Anastasiadis’in “ortak açıklama” açıkgözlüğü!
Kıbrıs müzakerelerinin yeniden başlaması için ortak açıklama yapılması konusunda kriz yaşanmaktadır. Krizi yaratan Rumlar; krizin sorumlusu olarak BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Aleksander Downer’i sorumlu tutmakta ve görevden alınmasını istemektedir. Downer üzerinden kriz yaratmayı Rumlar maalesef alışkanlık haline getirmiştir. Ne zaman müzakereler başlayacak olsa Downer günah keçisi olarak seçilmekte ve yaratılan ucuz krizle müzakereler dinamitlenmektedir. Rum tarafının müzakere etmeye, anlaşmaya gönlü yoktur.
Güney Kıbrıs’ta yayınlanmakta olan gazetelere göre Kıbrıs sorununun çözümüyle ilgili müzakerelerin başlamasından önce KKTC Cumhurbaşkanı Dr. Derviş Eroğlu ile Rum Yönetimi Başkanı Anastasiadis’in yapacağı ortak açıklamanın söylemi konusunda, Rum tarafının itiraz ettiği köprü kurucu önerinin, BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Aleksander Downer tarafından ortaya konulduğu haber verildi.
Politis “Köprü Kurma Sorunları... Anastasiadis Downer’ın Talihsiz Önerisinden Söz Etti” başlıklı haberinde Rum tarafının tepkisini çeken önerinin sahibinin Downer olduğu bilgisini, Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in siyasi parti başkanlarıyla geçtiğimiz hafta yaptığı görüşmeye katılan bir kaynağa dayandırdı. Edindiği bilgilere dayanarak Downer’ın önerisinde, diğer şeyler yanında, “federal devlet yetkilerinin oluşturucu devletçiklerden kaynaklanacağı” ifadesinin de yer aldığını belirten gazete Anastasiadis’in Rum siyasi parti başkanlarına, bu ifadenin kabul edilemeyeceğini söylediğine işaret etti.
Fileleftheros gazetesinin haberinde ise Kiriakos Matsis isimli EOKA’cının Limasol’un “Kolossi” (Yunus/Burçlu) köyünde dikilen büstünün açılışında konuşan Anastasiadis Downer için şu ifadeleri kullandı:
“BM kararlarının ana ilkelerine, AB ilke ve değerlerine, -vatandaşlarımız olduklarını asla göz ardı etmediğimiz- Kıbrıslı Türk vatandaşlarımızın da, Kıbrıs’ın kuzey kesimini denetimi altında bulunduran Türkiye’nin de ama özellikle, görev ve yükümlülükleri Güvenlik Konseyi kararlarını tahrif etmek değil uygulamak olan BM temsilcilerinin de saygı göstermeleri gerekir.
Herkesin açıkça bilmesi gerekir ki müzakere etmekte ve Kıbrıslı Rum’ların da kabul edeceği bir çözümü başarmak için ne kadar kararlıysak, diyalog olsun diye diyaloğa girmemiz için yapılan baskıları ve bu yöndeki düşünceleri atlatmakta ve görmezden gelmekte de o kadar kararlıyız.”
Alithia haberi “Downer’a Başkanlık Vuruşu... Ortak Açıklamayla İlgili Müzakerelerdeki Tavrından Hoşnutsuzluk” başlığıyla manşete çekti. Rum Yönetimi Başkanı’nın sözlerinin muhatabının Aleksander Downer olduğuna vurgu yapan gazete, Anastasiadis’in konuşmasında, yeni tur müzakerelerin başlangıç (ortak) açıklaması konusunda anlaşmanın gecikme sebeplerini de izah ettiğini yazdı ve şunları ekledi: “Bilgi sahibi kaynaklar Downer’ın Türk tarafına, müzakerelerin BM tarafından tescilli zemini işaret etmek yerine ya bundan kaçıyor veya Türk tarafının istediği gibi müzakerelerin ortak açıklama olmadan başlamasını uygun buluyor göründüğünü söylediler.”
Rum Hükümet Sözcüsü Vekili Viktoras Papadopulos, Kıbrıs sorununa hangi türde çözüm arandığı ve müzakerelerin gerçekleştirileceği çerçeveyi belirleyecek ortak açıklama olmadan doğrudan müzakerelerin başlamasının söz konusu olmadığını söyledi.
Simerini gazetesinde yer alan röportajında Papadopulos, müzakerelerin başlangıç tarihinin ortak açıklamaya bağlı olacağını ve müzakerelerin yeniden başlaması için herhangi bir takvim bulunmadığını, kimsenin kendilerini zorlamadığını öne sürdü.
Ortak açıklama olmaksızın müzakerelerin başlayamayacağı mesajının tüm ilgililere iletildiğini vurgulayan Papadopulos, Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in ortak açıklamanın yapılabilmesi için tüm imkanları zorlayacağını belirtti.
Anastasiadis’in “BM tarafından tescilli zemin” diye tutturduğu ve ortak açıklamada yer almasını istediği “Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Tek Temsiliyeti, Tek Egemenliği ve Tek Vatandaşlığı Olan Bir Devlete Dönüşmesi” büyük bir saçmalıktır.
Geçmişte Hristofiyas ile Mehmet Ali Talat bu konuda uzlaşmış olsalar da “tüm konularda uzlaşma olmadan anlaşılmış sayılmama” ilkesi hâlâ yürürlülüktedir.
Anastasiadis’in ortak açıklama ile ulaşmaya çalışacağı çözüm şekli “eskinin devamından” başka bir şey değildir. Rum aklı sıra Kıbrıs Türkünü 1974 öncesi şartlara götürmeye çalışmaktadır. Ortak açıklamada kurnazlık yaparak Kıbrıs Türkünü boyunduruğu altına almaya çalışmaktadır. Rum 50 yıla yaklaşan müzakere sürecinde bu uzlaşmaz tavrını hep sürdürmüştür. Rum’un uzlaşmazlığını bilmeyen yoktur. Nedense bu kafadaki Rum’la her defasında sonuç alınamayacağını bilerek boşu boşuna müzakere masasına oturmaktayız. “Federal Devlet” modelinden biran önce vazgeçerek, ada gerçeklerini yansıtacak “İki Devlet’li” çözüm yolu seçilmeli ve bunun dışında bir seçeneğin “adil ve kalıcı” olamayacağı tüm dünyayla paylaşılmalıdır. Müzakerelerde harcayacak 50 yılımız daha yoktur.