Sevgili okuyucum; yüce dinimiz İslam'a elbette saygımız sonsuz. Ancak, Arap kültürünü din olarak algılamanın çeşitli sıkıntıları olduğunu söyleyen Arap kökenli nice bilgeler var. Nitekim İslam'ın Martin Luther King'i olarak anılan Prof. Dr. Tarık Ramazan da bunlardan birisi. Oxford Üniversitesi'nde ders veren Sayın Ramazan, Mısırlı Müslüman Kardeşler Örgütü'nun kurucusu Hassan el Banna'nın torunu. (İliştiri: 2000 yılında Yeni Düşünce'de çalışırken Hassan el Banna'nın "Kuran Devrimi" adlı eserini dikkatle incelemiştim)
10.12.2007 yılında İslamofobi Konferansı için İstanbul'a gelen Sayın Tarık Ramazan'la Gazeteci Sayın Nagehan Alçı, İslami konularda -Akşam Gazetesi için- görkemli bir röportaj yapmıştı. Sayın Alçı'nın Tarık Ramazan'la yaptığı bu çalışmayı 2007 yılında dosyama kaydetmiştim. Kaydetmiştim çünkü, Sayın Nagehan Alçı'nın soruları da, Sayın Tarık Ramazan'ın yanıtları da gerçekten harikaydı.
Şimdi, siz sevgili okuyucularıma on yıl önceki bir röportajın çok kısa bölümlerini -Sadece Sayın Ramazan'ın yanıtlarından- sunuyorum:
"Türkler Araplar'la aynı değiller. Arapça İslam'ın dilidir; ama Arap kültürü İslam kültürü demek değildir. Araplar'ın yaptığı her şeyi İslam olarak nitelendirme eğilimi var. Bu sizi daha çok Müslüman yapmaz."
"Başörtüsü, alçakgönüllü olmak fikrinden doğmuştur. Vücudu çok göz önünde tutmamaktır temeli. Ama o başörtüsünün nasıl, hangi renkte kullanılacağı kültüreldir. Başörtüsü İslam'ın buyurduğu bir şeydir, ancak onu takıp takmamak İslam'a göre kişinin kendi seçimidir. Kadınları başörtüsü takmaya zorlamak din dışıdır."
"Çarşaf, İslam'ın buyurduğu bir giyim tarzı mıdır? Hayır, bir kere siyah başörtüsünü söylemez İslam. Bir de başörtüsü çirkin olmamalı, din mütevazı olmayı söyler, estetik olmamayı değil. Başörtüsü modellerini Arabistan'dan kopyalamanız gerekmez. Türkler Araplar gibi giyinmek zorunda değil."
"Yüzü kapatmak İslam dışıdır. Bu, Kur'an'ın yanlış yorumlanmasının bir sonucudur. Kadınlar konusunda çok yanlışlar var. Kur'an kadının eğitimli olmasını buyurur."
"Müslümanlar masum insanları öldürüyor. Önce bununla yüzleşmeliyiz. O katiller önce öldürdükleri insanlara, sonra biz Müslümanlara zarar veriyor. İnsan öldürmek İslam'a karşıdır."
"Allah istese hepimizi tek tip, tek inanç ve tek toplum olarak yaratırdı. Aksine o farklılık istiyor. Tek doğru var ama bu doğruya giden çok yol var. Allah Hıristiyanları da, Musevileri de istiyor bu dünyada."
"Prensipte tek İslam vardır ama Müslümanlar farklı coğrafyalarda yaşadıkları için farklı kültürel özelliklere sahiptir. Dinî öğeleri, kültürel öğelerle karıştırmamak lâzım. Siz Müslümansınız ama aynı zamanda Türksünüz. Türklüğün İslam'ın dışında kültürel özellikleri var. Bunlar size özel. Sizin İslamınız da bu özelliklerle harmanlanmış bir İslam olacaktır."
Sevgili okuyucum, Sayın Tarık Ramazan'ın mantık dolu sözleri bu kadar.
Ve Cumhurbaşkanımız Osman Kocaoğlu!
Değerli okuyucum, Asya'dan Avrupa'ya yayılan Türklük, her gittiği yerde 'Devlet' kurdu. Bu devletlerden birisi de Türk'ün Asya'daki görkemli yurdu Buhara'dır! Anadolu Türklüğüne İstiklâl Savaşımız sırasında, maddi ve manevi destekler veren Buhara Cumhuriyeti eski Cumhurbaşkanımız rahmetli Osman Kocaoğlu idi. Değerli Cumhurbaşkanımız Osman Kocaoğlu'nun sonsuzluğa göçüşünün 49. vefat yılı İstanbul'da anıldı. Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı'nın Genel Merkezi'nde 31 Temmuz 2017'de Sayın Prof. Dr. Timur Kocaoğlu'nun yönetiminde, görkemli bir vefa programı düzenlendi. Bu programdan beni haberdar eden Sayın F. Murat Doğan Bey'e çok teşekkür ediyorum.
Sayın Timur Kocaoğlu'nun şahsında Şanlı Buhara'yı ve kahraman Cumhurbaşkanımız Osman Kocaoğlu'nu rahmetle, en içten saygılarımla anıyorum.
Anadolu Türklüğü olarak, onu yaşadığımız sürece hiç unutmayacağız!
Esen kalın efendim.
