Atatürk mü diktatör?
Değerli okurlarım; Atatürk’ümüzün diktatörlük konusundaki düşüncelerini sizlere sunmak istiyorum:
“Ben isteseydim derhal askerî bir diktatörlük kurar ve memleketi öyle yönetmeye kalkışırdım. Fakat ben istedim ki, milletim için çağdaş bir devlet kurayım ve onu yaptım. (Yusuf Ziya Özer, T.T.K. Belleten.Cilt: 3, Sayı: 10, s. 287)”
“1932 yılında toplanan I.Türk Tarih Kongresi’nin sonunda Marmara Köşkü” nde verilen çay’da, öğretmenlerden birinin Atatürk’e “Paşam! Birçok Avrupalı muharrirler yazdıklarında, eserlerinde sizi diktatör diye nitelendiriyorlar. Buna ne buyurursunuz?” sorusuna verdiği cevap: ’-Ben diktatör değilim ve heveslisi de olmadım. Benim diktatör olmadığıma şuradan karar veriniz, ben diktatör olsaydım siz
bana bu soruyu soramazdınız!’1932 (Kılıç Ali, Atatürk’ün Hususiyetleri, 1955, s.116)
“Cumhuriyet Halk Partisi’nin ömür boyu başkanlığının teklif edilmesi nedeniyle söylediği söz: ‘-Milletin sevgi ve güvenini kaybetmediğim sürece tekrar seçilirim; milletin oyu esastır.’ (Hasan Rıza Soyak, Fotoğraşarla Atatürk ve Atatürk’ün Hususiyetleri, 1965, s. 72)”
“Kendisine ” Büyük Atatürk! “ diye söz yöneltilmesi üzerine söylediği söz: ’-İsmime böyle riyakâr kelimeleri karıştırmayınız.’(Kılıç Ali, Atatürk’ün Hususiyetleri, 1955, s. 117)”
“Kendisine ” Atatürk! “diye söz yöneltilmesi üzerine söylemiştir:
‘Kendisine yalnız adıyla hitap ettiren, benim kadar demokrat devlet başkanı biliyor musunuz?’ (M. Şükrü Akkaya, Ülkü Dergisi, Cilt: 2, Sayı: 24, 1948, s. 5)”
“Ben de yüz binlerce insanı yönettim; onları ölüme giden yola, seve seve yönelttim. Fakat bir tanesine kamçı kullanmadım. 1923 (Latife Uşaklıgil, Tarih Dünyası,Sayı : 2, 1950)”
“Kapıda duran nöbetçi bile benden korkmaz. İsterseniz kendisinden sorunuz. Korku üzerine egemenlik kurulamaz. Toplara dayanan egemenlik devamlı olmaz. Böyle bir egemenlik ve hattâ diktatörlük, ancak ihtilâl olursa geçici bir zaman için gerekli olur. 1930 (Ayın Tarihi, II, 73, 1930)”
“Ben diktatör değilim. Benim kuvvetim olduğunu söylüyorlar; evet, bu doğrudur. Benim arzu edip de yapamayacağım hiçbir şey yoktur. Çünkü, ben zoraki ve insafsızca hareket etmek bilmem. Bence
diktatör, diğerlerini iradesine boyun eğdirendir. Ben, kalpleri kırarak değil, kalpleri kazanarak yönetmek İsterim. 1935 (Ayın Tarihi, Sayı: 19, 1935)”
“Artık millet, yalnız bir şeyi için silâha sarılacaktır: Millî sınırlarımız içinde yaşamını, bağımsızlığını ve
egemenliğini korumak için! Artık bizim saldırgan bir askerî siyasetimiz olmayacaktır. Cihangirlik
sevdasında, savaşarak ülkeleri alma peşinde olmayacağız. O düşünüş biçimini izleme yüzünden en
ağır cezaları hâlâ çekmekteyiz. 1923 (Gazi ve İnkılâp, Mahmut Soydan, Milliyet gazetesi, 8.1.1930)”
“Geniş yetkilerle Başkomutanlık verilişinden ve Sakarya Zaferi’nden sonra bir kısım milletvekillerinin endişe duyduğu ve Meclis’in dağıtılacağı kuşkusuna düştükleri, kendisine hatırlatıldığı zaman söylemiştir: ‘- Ben asla böyle bir şey düşünmedim ve düşünmem. Millet Meclisi’nde bana ne
kadar karşı koyan ve itiraz eden olursa olsun o, büyük Türk milletinin temsilcisi oldukça benim başımdır’. 1921(Asım Us,G.D.D.s.111-112”
Sizlere sunduğum bu bilgileri Başbakanlığa bağlı, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu, Atatürk
Araştırma Merkezisitesindeki “Diktatörlük ve Cihangirlik” başlıklı derlemeden aldım.