Anayasa Uzlaşma Komisyonu dağılmak üzere..

Esas, büyük sıkıntı Tayyip Erdoğan ve AKP içinde de..
Neyse!...
Biz, görünenin üzerinden; eldeki somut bilgilerden yola çıkalım.
TBMM de “yeni anayasa” için kurulan uzlaşma komisyonu artık uzatma dakikalarını oynuyor.
Tayyip Erdoğan, “yeni anayasa” çalışmalarında Meclis Komisyonuna, Aralık ayının sonuna kadar süre tanımıştı. Komisyon kendi vaat ettiği süre içinde bile istediği noktaya gelemedi.
Geçen hafta, AKP çalışmalarla ilgili sürekli başkanlık sistemini kamuoyuna pompaladı. Meclis Anayasa Uzlaşma Komisyonu daraldı, bunaldı.. Zaten bir çok konuyu kırmızı çiziklerle geçiştirmişlerdi. Üstüne üstlük bir de bu iş geldi başlarına. AKP’li üyeler komisyona tam bir baskı uyguladı. İki gün üst üste süren uzun ve gergin ortamda  “Muteşem”in Padişahlık arzuları tartışıldı. CHP ve MHP karşı çıktı. AKP’ye bir tek terör örgütü PKK’nın sivil uzantısı BDP’den destek geldi. Ama bir şartla; “Senatoda olsun. Bölgesel Meclislerde”..
Dışarıya sıktıkları  “cici”  görüntülere aldanmayın. Herkes sorumluluğu kendi  üstünden atma peşinde.
Bunu, iyi bir zamanlamayla değerlendiren  AKP’li Ahmet İyimaya da fırsatı kaçırmadı. “Muhteşem”e, muhteşem bir muz orta yaptı.
Ahmet İyimaya, komisyonun son toplantısında dedi ki;
“Sistem tartışması devam ettiği sürece komisyon dağılacak. Bu böyle gitmez. Biz önerilerimizi grupta tekrar görüşelim, öyle getirelim”..
“Muhteşem” de fırsatı kaçırmadı.AKP’nin Meclis grup toplantısını Salı günü parti genel merkezine aldırdı.
Parti genel merkezinde Meclis grup toplantısı olur mu?..
Niye olmasın!..  “Muhteşem”  istedi oldu.
“Muhteşem” önce genele yönelik (şu dakikalara kadar basına açık olup olmayacağı belli değildi) konuşacak. Sonra da, milletvekilleri ile heyetler halinde ayrı ayrı görüşecek.
Gözden kaçırılmak için yoğun uğraş verilen sıkıntılar ve sıkıntılılar  ikna odasına alınacak.
Nabza göre şerbet verilecek..
“Muhteşem”in işi gerçekten zor.“Yeni anayasa” çalışmaları yeni bir patlamanın habercisi olabilir. AKP’nin içi cadı kazanı gibi kaynıyor. Dokunulmazlık fezlekelerini fırsat bilen Kürtçüler ayaklandı. 3 dönemliklerde fırsatı ganimet bildi, Tayyip Erdoğan’ı devamlı sıkıştırıyorlar;  “kaldır şu üç dönem şartını sen de rahatla biz de” diye.  “Kardeşi”  Abdullah Gül parti içini devamlı çomaklıyor, her fırsatta kendisine çakıyor. Üç dönemlikler açıktan tavır aldılar; “Tayyip Erdoğan başkan olmak istiyorsa kesin taviz verecek”.
Yoksa, Kürtçü milletvekillerinin cephesi daha da genişleyecek ve bu her oylamada  “Muhteşem”e acı fatura olarak kesilecek.


 

Paris’teki camiye niye bu kadar sevindiler?..
Fransa’da yenilen halttan dolayı düğün bayram ettiler. AKP yalakası basının manşetlerindeydi; Paris’te  “eşcinsel Müslümanlar”  için cami hizmete girmiş. Ortaya karışık ibadet yapılabilecek bu camide hanımlar başlarını örtmeyip imamlık bile yapabileceklermiş. Nerede, AKP ve onun peşindeki çanak yalayıcı toplulukların(sözde) İslamcıları?
Tık yok!..
Allahın haram ettiğini bile bile “gerçek Müslüman eşcinsel olur mu”  diye sorabilen bile  yok.
İçimden o kadar ağır şeyler yazmak geliyor ki; kendimi zor frenliyorum.
Neyse!.. Sözü, konuyla ilgili sağ duyulu bir sese; eski Müftü CHP İstanbul Milletvekili İhsan Özkes’e bırakalım:
 “İç içe olarak ibadet Kur’an geleneğinde yok. Peygamberimizin namazında önde erkekler olur, erkeklerin arkasında çocuklar, çocukların arkasında da kadınlar bulunuyordu. Buradaki espri nedir? İbadet yaparken insanların cinsel konularda zihinlerinin meşgul olmamasıdır. İbadet sırasında dikkatin dağılmaması, huzur içerisinde Allah’a huşu içerisinde ibadet yapabilmektir. 1400 yıldır böyle bir şey yok. Bunu yapmaya çalıştığınız zaman ibadetin ruhu zedelenir ve 1400 yıllık bir anlayışa ters düşülmüş olur.  Bir camiye girerken kişinin siyasetine, cinsel tercihlerine bakarak girip çıkmak gibi bir şey yok ki.. Dünyanın hiçbir yerinde yok. Camilerin hiç birinde yani kapıda bir adam duruyor da kontrol ediyor, cinsel kimliğini anlıyor sen gir, sen girme diyen bir cami sistemi yok ki dünyanın hiçbir yerinde. Dolayısıyla  fazla marjinalliğe kaçılmış. Zaten böyle bir şey de kabul edilemez. Bu Fransa’daki Müslümanların sorunu olabilir ama nereden bakarsanız bakın İslam evrensel bir dindir. Yani Fransa’ya göre Müslümanlık, Türkiye’ye göre Müslümanlık yoktur. Benim söylediklerin dünyanın her yerinde geçerli İslam’ın özelliklerindendir. Onun için uygun değildir. ”  Şimdi; bir aralar sıkça gündeme gelen AKP sosyetesinin kadın erkek bir arada namaz kılma fotoğraf ve haberlerini  tekrar hatırlayın!..

Yazarın Diğer Yazıları