Ampuller patlarken
On yıldır ampullerin birer birer patladığını görüyorduk ama avizenin tümden söndüğüne yeni tanık oluyoruz. Her patlayanı anında değiştirip, cilalasalar da yalancının mumu sönüp gidiyor. Musul’daki rehineler meselesini tarihi zafer olarak nitelendirenlerin boyasını bizzat rehineler döktü. Halen karşılığında kaç katilin verildiği açıklanmıyor. Orta Doğu coğrafyasında karşılıksız sineğin bile uçmadığını oraları birazcık inceleyip, bir süre yaşayan bilir. Recep Tayyip Erdoğan kesinlikle para verilmediğini iddia ediyor. Ve her fırsatta “tek kuruş ödenmedi” nin altını çiziyor. Psikolojide yansıtma modeli denir. Kendi adıma bu pazarlıklar sırasında yöredeki aşiretlere paha biçilmez hediyelerin yanında yüklü miktar ödeme yapıldığından eminim. Şimdi birileri “elinde belgen var mı?” diyecek. Hani yıllar önce edilen bir cümle vardı “rüşvetin belgesi mi olur ulan...” diye. Karanlık mahfillerde yapılan pazarlığın da belgesi olmaz. Ne de olsa “örtülü ödeneğin hesabı verilmez.” Sadece örtülünün mü? AKP hükümeti sayesinde devlet bütçesinin denetimini yapan Sayıştay raporu onaylanmadı. TBMM’de ilk kez Sayıştay hiçe sayıldı.
Cizre’de Atatürk heykeli ateşe verilirken devletin nerede olduğunu soranlara iki hafta önce bu sütunlardan Cizre Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı’nın “gelip burada bir ay yaşayın” sözlerini yansıtmıştım. Kendi sınırları içerisinde asayişi, güvenliği sağlayamayan AKP hükümetinin Irak ve Suriye üzerine hesap yapması acemi kasapları hatırlatıyor. Ama havuz medyası photoshop üzerine efsaneler yaratmaya devam ediyor. Recep Tayyip Erdoğan BM toplantısında “yüzlerine haykırmış...” ! Hadi anladık alemi aptal kendinizi uyanık zannediyorsunuz ama BM toplantısında belediyelerin bindirilmiş kıtaları karşılayıp dinlemedi Erdoğan’ı.. Yalakalık sınırlarını aşarak “bütün dünyaya meydan okudu” dediğiniz Erdoğan, BM’nin genel kurulunda boş salona konuştu. Üstelik bu görüntüleri canlı yayında “bizden daha yandaşı var mı?” diyen Haberturk televizyonu yayınladı. Erdoğan konuşurken kameralar zaman zaman boş salonu görüntülüyordu. Sonuçta çekimi yapan yabancı ajans.. Yönetmen canlı yayında neyi nereden kesebilir ki.. Fenerbahçe Şükrü Saraçoğlu stadyumunda seyircilerin hükümeti protesto seslerini kesen iş bilir yönetmenler bundan böyle Erdoğan için nöbete geçmeliler. Üstelik şu okul yakma haberlerini sansürleyecek, Türk askerinin başına çuval geçiren Amerikan generalinin IŞİD’e karşı koalisyon güçlerinin komutanı olduğunu saklayacak “Alo Fatih” lerin sayıları artırılmalı.
IŞİD gizemi nihayet ortaya çıkmaya başladı. Nihat Genç Odatv’de “Tarzan zor durumda” başlıklı yazısıyla ufuk çizgimizi açtı. Sözcü’de Soner Yalçın “Vatikan boşuna konuşmaz: İslam dünyasının 2017’deki lideri kim olacak?” yazısı ile tarihin arka odasını aydınlatıp, önümüzdeki günlerde kimlerin cilalanacağını işaret etmiş. Ama aklım Musul’da 101 gün esir tutulan Özel Harekat polisinde. “MİT görevlileri, IŞİD bizi serbest bıraktıktan 4 saat sonra teslim aldı” diyen Veysel Can’ı iyi günler beklemiyor. Başlarından geçeni olduğu gibi anlatan bu polis önümüzdeki günlerde bir kumpasa uğrarsa şaşırmayalım. Ta başından bu Musul meselesini “Hırtlar Vadisi” halleder diye yazmıştık. 101 günün perde arkasında şimdilik cep telefonunun parçalara ayrılışı, şarjı su yüzüne çıktı. Hele biraz zaman geçsin sezonlar boyu sürecek televizyon dizisi olmazsa kör olayım. 1 Mart tezkeresinin izleri silinmeden yeni bir tezkere daha yolda. Türk askeri üzerinden yeni hesaplar yapılıyor. Bölgede her kesimin sesi çıkarken bir Allah’ın kulu Türkmen adını telaffuz etmiyor. Ama Ankara’da yapılan Türkmen mitinglerinin görüntüleri hem Barzani hem de IŞİD’in elinde. Cadı avı gibi Türkmen avlanıyor Irak’ta... Ayrıntıları bir başka yazıda.