KKTC 'de Mustafa Akıncı manipülatif algı operasyonları ile yeniden cumhurbaşkanı seçilmenin yollarını aramakta. Akıncı, bu amaçla örtülü ödenekten beslediği kendine yandaş medyada paralı anketler yayınlamaya ve kendisine destek yazıları yazdırmayı sürdürmektedir. Akıncı'nın Anastasiadis ile de al gülüm ver gülüm ilişkisine girdiği, hiçbir önşarta bağlı kalmadan müzakerelerin yeniden başlaması için anlaştığı ve karşılığında masada taviz vermeye hazırlandığı anlaşılmaktadır.
Guterres çerçevesinde başlaması beklenen müzakerelerde hedef federasyon olarak belirlenirken, başka fikirlerin de masada olması beklenmemektedir. Diğer bir deyişle KKTC Hükümeti'nin reddettiği federasyon görüşülecek, ancak hükümet programında yer alan ve UBP ile HP'nin destek verdiği iki devlete dayalı çözüm modeli masada olmayacaktır.
Crans Montana çöküşü sonrasında CB Akıncı'nın başta ABD ve AB nezdindeki girişimleri ve kapalı kapılar ardında yürüttüğü gizli temasları, Güney'deki AKEL ile dirsek teması neticesinde müzakerelerin yeniden başlaması bekleniyor… Akıncı, emrivakilerle Türkiye'yi de 5'li bir konferansta bir kez daha masaya oturtmanın yollarını arıyor. Müzakerelerin Nisan ayındaki Cumhurbaşkanlığı seçiminden önce başlamasının Akıncı için hayati önem taşıdığını aylardır yazmakta ve uyarmaktayım. Akıncı'nın çöken federasyon modeli ile yeniden müzakerelere başlaması kesinlikle önlenmelidir. Federasyon dışında müzakere yapmam diyen Akıncı'nın bileti kesilmelidir. Meclis'in, hükümet tarafından ortaya konacak kararları alması, iki devlete dayalı çözüm modelini benimsemesi gereklidir. Bunun Rumlarca kabul görmemesi halinde KKTC'nin tanınmasının önü açılmalı ve bundan sonraki görüşmelerin devletler arasında olacağı tüm dünyaya ilan edilmelidir. 50 yılı aşkın süredir Rumun nazını yeterinden fazla çektiğimize inanıyorum. KKTC Hükümeti'nin cesaretle aldığı Maraş'ı, Türk İdaresinde yeniden açma kararı muhakkak Meclis'te alınacak diğer kararlarla geri dönülemeyecek bir şekle sokulmalıdır. Önümüzdeki dönemde izlenecek siyasete artık yön verilmelidir. UBP-HP Hükümeti'nin CB Akıncı'nın yarattığı emrivakiler ve maalesef bana göre kurduğu tuzakları sadece izlemesi ve harekete geçmemesi beni endişelendirmektedir. Bu konuda halkımızın genelinde bir rahatsızlık vardır.
Çatı aday belirlenmeli
CB Akıncı ve ekibi, KKTC halkını yanılgıya düşürecek şekilde algı operasyonlarına başlamıştır. Halkımızın iradesi sahte anketlerle manipüle edilmektedir. Örtülü ödenekten ve bazı merkezlerden aktarılan kaynaklardan yaratılan Akıncı'ya yandaş medyada Akıncı'yı öne çıkaran yazılar, haberler ve yorumlar yayınlanmaktadır. Bu algı operasyonlarına karşın milli çizgideki partilerimiz ve hükümeti oluşturan UBP-HP sessizdir. Seçimlere az bir süre kala KKTC'ye sahip çıkan partilerin 1 çatı aday belirlemesi için daha neyi beklediklerini buradan sormak istiyorum… Bir müddet daha böyle sessiz kalınırsa atı alan Üsküdar'ı geçecek ve KKTC tarihinin en önemli cumhurbaşkanlığı seçiminde sıkıntılı bir tablo önümüze çıkacaktır.
Türkiye ile çatışarak oy alacağını hesaplıyor
Akıncı, göreve gelir gelmez "Türkiye Anavatan değil, kardeş ülke" diyerek, Anavatan Türkiye'ye karşı gerçek yüzünü göstermiş ve kendisine oy verenlere adeta bu eylemi ile teşekkür etmişti! Akıncı, yanlış hesap içindedir. 2015 seçiminde kendisine oy veren birçok vatandaşımız Türkiye'ye ve KKTC'ya bağlı kesimdir. O günkü konjonktürde UBP'ye küskünler ile 2. tura kalamayan Özersay ve Siber'e oy verenlerin hemen hemen tamamı Akıncı'ya oy vermişti. Ne var ki durum oldukça değişmiştir. 7 Ocak 2018 Milletvekili erken seçiminde devletimize ve Türkiye'ye kökünden bağlı partiler başarılı çıkmış ve Meclis'e en az 35 milletvekili sokmuştur. 2015'te Akıncı'ya destek veren irade artık yoktur. Federasyona o tarihte inanan birçok kardeşimiz, Rum'un malum tavrı nedeniyle Kıbrıs Türkünü azınlık olarak gören zihniyetle artık federasyonun kurulmasının mümkün olamayacağını görmüştür. KKTC'ye bağlı ve Türkiye ile hareket eden partilerimiz güçlü bir çatı adayda uzlaşmaları halinde, Akıncı Nisan ayındaki cumhurbaşkanlığı seçiminde 2. tura dahi kalamayacaktır. Seçim bu güçlü çatı aday ile CTP Genel Başkanı Erhürman arasında geçecek ve zafer Rumla federasyona inananların değil KKTC'ye inananların olacaktır. Vakit dardır ve hemen harekete geçilmelidir.
Akıncı, Türkiye düşmanı sözde tiyatro yazarları, Rumcu sendika ağaları ile 3-5 satılmış kalem ile kaos yaratarak, Türkiye düşmanlığından medet umarak bir yere varılamayacağını Nisan'da çok iyi anlayacaktır. Yeter ki, UBP-HP-YDP-DP üzerlerine düşen vatanseverliği doğru dürüst ortaya koyabilsin; gereken adımları zaman geçmeden atabilsinler… Benden söylemesi…
