Analara kıymayın efendiler

Devletin ulusal ve üniter yapısını ortadan kaldırmayı amaçlayan “Açılım” politikalarını dayatan ABD’yse, Gül, nasıl oluyor da “model ortaklık” kutlaması yapabiliyor. Neye ortak olduğumuzun farkında mısınız!

1991 yılındaki Irak saldırısının ardından, Irak’ın kuzey bölgesindeki Kürtleri, Bağdat yönetimine karşı kim kışkırttı? ABD.
Daha sonra, “Bölgedeki Kürtleri, Bağdat yönetiminden korumak” bahanesiyle, bu bölgeyi Merkezi Irak yönetiminden kim kopardı? ABD.
Merkezi Bağdat yönetiminden kopardığı bu bölgede, topraklarımıza yerleştirdiği Çekiç Güç aracılığıyla bir “Kukla Devlet” kurmaya kim başladı? ABD.
Topraklarımızdaki üslerine yerleştirdiği Çekiç Güç aracılığıyla, bir yandan Irak’ın kuzeyinde bir kukla devlet kurmaya çalışırken, diğer yandan da PKK’ya kim lojistik destek sağladı? ABD.
... Ağustos 1994’de Genelkurmay Başkanı olan Org. İsmail Hakkı Karadayı döneminde Eşref Bitlis’in Planı uygulanarak, Irak’ın kuzeyine, 1995 yılı Mart ayında 35 bin Mehmetçik’le yapılan Çelik Harekatı’yla, Türk Ordusu kimin bölgedeki projelerine ağır darbe indirdi? ABD’nin.
35 bin Mehmetçikle ABD işgali altındaki Irak’ın kuzeyine girip ABD’ye ağır bir yenilgi yaşatan ordumuz için, hangi ülkenin Foreign Affairs, Foreign Reports, Mediterranean Quarterly ve Joint Forces Quarterly gibi CIA bağlantılı yayın organlarında “Türk komutanları hizadan çıktı” diye yazıldı? ABD’nin.
4 Temmuz 2003 tarihinde Irak’ın kuzeyindeki Süleymaniye kentinde görev yapmakta olan Özel Kuvvetler Komutanlığı’na bağlı askerlerimizin başına hangi ülkenin askerleri tarafından çuval geçirildi? ABD.
2007 yılında katledilen Hrant Dink’in, 2006 yılındaki Malatyalı İşadamları Derneği (MİAD) 3. Fikir Platformu toplantısında yaptığı konuşmada söylediği, “Ermeniler, geçmişte İngiliz, Alman, Fransız ve Ruslara güvenmekle hata yaptı. ABD’nin Kuzey Irak’ta Kürt devleti kurma vaadine Kürtler inanmasın” diyerek uyardığı Kürtleri kullanan ülke kim? ABD.
(..) “Analar ağlamasın” diyerek devletin ulusal ve üniter yapısını ortadan kaldırmayı amaçlayan “Açılım” politikalarını “çözüm” olarak ülkemize kim dayatıyor. ABD.
2005 yılında adı DEHAP olan partinin Batman İl Başkanı Mehdi Öztüzün’ün 6 Şubat 2005 tarihinde, Batman Atatürk Parkı’nda bir grup yurttaşla birlikte yaptığı basın açıklamasıyla ortaya çıkardığı, “milliyetçi ve ayrılıkçı yanınızı öne çıkarın, etnik kimliklerinizi tartıştırın. Ayrılıkçı olursanız size destek veririz” teklifini yaparak bölgedeki insanları “ayrılıkçı” olmaya teşvik eden heyetin başındaki Adana Konsolosu Scoot W. Reid, hangi ülkenin Konsolosu’dur? ABD’nin.
... Büyük Ortadoğu Projesi adını verdiği projeyle, aralarında ülkemizin de bulunduğu, Fas’tan Çin sınırına kadar olan bölgede 24 ülkenin sınırlarını ve rejimlerini kendi emperyalist çıkarlarına uygun olarak, etnik ayrışma ve çatışmaları körükleyerek, “Anaları ağlatarak” değiştirmek isteyen kim? ABD
Şu an Cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturmakta olan Abdullah Gül’ün, 2006 yılı Mart ayı başlarında, Kızılcahamam’da AKP Milletvekillerine verdiği brifingte “BOP içinde birlikte hareket ediyoruz” dediği ülke hangisi? ABD.
... 6 Nisan 2009 tarihinde ülkemize gelip, Meclis’te yaptığı konuşmada, “Türkiye’deki Kürt azınlığın bu toplumda özgür bırakılmasını isteriz” diyerek Kürtleri ülkemizde bir azınlık olarak niteleyen ve sanki “özgür” değillermiş gibi onlar için “özgürlük” isteyen Obama, hangi ülkenin Başkanı? ABD’nin.
Bu sözlerin hemen ardından harekete geçip soluğu Irak’ın kuzeyindeki PKK karargahında alan Hasan Cemal’in eliyle koymuş gibi bulduğu PKK lideri Murat Karayılan hangi ülkenin koruması altında? ABD’nin.
Hasan Cemal’e “İlk adımda silahların susması, sonra İmralı ile, kabul edilmiyorsa kendileriyle, o da kabul edilmezse, siyasal olarak seçilmiş irade ile, o da olmazsa ortak bir komisyon kurulup akil adamlar aracılığıyla diyalog” önerisini yapan Murat Karayılan’ın yaptığı bu önerilerin gerçek sahibi kim? Murat Karayılan’ın liderliğini yaptığı PKK’nın arkasındaki gerçek güç kim? Ülkemizi PKK’yı muhatap almaya zorlayan gerçek güç kim? ABD.
Türk Silahlı Kuvvetleri’ne ve ülkemizin vatanseverlerine çamur atmayı meslek edinen Taraf’ın Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Altan’ın 19 Mart 2009 tarihli yazısında, “Bugün Apo’yu barış sürecinin dışında tutmak, PKK’nın varlığını görmezden gelmek gerçek duruma uymuyor. (...) Apo, Kürtlerin Mandela’sı bugün. Onların ulusal kahramanı. (...) Bu savaşta iki tarafın da canı yandı, iki taraf da acı çekti, iki taraf da çocukları için ağladı. Bunu uzatmanın ne anlamı var? Apo’yu barış sürecine katmanın büyük yararları olabileceğini görmemek mümkün mü? (...) Anladık savaşmayı çok iyi beceriyoruz da... Barışmayı becermenin de savaşmak kadar değeri yok mu?” diyerek pazarlamaya çalıştığı ülkemizi PKK’yı ve Abdullah Öcalan’ı muhatap almaya zorlayan projenin gerçek sahibi kim? ABD

***


Hamdolsun, herşey ABD’nin istediği yönde ilerliyor...
Referandum’dan hemen sonra ABD’ye giden Abdullah Gül ise, 24 Eylül’de, dünyanın en büyük masonik örgütlenmesi olan New York’taki Dış İlişkiler Konseyi (Council on Foreign Relations-CFR) adlı düşünce kuruluşunda yaptığı konuşmada Türkiye-ABD ilişkilerinin artık stratejik ilişkilerin ötesine geçerek ABD Başkanı Barack Obama’nın da geçen yılki Türkiye ziyaretinde söylediği gibi “Model ortaklık” haline dönüştüğünü, Türkiye ile ABD arasındaki ekonomik ilişkilerin gelişmesi kapsamında yeni bir mekanizmanın yaratıldığını söylüyor...
ABD Başkanı Obama, Gül’ün sözünü ettiği geçen yılki Türkiye ziyaretinde, TBMM’de yaptığı konuşmada: “Türkiye’deki Kürt azınlığın bu toplumda özgür bırakılmasını isteriz”dememiş miydi?

***


Oysa Türkiye’miz için bir tek doğru çözüm yolu var, o da ABD denetiminden çıkmak...
Türkiye’mizi ABD denetiminden çıkarmak isteyenler ise işte bu nedenle “Ergenekon” tertibiyle hedef alınıyor...
* İrfan Tuna

+++

Yeni ikna odaları
Türk Milleti;başına gelecekler konusunda ikna edilmeye çalışılıyor.Bu ikna işine soyunanlardan biri de ne olduğu malum, basınımız.
Siz öyle Başbakan’ın bunlara kızdığına falan bakmayın. Bunlar çoktan R.T.Erdoğan ile aynı kayığa binmişler ve birlikte gidiyorlar.Yaptıkları kavga, kayıkçı kavgası.
Gelin isterseniz bu medyanın yaptıklarına bir bakalım.
Okur kitlesinin çoğunluğunu cumhuriyetçi, laik,demokrat, hukukun üstünlüğüne inanmış, Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı, milliyetsever,vatansever vs. insanlarımızın oluşturduğunu zannettiğim Hürriyet Gazetesinde Fatih Çekirge soruyor “AKP - CHP koalisyonu olur mu?” Aynı gün Hürriyet Gazetesi manşetinde CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Ben samimiyim bir haftada Meclis’ten geçiririz.” diye yeni anayasa değişikliğini gündeme taşıyor.
Sahi kuzum nereden çıktı bu AKP - CHP koalisyonu lafı ve bir haftada şip şak anayasa değişikliği?...
Yine Doğan grubunun kalemşörlerinden ve kürt meselesine ilgisi ile maruf Mustafa Akyol’un muhterem pederi Taha Akyol iktidar yandaşı Star gazetesine MHP’yi değerlendiriyor.
Ona göre MHP günümüzün gerisinde.Üretemiyor,çözemiyor,anlamıyor adeta bir politik batağa saplanıp kalmış. Değerlendirmelerinin odak noktası; MHP’den bir şey olmaz,ileriye bakalım. İleride ne var; birincisi başarılı bir AKP ikincisi de nispeten başarılı bir CHP. Zaten Fatih Çekirge’de soruyor, Akp - Chp koalisyonu olur mu? Bana göre bu zevat ve onların efendileri istiyorsa bal gibi olur.
Bunlar böyle yazıyorlar ya;konunun muhatapları olan Erdoğan ve Kılıçdaroğlu ne tesadüf,hemen aynı gün Ankara’da TESK’in kongresinde baş başa görüşüverdiler.
Başörtüsü gibi hassas bir konuda mütedeyyin insanların gönlü alınacak ve sorun çözülecek sıra Türkiye’nin çözülmesine gelecektir.
Çünkü Türkiye’yi ayrıştırarak çözmek ve Türk Milletini köleleştirmek isteyenler, biliyorlar ki CHP’ye oy veren milletsever, vatansever insanların desteği olmadan ve onlar ikna edilmeden bunu başaramazlar.
Onun için sizi ikna etmek görevi, basının size yakın olduğunu sandığınız ve de milli devlet yanlısı gibi gözükenlere verilmiş durumda.Eğer Türk Milletini böyle ikna edebilirlerse bunu da deneyerek biraraya gelmez denilenleri bir araya getireceklerdir.
* Özcan Pehlivanoğlu

+++

Kafa yapısı düşündürücü
Avcı’nın 600 sayfalık kitabında kendi görüş ve düşüncelerine yer verdiği 70 sayfalık bir bölümü vardır ki polis müdürü Türkiye üzerindeki düşüncelerini yansıtırken kendi kafa yapısını ele veriyor:
“En önemli yanılgılarımızdan bir tanesi de her derde deva diye kabul ettiğimiz Atatürkçülüktü. Ne olduğu bilinmeyen, içinin ne ile doldurulacağı belli olmayan bir kavram.... Eğer Atatürkçülük denilen kurallar değiştirilemez mutlak doğrular olarak kabul edilecekse, bu tür kabulün akıl ve bilim ile açıklaması yapılamaz” (Sayfa 333) Avcı bu satırlarıyla Kemalizm düşüncesini reddediyor. Yine devamla şunları yazıyor: “ Benzer bir durum bayramlarda ve törenlerde yapılan Mustafa Kemal Atatürk övgüleri için söz konusuydu. Resmi bayramlardaki törenlerde Atatürk övgüleri öyle bir abartılır ki bir taraftan Mustafa Kemal göklere çıkartılırken diğer taraftan da milleti ve tüm değerleri yok sayılır, neredeyse sıfır seviyesine indirilirdi. Batı dünyasının da kahramanları kurtarıcıları vardır, ama her halde bireylerin kişiliğini toplumun tüm değerlerini sıfırlayarak kurtarıcılarını ilahlaştırmıyorlardır” (Sayfa 361)
Bu ifadeler size Başbakan R.Tayyip Erdoğan’ın “10 Kasımlarda Anıtkabirde sap gibi durmaya gerek yok!” sözünü hatırlatmıyor mu?
* Ömer Serim

+++

1 Ekim2010 tarihli YENİÇAĞ gazetesindeki sayın Hüsamettin Cindoruk’la olan sohbetinizde sayın Cindoruk:
“Türkiye’de halâ çok değerli bürokratlar, çok değerli insanlar var, onun ulaşamadığı bilgiler bize ulaşıyor. Hiçbir şey saklı kalmaz. Kime nerede ne söylediği dahi devletin kayıtlarında, bir gün ortaya çıkar!” diyor. Daha ne bekliyorlar? O bir gün gelmedi mi? Bölünmemizden sonra mı ortaya çıkarmayı düşünüyorlar?
* Nermin K.C.

+++

Türkiye sevdalısı darbeciler
Haşmetli ve devletlü başbakanımız referandum sonuçları belli olduktan sonra okyanus ötesine ve bağımsız ülkücülere selam gönderip hayırcıları darbeci olarak nitelendirmişti ya.Aradan birkaç gün geçtikten sonra akıllara ziyan bir konuşma daha yaptı ve evetçiler nasıl ki Türkiye sevdası ile evet vermişlerse hayırcılar da Türkiye sevdası ile hayır vermiştir
demesin mi?
Eh nasıl da biliyor bizim balık zekalı olduğumuzu.
* Av. Selahattin Sekban-TRABZON


+++

Hangi cenazelerden uzak durmalıdır?
Ancak, milletin kaderini ve yönetimini elinde bulunduranların, halka karşı hangi kesimden olursa olsun eşit ve tarafsız davranması gerekmez mi? Gittiğiniz cenazelerde, bazı cenazelerin tabutlarını omuzlarınıza alırken, diğerlerine uzak kalmanız tabi ki yadırganır!
Devletin başındakilerin kimi cenazelerde tabutların altına girdiğini gördüğümüzde, bu davranışın ne ölçüde samimi olduğunu hep düşünürüz...
Kıstas nedir?
Üst makamlarda görev yapan zatların gittikleri cenazelerde her tabut altına girmediklerine göre, bu eylemi için kıstasları ne oluyor? Yoksa şöyle bir soru mu sormak gerekiyor. Devletin başındakiler hangi tabutların altına girmelidir, hangi cenazelerden uzak durmalıdır?

***


Bilinçsiz ve cahil bıraktığınız günahsız halkın oylarıyla kazandığınız zaferin anlamı ve güvenirliği olur mu? Cahil insanlarımızı kesinlikle küçümsemiyor ve suçlamıyoruz... 8 yıldır AKP olarak iktidarda bulunduğumuz sürede halkın yaşam standardını, kültür seviyesini artırmak ve insanlarımızın bilinçlenmesi için ne yaptınız?
Bedava okul kitapları dağıtarak, evlere, fasulye, nohut, bulgur, mercimek ve kömür göndererek halkı yücelttiğinizi ve refaha ulaştırdığınızı mı sanıyor sunuz?
Son söz:
Vatansız vatansever olunmaz!
* Burhan Özbey

+++

Esen kal bayrağım!
Ben giderim!

Sen, ölümlü gözlerimin gördüğünce değil!
İmanımla,damarımda dalgalanıyorsun
Aha ben gittim ya! Sen, kalacaksın dünyada!
Şahadetimizle, kıyamete dek dalgalanıyorsun..
Vurma katil! Aha sana toprak nasıl derim?
Anaların gözyaşı varsa, şerefimle silerim...
Tevekkül ehli haramla okusun cambazlarına
Müslüman Türk’üm! Hem vurur hem giderim
* Turgut Mustafa Beden / Samsun

+++

MİNİ YORUM
Heykel

Mehmet Tezkan “İstanbul heykeller şehri olsaydı” diye düşünüp “nasıl olurdu” konusuna kafa yormuş. Diyor ki “o heykeller sizi meydanlara çağırırdı”. Malum Kars’tayım birkaç gündür; ve Kars “heykeller şehri” ... İnsanlar mı? Akşam 7’den sonra sokakta insan bulmak zor; 8’de kimsecikler yok “heykelli” yol ve meydanlarda! 9’da çay içecek yer bulmak zor; otel lobilerine sıkışıp kalıyorsunuz... Demek ki “taş” değil o “taş” ın ruhunu, mesajını algılayabilecek bir toplum, bir sosyal hayat, bir ekonomik düzen yaratmak gerek her şeyden önce...

Yazarın Diğer Yazıları