Artık asparagas yaşıyoruz
Gene işin özünü bırakıp, ayrıntılarla kavga ediyoruz. Mesela, bebek katiliyle ampul iktidarının pazarlığı konusu. Konu, görüşme veya kimin görüşeceği değil. Konu, suçluyla suçsuzun yer değiştirmiş olması. Bu nedenle Türkiye artık yeniden yasa veya anayasa yaparak suç tanımlamalarını değiştirmeye başladı.
Mesela yolsuzluk veya rüşvet olayları, iktidardaysanız suç değil, muhalefetseniz suç sayılıyor. Bu nedenle AKP’li olmayan belediyeler basılırken, AKP’li belediyeler göbeklerini kaşıyor. Mesela uygarlık ve laiklik kavramı kaldırılıyor, yerini imam hatip gibi manevi değerler alıyor.
Hükümet sağlıkta reform yaptık derken, hastanelerin ücretlerinde reform yapıp yüzde 240 zam yapıyor. Vatanı ve sınırlarını korumak suç. Ama vatanı parçalamak, polise kurşun sıkmak yasal. Teröriste, televizyon verilip özel ev yapılabiliyor.
Siyaset tam anlamıyla kokuşmuş, ülkenin tam anlamıyla çivisi çıkmış durumda. Bunlar bilmediğiniz değil, aldırmadığınız konular. Sizler Fenerbahçe kimi transfer etmiş, Galatasaray’a gelen futbolcunun karısı nasıl yengeymiş bunlarla uğraşın.
Yandaş basında bir haber; ABD’nin yeni Dışişleri Bakanı Kerry ilk ziyaretini Türkiye’ye yapacakmış. Atarken öylesine dengesiz ve desteksiz atıyorlar ki Dışişleri Bakanı Davutoğlu’nun bile açıklamalarına bakmak akıllarına gelmiyor. Bakan halen görüşmelerin sürdüğünü ve bu yıl içinde bir ara Kerry’nin gelmesi için çalıştıklarını söylüyor.
Bir ara ABD Başkanı Obama’yı Türkiye’ye asparagas olarak getirdiler yetmedi, tutmayınca Erdoğan’ı ABD’ye gönderdiler o da tutmadı şimdi sıra Kerry’de. Hani eskilerde bir reklam vardı, “Pantolon uyduramadık gömlek verelim” hesabı. Obama olmadı, Kerry verelim.
Suriye konusunda adamların kaprisi adına, barış içinde yıllardır yaşayan yöre halkı terörize oldu. Son numara da şu sınır binasında patlayan otomobildeki bomba. Yani sizin aklınız kesiyor mu; Suriye’nin o bölgesinden, bizimkilerin desteklediği çapulcuların tanımadığı bir, veya birden fazla Esad taraftarı, o bombayı getirecek ve patlatacak.
Hem de gümrükçülerin ifadesine göre Jandarmanın kontrol ettiği bir araçta ve hem de aracın yönü yeniden Suriye’ye gidecek şekilde çevrilmiş olarak. Belli ki araç Suriye’ye Tayyip Bey’in hediyesi olarak gönderilecekti ama ne hikmetse bugünlerde böyle bombalar hep elde patlıyor. Olan da benim gariban halkıma oluyor.
Ama esas noktalar gözden kaçıyor. Mesela AKP iktidarının bu âşıklar gününde Netanyahu hükümeti ile flört ettiğini nedense kimse konuşmak istemiyor. Derin bir aşk hikâyesi. Mesela; Arap Baharı’nı yaşamış olan Libya’da, Tunus’ta, Mısır’da işlerin hiç de iyi gitmediğini mümtaz Türk basını ne konuşuyor ne de yazıyor.
Olmayan özgürlükler için yasalar çıkarılıyor. Ağanın eli tutulmaz. Lütfediyor serbest bırakıla, akşamına serbest bırakılıyor. Kovula denince de kapının tokmağı gösteriliyor. Beni en çok çıldırtan da sanki Türk kadınına değer veriliyormuş gibi; yok sevgililer gününde ne alacakmış, yok nereye götürecekmiş tam bir görgüsüzlük misali.
Bak elin gâvuruna, at eti yedirdiler diye yeri göğü yıkıyor. Bize yıllardır hem at, hem de eşek etini hem de sucuk falan yaparak yedirdiler gıkımız çıktı mı? Çıkmaz. Bizim gıkımız, vergi kazıklarını da yediğimizde çıkmaz. Bizim gıkımız, dünyanın en pahalı akaryakıtını kullandığımızda da çıkmaz. Bizim gıkımız, elimizde avucumuzda kalan zerre kadar özgürlüklerimizin üzeri çizildiğinde de çıkmaz. Niye çıksın ki?..
Sonra da oturur sanki uygar veya demokratmışız gibi özgürlükleri, yasaları, anayasayı tartışırız ama onlar kendi kafalarındakini yaparlar, siz tartışırken. Muhalefet de dekor olsun diye, bu hazırlanan anayasa taslağı demokratik görünsün diye, o hazırlanan odalarda oturur yapılanları seyreder.