Askerin de niyeti yok
Silivri’de duruşmalar bitti ama kumpasla ilgili davalar henüz sona ermedi. Ankara’da Genelkurmay Askeri Mahkemesi’nde Mustafa Dönmez’in duruşmasını izledim. Malumunuz ünlü Zir Vadisi aramaları, lojmanından ve Sapanca’daki çiftlikten çıktığı iddia edilen mühimmat yüzünden Dönmez’i yıllarca emek verdiği TSK, aramaların hukuksuz, delillerin sahte olduğuna bakmadan ihraç etti. Yanlış hesap dönüyor tabii. Askeri Yargıtay kararı bozdu. Yeniden yargılandı Dönmez, askeri mahkeme bu defa “söz konusu mühimmatlar TSK’ya ait değildir” gerekçesiyle Yarbay Mustafa Dönmez’i beraat ettirdi, emeklilik haklarını iade etti. Ancak Dönmez işin peşini daha doğrusu kumpasın peşini bırakmadı. Beraat kararına itiraz edip kumpası kuranların da açığa çıkarılmasını istedi. Hukuksuz aramalarla ilgili delilleri, montajlanmamış ham kasetleri ortaya koyarak, arama yapan polislerin evinde ve çiftliğinde hırsızlık yaptıklarını, sahte delil koyarken evden diğer eşyaları götürdüklerini görüntüleriyle kanıtladı. Polislerin isimlerini tek tek açıkladı. Ankara ve Sakarya Ağır Ceza mahkemelerinde açtığı davalar devam ediyor. Sakarya mahkemesi suçu sabit gördü, tazminata hükmetti ve dosya Yargıtay’da. Ancak Genelkurmay Askeri Mahkemesi’nde bu süre içinde defalarca hakim değişti. Yazılan müzekkerelere ünlü Silivri Mahkemeleri cevap bile vermedi. Bilirkişi raporlarında bile ihsası rey olunca Dönmez isyan etti. Askeri bilirkişi bile “Söz konusu adreslerde ele geçirilen mühimmat” diyor. Yani “iddia edilen” dahi denmiyor. Bir sürü usul hatası var.
Kumpasçıları Allah şaşırtmış. Dönmez’i Jandarma subayı sanıyorlar. Hatta aramalar esnasında polis “bu jandarma subayı şerefsizin biri” derken görüntü ve ses kaydına giriyor. Ne de olsa mühimmat İç İşleri Bakanlığı kanalıyla alınmış. Yani Jandarmada da bulunabilir algısı yaratılmak istenmiş. Oysa Dönmez, ordudonatım subayı ve Kara Kuvvetleri’ne bağlı. Bu kumpasçılar hem çok acemi hem de tembel. 9 Ocak tarihinde Gölbaşı aramalarında gömdükleri mühimmatın aynısını, üç gün sonra Zir Vadisi’ne yerleştiriyorlar. 21 Nisan tarihinde ise aynı sis kutularını bu defa İstanbul’a götürüp Poyrazköy’e gömüyorlar. Seri numaraları aynı, üzerlerindeki çizik bile tutuyor. Tıpkı Ümraniye’deki gecekonduda bulunduğu iddia edilen el bombaları gibi ne de olsa “imha edildi” denilecek ya..
Allah şaşırtır da teknoloji affeder mi? Yasaya göre aramalarda kamera kayıtları şart. Kumpasçılar onu da atlatmak için kes yapıştır yapmış. Ama vicdan sahibi polislerin bazıları bu günaha ortak olmamak için orijinal kayıtları Dönmez’in oğlu Alp’e ulaştırmışlar. Babası içerideyken dışarıda hukuk mücadelesi veren genç üniversite öğrencisi Alp’in peşine düşen kumpasçılar, birkaç kez suikast deneseler de başarılı olamamışlar. Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de trafik kazası süsü verilerek öldürdüler Alp’i.. Silivri zulumhanesinde yatarken lütfen verilen izin ile oğlunu elleriyle toprağa veren Mustafa’nın çektiği acı tarif edilemez. Bu yüzden de oğlunun manevi hatırası adına peşini bırakmıyor Mustafa.. Sadece Türk ordusuna kumpas kuranların değil karanlıkta kalan cinayetlerin de ortaya çıkarılması için mücadele ediyor. Kumpasın içinde bulunan savcı ve hakimlerin de adını verdi. Bilerek ya da bilmeyerek buna göz yuman askeri hakimleri de açıkladı. Söz konusu mühimmatların üzerinde 23 ayrı parmak izi var. Parmak izinin aynı olması 7 milyarda bir ihtimal. Ama avuç içi izlerde yanılma payı mümkün değil. Avuç içi izler de mevcut. Ama hiçbir mahkeme bu izler kimlere ait sorusunu yöneltip, faillerin bulunması için emir vermiyor. Oysa kumpasın çorap söküğü gibi ortaya çıkmasını sağlayacak bu izler..
Sapanca’da ele geçtiği iddia edilen 800 G3 mermisinin kimin deposundan alındığı da ortaya çıktı. Adam “bunlar benimdi polisler aldı” diyor. Fakat failler ele geçecek diye işlem yapılmıyor. İşin ilginç yanı Mustafa Dönmez “Benim elimde ham görüntüler var. Dürüst hakimler isterse veririm” demesine rağmen “Hadi getir.. Gerçekleri biz de izleyelim.. Suçlu suçsuz belli olsun” deme cesaretini kimse sergileyemiyor. O görüntüler iki avukat ile beraber bende var. İlkokul çocuğu izlese kumpası anlar. Ama mahkemelerden çıt yok. Aklıma askerlerin bile bu işin peşinde olmaya niyetleri olmadığı geliyor. Aksi halde duruşmalara iki ay erteleme ile zaman geçirileceğine birkaç günde her şey açığa çıkabilir. Pis kokular almaya devam ediyorum. Umarım Genelkurmay Askeri Mahkemesi bu fırsatı kaçırmaz. Konunun takipçisi olmaya devam edeceğiz.