Asıl kader mahkûmu içeridekiler değil dışarıdakiler...
Herhangi bir suçtan mahkûm olanı devlet bir şekilde hapishanesinde zorunlu ikamete tabi tutuyor ama olan yine mahkûmun dışarıda kalan ailesine yani eş ve çocuklarına oluyor.
Hayatın acımasız şartlarına karşı koyabilmek için bazen istemedikleri işlerde çalışmak zorunda kalıyor bazen de kahpe feleğin kötü damgasını yiyor tam alnının ortasına..
İçeride kalan sadece takvim yapraklarına çentik atıp gün sayarken dışarıda kalanlar "Çok şükür bugün de karnımız doydu. Yarına Allah kerim" diyerek kendilerini teselli etmeye çalışıyorlar.
Velhasıl kim kimi affedecek henüz ortada net bir durum yok. Seçime çeyrek kala af kanununu çıkarmak ve buradan oy devşirmek fikri bana göre ahlaksızlığın dik alasıdır.
Dışarıya çıkacak 160 bin kişinin vereceği oya bel bağlayanların vatan millet ve Sakarya edebiyatına inanmamızı da kimse beklemesin.
Af kanunu ile birlikte dışarıya saldığımız mahkûmları topluma kazandırabilecek miyiz, onları belli merkezlerde rehabilite ederek iş güç sahibi yapabilecek miyiz onu söyleyin bana..
Dışarıya salıvermekle her şey bitmiyor daha önce kısmi aflarla dışarı çıkarılan bazı mahkûmların tekrar suç işleyip geldiği yere döndüğünü hep birlikte gördük.
Ergenekon ve Balyoz davalarında içeri atılan binlerce masum askerin dışarıda yürekleri evlatları için yanıp tutuşan ailelerinin, nasıl bir dramatik hayat yaşadıklarını unutmamak lazım.
Fetöcü savcı ve hâkimlerin altına zırhlı arabalar koyan mevcut siyasi irade neden ısrarla bu işin siyasi ayağının soruşturulması için İYİ Parti'nin Meclis'e verdiği soruşturma önergesini reddetmiştir acaba?
Başta sayın Recep Tayyip Erdoğan ve partisinde görev yapan Bakan ve milletvekillerinin Fetö'nün siyasi ayağı araştırılsın denildiğinde neden bir korku ve vehime kapıldıklarını doğrusu ben de anlamış değilim.
17/25 soruşturması kapsamında Yüce Divan'a gönderilmesi istenen 4 eski Bakanın bu af kapsamı ile birlikte yargılanmasının önüne geçilmesi ve hatta temize çıkarılması Sayın Devlet Bahçeli için çok mu önem arz ediyor.
MHP'nin affedilmesini istediği suçlar;
TCK'nın 106. maddesi tehdit,
TCK'nın 188. maddesi uyuşturucu ticareti,
TCK 141 ve 142. maddesi hırsızlık,
TCK'nın 158. maddesi dolandırıcılık,
TCK'nın 204. maddesi resmi evrakta sahtecilik...
...
Şu kepazeliği bakınız Allah aşkına. Bir zamanlar; hak, hukuk, adalet, Milliyetçi Hareket, diyerek yola çıkan MHP şimdi mazlumlara değil zalimlere hırsızlara merhamet zırhı giydirmek peşine düşmüş...
MHP Genel Başkan Yardımcısı Fethi Yıldız cezaevlerinde torbacı diye bilinen yoksul Doğulu çocukların ıslah edilmesi için bu af teklifini veriyoruz diyor. Anadolu'nun yağız yiğit çocukları vatan için canlarını sebil ederken Fethi Yıldız'ın torbacılara sahip çıkacak kadar akıl tutulması yaşadığını görmek ne kadar dramatik bir sahne değil mi?
Sahi kimdir size göre kader mahkûmu bir tarifiniz var mı?
Bir dönem Gaziantep'te baklava çaldı diye küçük bir çocuğu azılı hırsız ilan edip senelerce hapse mahkûm edenlere, devleti ve milleti soyup soğana çevirenlere hiç bir sözünüz yok mu?
Cumhurbaşkanı sayın Recep Tayyip Erdoğan; devlete karşı işlenmiş suçların af kapsamını genişletebiliriz derken bir dönem AKP'ye can suyu olan Fetö mensuplarını bu af kapsamına dahil edip etmeyeceğini kim garanti edebilir. Fetö üyelerinin pek çoğu yardım ve yataklıktan içeride bulunuyor. Yani Fethullah Gülen gibi vatana ihanet suçundan yargılanmıyor hal böyle olunca yıllarca el ele, kol kola olduktan sonra "Aldatıldım kandırıldım" diyen Recep Tayyip Erdoğan onlara bir zeytin dalı uzatarak yeşil kuşak barışı mı planlıyor dersiniz..
Şahsi kanaatime göre MHP'nin hazırlamış olduğu bu af teklifi üzerinde toplum mutabakatı sağlanmamış sivil toplum örgütleri tarafından konuşulmamış, aydınlar görüş beyan etmemiş seçim arifesinde oldu bittiye getirilmiş olarak görünüyor..
Meclis'te bulunan sayın milletvekillerinin af kanununa destek vermeden önce, kim kader mahkûmu kim vatan haini öncelikle bunun tarifinin yeniden yapılması gerekir.
Adaletin kör topal işlediği bir yerde toplumsal barış olmaz. Demokrasinin erdem ve faziletinden, Hz. Ömer'in adaletinden bihaber olanlarla değil ülkeyi yönetmek aşiret bile yönetemezsiniz..
Ne demiş şair.
Devlete baş bulmak gecikebilir
Adalet gecikmez tez verilmeli...