Atatürk’ün Kurmayı; Fikret Bayır...
Kahraman Ordumuzdaki tüm subayları, generalleri -istisnalar elbette kaideyi bozmaz- Atatürk kişilikli, Atatürk yetenekli olarak değerlendiririm. Tanıdıklarımın hepsinde bu özelliği -belli yoğunluklarda- hep gördüm. İşte onlardan birisi de, Emekli Kurmay Albay Fikret Bayır!
Sayın Bayır, Türk Silahlı Kuvvetleri’nden kendi isteği ile 2007 yılında Kurmay Albay rütbesiyle emekli oldu. Emekli oldu ama çalışmalarını sürdürdü ve 2014 yılında “Strateji Ustası Atatürk” adlı harika eserini Türk milletine sundu... Bu öyle bir eser ki -bitireli iki gün oldu- hâlâ etkisinden kurtulamadım. Size önce kitabın kurgusunu anlatmalıyım... Eser, 383 sayfa, renkli 8 haritalı. Yazarımız bu görkemli eseri 89 kaynakla beslemiş... Konu beş bölümde anlatılıyor. Her bölüm pek çok ’kısım’larla açıklanıyor. Bölümlerin adları şöyle: Birinci Bölüm: Strateji Kavramı/İkinci Bölüm: Mustafa Kemal’in Stratejist Kimliğinin Oluşum ve Gelişim Süreci/Üçüncü Bölüm: Stratejist Olgunluk Dönemi, 1. Dünya Savaşı Uygulamaları/Dördüncü Bölüm, Stratejist Ustalık Dönemi, Kurtuluş Savaşı Uygulamaları/Beşinci Bölüm: Kaynakça, Dizin, Haritalar... Kısacası, anlatımdaki düzen harika! Ve en önemlisi ortaokul öğrencisinin bile anlayabileceği bir üslup var.
Sevgili okuyucum; kitabın en büyük özelliği -Atatürk’ün strateji dehasını anlatması yanında- Trablusgarp, Balkanlar, 1. Dünya ve Kurtuluş Savaşlarını gerçekçi bir zeminde açıklaması. Ama bunun dışında; yazarımız, yeri geldiğinde kendi düşüncelerini de ifade ediyor. Söz gelimi, 232. sayfada “Mondros Ateşkes Antlaşmasını -İçerdiği Ağır Koşullarla- Kabul Etmek Zorunda mıydık?” diye sorması var! Bu soru çok önemli. Ben böyle bir soruyla ilk kez karşılaşıyorum. Kimsenin de karşılaştığını sanmıyorum. Ve ’Atatürk’ün Kurmayı’Fikret Bayır, tarihe not düşecek sorusunun cevabını iki sayfada veriyor. Ben size sadece bir-kaç cümle sunabileceğim. Şöyle diyor Sayın Bayır: “Böyle bir sorunun cevabını verebilmek için öncelikle Antlaşmanın imzalandığı günlerin askeri koşullarını incelemek gerekir. Askeri koşullar, doğrudan siyasi sonuçlar ürettiği için, bu yol doğru bir inceleme yöntemi olacaktır.” (...) Mondros Ateşkes Antlaşması kabul edildiğinde, genel anlamda, cephelerdeki durum şöyleydi: Asıl hareketliliğin yaşandığı Ortadoğu’da bir İngiliz ordusuyla Musul’un güneyinde, diğeriyle de Halep’in kuzeyinde karşı karşıyaydık ve taarruzlar durmuş durumdaydı. Trakya ile Çanakkale ve İstanbul Boğazlarının kontrolü bizdeydi. (...) Yani Anadolu işgale uğramamış, sadece nüfusu Türk olmayan Ortadoğu topraklarında kayıplar yaşanmıştı. (...) Buna rağmen, bu cephede Mustafa Kemal Paşa, İngiliz taarruzlarını durdurduğu gibi, askeri gücü de korumayı başarmıştı. Yani basit anlamda cephede denge sağlanmıştı. (...) İngiliz kuvvetleri lojistik destek merkezlerinden oldukça uzaklaşmışlardı. (...) Dört yıllık savaşın ardından, savaştan çekilmek kararı, ancak askeri duruma uygun bir ateşkes ve barış antlaşmasıyla olabilirdi. Bu karar Anadolu (Halep ve Musul dahil) Boğazlar ve Trakya’nın bizde kalması ve işgal hakkı olmadan, tam bağımsız yapımıza saygı duyulmasını, asgari koşullar olarak içermeliydi. Çünkü İngilizlerin daha fazlasını savaş ile zorlama yetenekleri kalmamıştı. Mondros bu haliyle tarihi bir hataydı.
Sevgili okuyucum, kitap bir harika! Daha neler var neler... Çanakkale, İnönü, Sakarya ve Dumlupınar savaşlarının abartıdan uzak gerçekçi biçimde anlatımı insanı kuşatıyor. Bu görkemli eseri her Türk aydını, her Türk subayı kesinlikle okumalı. Kitap Kaynak Yayınları’nca topluma sunulmuş. Yayınevine 212 252 21 56-99 numaralardan ulaşabilirsiniz. Türk milletine böylesi bir eseri kazandırdığı için Sayın E. Kurmay Albay Fikret Bayır’ı gönülden alkışlıyorum. Esen kalın efendim.