Apo siyasete mi girecek?

Bıktım ama, gerçek. Gene daha önce yazdığım bir başka konu doğrulandı. Bebek katilinin hapisten çıkıp siyasete atılması konusu. Şimdilerde Başbakan görüşmeler devam edecek derken, BDP Genel Başkanı Demirtaş da şart olarak ağzından baklayı çıkardı. Şartları Öcalan’ın serbest bırakılması. Bunlar daha önce de o kadar açık seçik ve oyuncular o kadar kötüydü ki bu gelişmelerin doğal seyrinde olmadığı çok belliydi. Tezgah için zemini de Çandar ve Hasan Cemal oluşturdu. Kutlarım ikisinin de bu girişimini...
Bu sahtekârlık devam ederken sahnelerde peş peşe başka senaryolar da oynanıyor. Birincisi meşhur Arap Baharı. Mısır kana bulandı. Mısır’daki Hıristiyanlar ayaklandı, bu arada baharı yaşayanlar da iktidar konusunda kuşku içindeler. Aynı şekilde Libya’da kabileler ve dinci gruplar daha Kaddafi’yi devirmeden birbirine girdi. Tunus da ne hikmetse aynı durumda. Ama bizim BOP eş başkanından kardeşleri hakkında yorum falan yok. Suriye ziyaretini de anasının ölümü üzerine erteledi.
Öte yandan İsrail ile gerginlik sanki hızını kaybederken bir başka aşamaya girdi gibi. Wall Street Journal yazmış, Bayan Clinton, Ankara’daki ampul iktidarına aba altından sopayı göstermiş. Gerginlik istemediklerini, gayet net bir şekilde bizim sıfır sorun politikaları mimarı Davutoğlu’na bildirmiş. Gazete ayrıca Erdoğan iktidarına koltuk çıkan iki Yahudi’nin Türkiye’ye ait ters görüşlerine de yer
vermiş.
Benzeri Özal iktidarının en büyük destekçisi, zamanın ABD büyükelçisi Abramowitz, açık açık “ABD, bir savaş durumunda İsrail’e arka çıkar” diyor. Peki, PKK sorununda ampulcülerin akıl hocası Henry Barkey’e ne demeli? O da Erdoğan’ın İsrail konusundaki çıkışlarının ABD’yi rahatsız ettiğini söylemekten çekinmiyor. Yeniçağ bu konuları güzel işledi. Tabii bu arada İsrail ile Türkiye arasındaki ticaret de ne hikmetse üç kat
artmış.
Şimdilerde büyük tiyatro anayasa konusu. Bu komedyada ne hikmetse CHP de AKP ile ağır tango yapıyor. Göreceksiniz Apo denen katilin çıkma maddesi üzerinde aynı görüşü bildireceklerdir. Bu anayasa senaryosu bir şekilde federasyon ve özerklikle son bulacak. Tabii bizim Pakize Suda’nın sorguladığı Türkiye’nin en uzun nehri sorusuna Nil diyen akıllı seçmenimiz, ne olduğunun farkında bile değil.
Gelelim ekonomik cepheye. Hani ekonomik kriz bizi etkilemeyecekti ya. O zaman Merkez Bankası’nın Amerikan dolarındaki yükselişi önleme çabaları ne? Piyasaya sürekli neden dolar pompalıyor? Hani arada bir ampul kabinesi açıklama yapıyor ya bizim ekonomi iyi diye. Tabii
yerseniz.
Bakın ekonomik krizde olan ABD’de benzinin litresi 1.25 bizde 4.45 lira. Yumurtanın tanesi ABD’de 12, bizde 30 kuruşun üzerinde. Etin kilosu ABD’de 15, Türkiye’de 30 lira. ABD’de asgari ücretin saati 13.5, Türkiye’de 5.25 lira. ABD’de jeep türü arabalar sıfır kilometre 28 bin dolar. Türkiye’de 128 bin dolar. Giyim fiyatları Türkiye’dekinin dörtte biri. Doğal gaz ve elektrik de aynı, Türkiye’den ucuz. Her şeyi size kalem kalem dökebilirim. Ama ampul iktidarına göre ABD’de ekonomik kriz var Türkiye’de yok.
Günlerdir, bu ekonomik kriz içindeki ABD’de halkın ilk kez kapitalizme karşı ayaklandığını ve bu ayaklanmanın giderek büyüdüğünü dinliyorsunuz. Ama ne hikmetse bizde tık yok. Burada önemli olan bizim ne biçim bir halk olduğumuz. Asker deseniz artık ruh halinde. Apo’yu da İmralı’dan çıkarırsanız bu ordu artık tüm dünyaya, teröre yenik ordu olarak ilan edilecek.

Yazarın Diğer Yazıları