Atatürk milleti aldattı mı?
İnsanca yaşam ikliminin adı olan ’özgürlük’ kuşkusuz çok değerli bir sözcük. Ne var ki, ’millet iradesi’sözü gibi bu masum sözcük de son yıllarda yıprandıkça yıpranıyor. Üstelik bu sözlerin dokunulmazlığı da var; aksine fikir üretemezsin! Daha da korkuncu, bu değerli sözleri ’cambaz’yapıp; sonra da ’cambaza bak’ diyerek, mantığımızı çalmaya yeltenenler de türedi.
Geçtiğimiz cumartesi günü “Kanal A” televizyonunda Alper Tan’ın yönettiği -çok konuklu ama ’tek sesli’- “Sivil Düşünce” programında Prof. Dr. Doğu Ergil de vardı. Ergil, o programda özet olarak “Cumhuriyet’in ’cumhur’u ’halk’anlamındadır. Ama Cumhuriyet halkın cumhuriyeti değildir. Çünkü Cumhuriyet, Osmanlı’dan devraldığı halkın; istekleri, eğilimleri dikkate alınarak kurulmamıştır. Dayatmacı, jakoben bir zihniyetle kurulmuştur” benzeri bildik sözler etti.
Doğrudur; Cumhuriyet’imizi kuran kahramanlar Osmanlı’yı çökerten zihniyete aman vermemişlerdir. Sözgelimi; yurdu saran sıtmayla mücadele için Birinci Meclis’te yasa çıkmasını isteyen Bursa Milletvekili Operatör Emin Bey’e, “Allah’tan gelen bir hastalıkla sen nasıl mücadele edebilirsin?” diyerek meydan dayağı atan milletvekillerinin (yani halkın) ’iradesini’ kesinlikle engellemişlerdir!
Dr. Adnan Adıvar Atatürk’le yolları ayrılanlardandır. 150’liklerden olmamasına karşın uzun süre yurt dışında yaşar. Atamızın ölümü üzerine yurda döner. 1940’lı yıllarda şöyle der: “Kurtuluş Savaşı’nı Atatürk olmadan da belki kazanabilirdik; ama Anadolu’da en az üç devlet kurulurdu”.
Doğrudur; Cumhuriyetimizin kurucusu o kahramanlar; Türk’ün kutlu toprağı Anadolu’da ’en az üç devlet’kurulmasına kesinlikle engel olmuşlardır!
Aslında, kimilerindeki rahatsızlığın temelinde Türklük yatıyor...
Doğrudur; Cumhuriyet, yüzyıllardır örselenen Türklüğü hak ettiği yere getirmek için de kuruldu. Ancak Cumhuriyetin bu keskin ’Türk’vurgusunda; ne fanatizm, ne şovenizm, ne de ırkçılık vardı. Türkiye halkı “Türk milleti” adıyla anıldı!
Şu söz alçakça dillendiriliyor: “Bu Mustafa Kemal var ya, bu Mustafa Kemal! Kurtuluş Savaşı’na başlarken Türklük lafı ortalıkta yoktu; sonradan bir Türkçülük dayattı!”
Sevgili okurlarım; bu söz, Atatürk ve Cumhuriyet düşmanlarınca uydurulan bir fısıltı gazetesi yalanıdır! Çünkü Mustafa Kemal Paşa, henüz mücadelenin en başında “Türk milleti” için yola çıktığını tüm dünyaya açıkladı! İşte belgesi:
Sivas’ta Kongre çalışmaları sürerken Mustafa Kemal Paşa’nın talimatıyla kurulan İrade-i Millîye gazetesi bir anlamda resmî gazete kimliğindeydi. Başyazıları kısa bir süre İsmail Hami Danişment yazdı; daha sonra Mustafa Kemal Paşa sürdürdü. Gazetenin 2 Ekim 1919 tarihli nüshasında Mustafa Kemal Paşa’ya ait yazının bir bölümü aynen şöyledir:
“Türk köylüsü çalışkandır.
Türk genci zekidir.
Türk toprağı feyyazdır. Türk Devleti dili diline, dini dinine uymayan milletleri hariçten tahrik ve teşvik edildikleri halde, müsavi hak bahşederek asırlarca idare ve mahzarı adalet etmiştir. Binaenaleyh, Türk Devleti mütedebbirdir. Türk Milleti bugünkü hareketi ile ispati rüşt etmiştir. Türkler sağdır, medenidir ve yaşayacak, yükselecek ve pek ziyade yükselecektir”. Bu sözlerin aynısını veya benzerini Atatürk’ümüzün 10.Yıl Nutku’nda da görebilirsiniz.
Demek ki Atatürk kimseyi aldatmamış; kandırmamış; ne yapacağını en baştan açıklamış!
Doğrudur; Atatürk Cumhuriyeti, bir uygarlık projesi olduğu kadar da, bir Türklük projesiydi!
O proje şimdi kimlerin hedef tahtasında?
Onu da varın siz bulun!
Haftaya buluşmak dileğiyle...