Amerikan usulü laikliğe evet özgürlüğe hayır
Bugün içimde derin bir iz bırakan üzüntüyü sizlerle paylaşmak istedim. Küçük erkek torunum, ilkokul ikinci sınıfta ev ödevi yapıyordu, yardım istedi ben de elimden geldiğince yardım etmeye çalışıyordum. Konu ABD için önemli olan kişilerdi. Sırayla yazmış, George Washington, Abraham Lincoln falan filan.
George Washington, Mustafa Kemal gibi Amerika’nın kurtuluş savaşını yöneten, İngilizlere karşı savaşan bir lideri. Washington, daha sonra askerlikten ayrılıp ülkenin ilk Başkanı olmuştu. Ama önemli ve biz Türklerden farklı olan, vatandaşlarının onu unutmayıp yaptıklarına duyduğu şükranı ilkokul sıralarından başlayarak taa ülkenin tarihinde şerefle saklayıp korumaları.
En çok kullanılan bir dolarlık Amerikan kâğıt parasının üzerinde resmi var. Sadece onun değil, tüm başkanların sırasıyla beş, on ve 20 ila 50 ve 100 dolarlık kâğıt paralarının da üzerinde başkan resimleri var. 2 dolarlık üzerinde Thomas Jefferson, 5 dolarlık üzerinde Abraham Lincoln ve 10 dolarlık üzerinde Alexander Hamilton falan diye gidiyor. Amerikan tarihinde iç savaş kahramanı asker başkanlardan İkinci Dünya Savaşı kahramanına kadar çok sayıda asker kökenli başkan var.
Adamlar parayla yetinmemişler başkentlerine ve çok sayıdaki üniversite meydan ve parklarına yollarına da George Washington ismini vermişler. Hani bizimkilerin sık sık ziyaret ettikleri başkent var ya o da Amerikalı asker kurtarıcı başkanın adını taşıyor. Oysa Amerikalılar bizimkilere her yerde Atatürk büstü ve ismini görmekten çok rahatsız olduklarını söylemişlerdi. Kendileri ise asker başkanlarının adını kullanmadık yer bırakmamışlar. Anlaşılan bizimkiler Washington’dan desteği alınca hız kesememişler.
Bizimkiler buldukları yerlerden Mustafa Kemal ve Atatürk adını silmek için yarışta. Aslında başka şekilde olmasını beklemek de saflık. Paraların üzerine Atatürk’e benzemeyen Atatürkler konup, okullardan heykeller falan kaldırılıyor. Bir de meşhur sabahları okunan Türküm doğruyum andı. Nedense kendini Türk hissetmeyenleri bu da çok rahatsız ediyor. Ama geçmişi bizim kadar eski olmayan 200 senelik ABD’de sabahları ilkokulda çocuklar minik ellerini kalplerinin üzerine koyarak, Amerikan bayrağına, herkese adalet ve özgürlük veren bölünmez bütünlüğüne sadık kalmayı taahhüt ediyorlar.
Hani her ABD ziyareti sırasında bizim ampul takımı sizinki gibi bir laiklik istiyoruz derken, neden ülke bütünlük ve birliği için yemin etmeye karşı çıkarlar anlamak mümkün değil. Acaba onlar bir ve bütün bir Türkiye istemiyorlar mı? Atatürk’ten şikâyet eden Amerikalılara ‘Kardeşim peki siz ne diye başkentinizin adını Washington koydunuz’ diye sormak kimsenin aklına mı yoksa işine mi gelmiyor.
İşte bu benim gücüme gidiyor. Başbakan soydan soptan söz ediyor ama soyumuzu sopumuzu onurlandıran isimler neden onları rahatsız ediyor. Anlamak mümkün değil.
Gelelim ikinci konumuza; Amerikan başkentine karikatürist Salih Memecan ve köşe yazarı Ergun Babahan Türk basını özgürdür propagandası yapmak için geldiler. E, yandaş olmanın bir şekilde bedelini ödemek zorundalar. Ama ne yazık ki duyduğumuza göre, Amerikalı meslektaşlarımızın hiç mi hiç ilgisini çekmemiş bu konuşmalar. Kendileri söyleyip kendileri ve yandaşları dinlemiş.
Unuttukları veya yandaşlığın gözlerini kararttığı şey, burasının Türkiye’yi çok yakından izlediği. Bir de artık dünya sosyal medyayı yazılı basından daha fazla izliyor. Aynı ekip bir de New York’ta konuşmuş, orada da dinleyiciler arasında bekledikleri kişilerin olmadığını gördüm. Böylece itibarsızlaşmayı uluslararası alanda da tescil ettirmiş oldular.
Şimdilerde ise Türk basınının yürekler acısı halini, Suriye ve Libya ile Tunus’tan bile kötü durumda olduğunu tüm dünya biliyor, bizimkiler dışında. Sizin özgür olmayan basına özgür demenizle o basın özgür olmuyor, bunu bir anlayabilseniz.