Bu yıl Haziran ayı başında Kırgızistan Başbakanı Ömürbek Babanov Ankara’ya yaptığı resmi ziyaret çerçevesinde Anavatan Türkiye TBMM Başkanı Cemil Çiçek’i ziyaret eder. Bu ziyarette Çiçek, Babanov’a “Bizim ilişkimiz kardeşlik ilişkisidir ancak bizim başka kardeşlerimiz de var onları birlikte kollamak lazım” diyerek şunları ekler:
“Çok zor bir şey değil, KKTC Cumhurbaşkanı’nı bir davet edin. Kuzey Kıbrıs’ta tüm olumlu çabalara rağmen Rum’ların uzlaşmaz tutumu sebebiyle bir anlaşma olmadı. O nedenle oradaki insanların kaderinin başka bir kesimin insafına terk edilmemesi lazım. Onun için de bir çok ülke davet ediyor, Kırgız kardeşlerinden de böyle bir davet gelmesi onları da bizleri de memnun eder. Temsilcilik seviyesinin yükseltilmesi lazım. Çok fazla soğan sarımsak hesabı yapmadan bu işi gerçekleştirmemiz gerekir. Onlar çözümü istedi ’çözüme evet’dedi ama maalesef dünyadaki adalet terazisi biraz bozuk, onlar cezalandırıldı. Hiç olmazsa Türk dünyasında karşılığının olması lazım. Bu davet, bizi çok fazla memnun eder. Kırgızistan’ı uluslararası platformlarda destekliyoruz, biz de desteklerinizi bekliyoruz. İki ülke arasındaki ilişkileri çok fazla formaliteye boğmadan biraz süratli götürmemiz lazım. Çünkü güzel fırsatlar ve imkanlar var.”
Babanov ise bu yıl Mart ayında Kırgızistan Meclis Başkan Yardımcısı Talant Mamitov ve beraberindeki milletvekillerinin KKTC’ye yaptıkları ziyareti unutmuş olsa da “2005’te milletvekillerimiz Kuzey Kıbrıs’a gitmişlerdir, görüşüyorlar. Sizin talebinizi Dışişleri Bakanlığı’na talimat şeklinde arz edeceğim, çözüm yolunda ne gerekiyorsa buna bakacağız” der.
Geçtiğimiz hafta, 22-23 Ağustos tarihlerinde, Kırgızistan’ın başkenti Bişkek’te kısa adı ’Türk Konseyi’ olan Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi Zirvesi yapıldı. 21 Ekim 2011’de Almatı’da gerçekleşen Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi’nin ilk toplantısına davet edilmeyen KKTC, bu ikinci toplantıya da davet edilmedi.
Hatırlanacağı üzere 11-13 Haziran 2012 tarihleri arasında Türkmenistan’ın ev sahipliğinde yapılması planlanan Ekonomik İşbirliği Teşkilatı Toplantısı, KKTC heyetinin kabul edilmemesi üzerine Anavatan Türkiye’nin katılmayı reddetmesi nedeniyle
toplanamamıştı.
Bahse konu toplantılar, KKTC’nin Türk Dünyası’ndan dışlanması adına ne ilk ne de son olmuştur. Daha önce de maalesef KKTC’nin davet edilmediği birçok toplantı gerçekleşmiştir.
2. Türk Konseyi Toplantısı’na Anavatan Türkiye Cumhurbaşkanı Gül ve Dışişleri Bakanı Davutoğlu katılmıştır. KKTC’nin davet edilmediği bu toplantı boykot edilmemiştir.
Anavatan Türkiye’nin, KKTC’yi Türk Dünyasına kabul ettirmesi için gerekli tüm olanak ve gayreti bundan sonraki süreçte göstermesi şarttır. Anavatan Türkiye, KKTC’nin davet edilmeyeceği Türk Dünyası toplantılarına katılmama kararını alabilmelidir. Yoksa TBMM Başkanı Çiçek’in önceki gün bir grup gazeteciyle yaptığı toplantıda “Kıbrıs sorunu, Türkiye’nin mili bir sorunudur. İktidarlar değişir, farklı görüştekiler iktidar olur ama Kıbrıs konusundaki ülkenin bakış açısı genelde değişmez” söylemi ve KKTC için ortaya konan tüm gayretler havada kalmaya mahkumdur.
