Anlamsız başlığının altındaki anlam
İzmit Belediyesi’nin şair, yazar ve sanatçılara verdiği yemekte, şair arkadaşım Fatma Türk Kuşkaya’yı görmek sevindirdi beni. Bu kadim dost, son kitabı “Su Sus”u imzalayıp verdi.
Kitaptaki üçüncü şiir “Anlamsız” başlığını taşıyordu. Okudum, gördüm ki başlıkla şiir arasında şaşırtmacalı bir çelişki var. Anlam’ın sız’ını bir zaman sızılaması olarak algılayıp okuyalım birlikte bu kısacık şiiri: “Yaşam kadranında/Akreple yelkovanız/Birimiz kopunca/Kaçı gösterir zaman”. Fatma Hanım, değerli eşi Ömer Bey’i kaybetmişti çok uzak olmayan bir zamanda. Bu şiir o günlerin şiiridir muhtemelen, anlamının açarını ve “sız” ekinin sızısını burada aramak gerek.
Fatma Türk Kuşkaya’nın şiirleri kapalılığa, anlaşılmazlığa sığınmış ürünler değil. Yalınlığa anlam sığdırabilme ustalığını bu kitabında da göstermiş. Özüne özgü imgeler, sözünü bezetiyor, coşkuluyor. Bakar mısınız şu dizelere: “Mor oyalara bürünmüş dağlarda/Deli doru bir kısrak/Katarlanmış tellice turnaların peşinde/Önündeki uçurumu görmüyor/Acının kıyısında derin uykudan uyandığımda/Dudağımda kaçak bir mutluluk.”
Hereke’den trenle geçmek başta Nazım Hikmet olmak üzere birçok şairi duygulandırmıştır, böyle bir büyüsü vardır bu beldemizin. Kuşkaya da bu kervana katılmış. Diyor ki: “Hereke’de ağaçlar da tomurcuğa durmuş kızlar da/Bir gülüşün verdiğini ne verir/Renkleri büyüten akılla ışıldayan gözlerin/İpek halı dokudu ellerim/İçimde kirkit sesleri.”
Son iki yılda iki büyük şair yitirdi Kocaeli. Bunlar Ruşen Hakkı ve Mahir İrfan Benli. Kuşkaya onları da unutmamış. Ruşen Ağabeyi için yazdıklarını paylaşayım sizlerle: “Yetişemediğim trenler beklenmediğim istasyonlara taşırdı/Deliliğe çıkan yolların suskunluğunu/Bir tek seni unutmam/Bir de gülüşü kırık şehri.”
Fatma Hanım’ın kitabı Tay Dergisi Yayınları arasından çıkmış, yayınevinin ve derginin adresi şöyle: PK 10 78100 Karabük.
“Şiiriniz yok/Işığınız yok /Gidecek yolunuz yok” demişsiniz Fatma Hanımefendi, bu sözün muhatapları belli. Çok şükür ki bizim şiirimiz var.
Selam olsun, şiiri ve ışığı olanlara!
Nihal Doğdu Nihal
Nihal doğalı sekiz ay oldu. Emeklemekte şimdilerde. Tam da sevilecek çağı. Doğduğunda ona şiir yazdım ama hiçbir yerde yayımlamadım. Şimdi söz o ki şiirden açıldı, onun şiirini paylaşayım sizlerle:
Nihal doğdu Nihal/Bal oldu bal!
Aht doğurmuştu Altay’la /Baht doğurdu kızım Nihal’le/Kendi izimizi sürmekteyiz/Yüzüne baka baka/Bir gümrah umuttur bu körpe bala
Nihal ne güzel hal/Altay Abisi koydu adını/Altı yaşında onun Dede Korkut’u
Oğlan hareket kız bereket derler/Bolluk, gürlük, ongunluk Nihal
Nihal yeni hal, tazelik demek/Hemişe bahar olsun/Nihal düzgün demek/Düz olsun ve gün olsun/Nihal fidan demek sevgi toprağına dikilen /Tutmanın muştusu yemyeşil sürgün demek/Dal olsun dal/Fal olsun ferahlatan / Esin oldu, imge oldu, şiir oldu daha şimdiden /Büyüdükçe dedesine hoş hayal olsun /Her yaşta inandığı bir tatlı masal olsun.