisiklet, bavul-çanta, incik boncuk ithal ediyoruz.

O zaman da birbiri ile bağlantılı iki soru öne çıkıyor;

* Siyasi iktidar neden önlem almıyor?

* Çin''den yapılan ithalat kimlerin tekelindedir?

Türkiye AKP iktidarında, 19 yılda 906,8 milyar dolar dış ticaret açığı verdi. 628 milyar dolar cari açık verdi. Cari açık ülkeden kaynak çıkışı demektir. Eğer bu 628 milyar dolarlık kaynak çıkışı olmasaydı, Türkiye aynı oranda daha zengin olacaktı.

Bu açıklara karşı AKP iktidarı bir çözüm geliştirmedi. Bazı iktisatçılar da büyüme varsa cari açığın önemi yok dediler. Gerçekte cari açıkla büyüme ülkenin gelecek yıllardaki potansiyel büyümesini bugünden kullanmak demektir. Onun için de 2021 pandemi nedeni ile arızi büyüme dışında bakarsak, Türkiye potansiyel büyümesinin çok altında büyüyor.

Dahası, kaynak çıkışı yoksullaşma demektir. Bu süreci tartışmaya gerek yok, zira yaşıyoruz.

Bundan sonra halkın refahı daha da düşecek… Çünkü siyasi iktidar paniğe girdi. Bu panik için iki örnek vereyim;

Bir; Cumhurbaşkanı son iki yılda;

* 4 Merkez Bankası Başkanı,

* 3 Hazine ve Maliye Bakanı,

* 2 Varlık Fonu Genel Müdürü,

* 2 Borsa İstanbul Genel Müdürü,

* 3 Merkez Bankası Başkan Yardımcısı değiştirdi. (Ümit Dikbayır''dan alınmıştır.)

İki; son örnek kadim geleneğimiz, küçüklere sevgi, büyüklere saygıyı, AKP iktidarı çocukları kullanarak yok etti.

Bunları normal bir siyasi iktidar yapmaz. Demek ki iktidar panik içindedir. Bu nedenle de ekonomide çıkış yoktur. Son şansımız erken seçimdir.

Yazarın Diğer Yazıları