Amerikan Milli Marşı'nı okusunlar
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Ekvador Cumhurbaşkanı onuruna yemek veriyor. Masa pek şenlikli; gülüş mü istersiniz cümbüş mü hepsi var... Ev sahibi ile konukları kah sesleriyle, kah alkışla tempo tutarak sahnede İspanyolca şarkılar söyleyen gruba eşlik ediyorlar.
Ekvador Dışişleri, Ticaret ve Entegrasyon Bakanı Ricardo Patino hızını alamıyor sahneye fırlıyor. Yanında mevkidaşı Ahmet Davutoğlu.
Birlikte “Besame Mucho”yu söylüyorlar.
Cumhurbaşkanımız, Başbakanımız, Bakanlarımız izlerken kahkahadan kırılıyor...
Bütün bunlar 12 askerimizi şehit verdiğimiz gün yaşanıyor...
Her şey ortada...
Dolayısıyla El Fatiha;
İster şehitlerimizin, ister devletin ruhuna...
NOT: Bugün Çanakkale Şehitleri’ni anarken de aynı korodan The Star-Spangled Banner (Amerikan Milli Marşı) söylemelerini bekliyoruz; yakışır... Sonuçta 18 Mart 1915’te emperyalist taarruza geçit vermeyen Anadolu’yu, 2012’de sömürgecileri işgal edecekleri coğrafyalara taşıyan “köprü”ye dönüştüren onlar değil mi! Çanakkale’de “bağımsızlık” uğruna canını vatana siper edenler, Afganistan’da “barış” adı altında işgali meşrulaştırmakla görevlendirilmedi mi!
+++
Kahredici bir perdeleme var iki gündür medyada; 12 şehidimizi yalnızca
“Türkiye’nin Afganistan’da ne işi var” diye sorma cesareti gösterebilenler yazdılar
Mehmetçik Amerikalı Karzai’ye kalkan
Karzai...
Amerikan vatandaşı.
Petrol şirketinde çalışıyordu.
Petrol şirketi Amerikan.
*
Eşi, Afganistan’ın först leydi’si güya...
Pakistan’da yaşıyor.
Oğlu da.
*
Bi kardeşi restoran işletiyor, Washington’da.
Öbür kardeşi restoran işletiyor, Chicago’da.
Kayınbiraderi mobilyacı, Virginia’da.
Yeğenleri desen...
California’da.
*
New York Times gazetesi yazdı...
Bi kardeşi senelerdir CIA’den maaş alıyor.
Bi başka kardeşi uyuşturucu baronu.
Kız kardeşi de var...
Onun restoranı Massachusetts’te.
*
Hükümet kurdu.
1-2 değil, 12 bakanı Amerikan vatandaşı.
*
Mesela, Adalet Bakanı’nın diploması...
Nebraska’dan.
Ekonomi Bakanı
Kanada’dan.
Ticaret Bakanı
Illinois’den.
Eğitim Bakanı
Alabama’dan.
Tarım Bakanı
Omaha’dan.
*
(Rahmetli Ecevit’in dili sürçmüş, “Afganistan genel müdürü” demişti bunun için... Meğer doğru söylemişti.)
*
Resmi olarak, sadece 525 dolar maaş alıyor.
Daily Telegraph manşet yaptı...
Dubai’de emlak kralı.
90 milyon sterlinlik gayrimenkulü var, sırf Palmiye Adası’nda 12 villası olduğu söyleniyor.
*
Bu Afganistan’dan...
ABD askeri çekiliyor.
İngiliz askeri kaçıyor.
Alman kaçıyor.
Fransız kaçıyor.
İspanyol kaçıyor.
*
Türkiye uçuyor!
Evlatlarımız ölüyor.
*
Şehitlerimizin aziz hatırasına saygısızlık etmek istemem ama...
O Karzai.
Biz niyazi.
Yılmaz Özdil / Hürriyet
+++
Hiç ilgileri olmayan bir ülkede..
ABD’nin “çıkarı olmadığı takdirde tek adım atmayacağı” apaşikar ortadadır. Türkiye’nin “Füze Kalkanı” da dahil her ülkeler arası sorunda ve her tehlikede “ilk öne sürülenlerden biri” olması ise kabul edilir gibi değil, nitekim Suriye sorununda da “Türkiye’nin öne çıkması”nı teklif ettiğini hatırlayalım. Afganistan’da uçak kazasında 12 askerimizin şehit olmasında bu yanlış kararın etkisi olduğunu yadsımak zor..
Zaten PKK terörüyle binlerce askerimiz şehit olmuşken, zaten başımızda kendi büyük sorunlarımız varken bu kararlar kolayca verilmemelidir. Şehit askerlerimize Allah’tan rahmet, ailelerine başsağlığı ve sabır dilemekten başka elden bir şey gelmiyor. Ama “sabır” da dile kolay, en büyük acıyı “hiç ilgileri olmayan bir ülke” nedeniyle yaşayacaklar!
Ruhat Mengi / Vatan
+++
Akbabalar
dolaşıyor
üzerimizde
Ne yapıyor askerlerimiz Afganistan’da...
Terörle savaş adı altında... ABD’nin stratejik çıkarları adına yürütülen Afganistan katliamında görev almış bulunuyor...
ABD Afganistan’a Bin Ladin’i bulmak için gitti. Taliban’la savaşa tutuştu. Bin Ladin öldürüldü. Ama Afgan savaşı devam ediyor. Oluk oluk Müslüman kanı akıyor. Terörle savaş lafın gelişi.. ABD askeri orada Asya’nın stratejik noktalarına hâkim olmaya çalışıyor... Bölgeyi kontrol ediyor...
Dün ayrıca Suriye’deki vatandaşlarımız geri çağrıldı... Türkiye’yi yönetenler ABD çıkarları adına durumdan vazife çıkardılar... Suriye’ye hücuma hazırlanıyorlar... Bu gösteri de pek çok cana ve kana mal olacak hiç kuşkunuz olmasın..
Uğursuz akbabalar dolaşıyor Türk halkının başı üzerinde...
Melih Aşık / Milliyet
+++
Dün bir kez daha sordu pek çok insan kendi kendine: Ne için varız Afganistan’da? ‘Niçin’ değil... ‘Ne için’... Daha doğrusu ‘Kimin için’?.. Bir ara her mahallede bir ‘Koreli’ vardı. Çoğunluğu çakmak tamircisi, şoför falan olurdu. Bozcaada’da bir balık lokantası var: Koreli... O amcalar da bilmiyorlardı, Kore’de ‘ne’ için dövüşüp öldüklerini...
Ali Saydam / Akşam
+++
SİZDEN GELENLER
Doğmamış çocuğun mektubu
... Her gün kurşun, top veya bomba sesiyle veya bir başka yabancı kültür unsurunun gürültüsüyle uyanmadığımız için alıştık ve değersiz oldu annemizin, babamızın veya kendi kurduğumuz saatin sesiyle uyanmanın keyfi. Değersiz gelmeye başladı “övündüğümüz” değerlerimiz, gereksiz gelmeye başladı ve de artık “klişe” olarak nitelenmeye de alışıldı kanımızın asaleti. Kimse gocunmasın sözüm bu toprakların evladı olup da atasının kanıyla suladığı bu topraklara namahremin sokulmasına göz yuman gençliğedir. Sözüm kanla ödenen bu toprağın hesabını kağıt parçalarına satanlaradır. Sözüm; bayrağı gönderde unutan, ecdadını mezarında inleten, Çanakkale’yi lisede sınavlarda, bırakan gençliğedir.
Yabancılaşmayı “popülerite” (ünlüleşme) addeden, Türkçeyi yozlaştırmaya “trend” (eğilim) diyen, kıyafetiyle ve tarzıyla insandan çok her mahlukata benzetilebilecek, Yarbay Hasan Basri Bey’i, Albay Halil Bey’i, Albay Refet Bey’i ve Yarbay Mustafa Kemal’i film artisti zanneden bir kısım gençliğimiz olduğu gerçeği kanınızı dondurmuyor mu? Gençliğimiz diyorum evet bir genelleme yapıyorum isteyen gocunsun isteyen darılsın. Babasının aldığı telefonu ucuz diye beğenmeyen gençliği kastediyorum, annesinin yaptığı yemeği beğenmeyip “banal” bulan gençliği kastediyorum, büyüğüyle dalga geçip atasını unutan gençliği kastediyorum! 15 yaşında cephelerde can verenler siz onların anısını böyle yaşatasınız diye mi can verdiler? Doğmamış oğlum
Mustafa Kürşat Akkaya
+++
Kantinden de yemesin
Müyesser hanıma ulaşabilirseniz, kantinden de yemesin. Çünkü devletin sağlık ve tarım bakanlıklarının izniyle üretilen, sokulan ve satılan katkı maddeler dolu olan
ürünlerle bu sefer de kanserojen gıda soykırımına maruz kalacaktır. Üzgünüm, aç kalmak bile daha az öldürücüdür bu ülkede.
Ahsen Türkeli Ankara
+++
En kısa Anayasa
Bir zamanlar üç bilge bir araya gelip dünyanın en kısa anayasasını yazmaya koyuldular. İnsanın hareketlerine ve davranışlarına hükmeden kanunu gösterebilen kişi, dünyanın en bilge kişisi seçilecekti.
“Allah suçlıları cezalandırır” diye teklif etti bilgelerden birisi. Tek cümleydi; kısa ve özdü. Fakat diğerleri itiraz ettiler. Birinci bilgenin teklifi kabul edilmedi.
“Allah sevgidir” dedi ikinci bilge. Ama bu teklif de kabul görmedi, insanın görevlerini tam anlamıyla açıklamıyordu.
Sonra üçüncü bilge tane tane şu teklifte bulundu: “Kendinize yapılması istemediğiniz şeyi, başkalarına yapmayın.”
Ve ilave etti:
“Kanun budur; gerisi sadece yoruma kalmıştır.”
Bilgeliğin teklifi işte budur. Kısa, öz ve insani olan yapılmalıdır.
Vural Gündüz Ankara
+++
Botokslunun
kör talihi;
“ahmak felci”
Botoks denen olay dolgu sanılıyor. Oysa bir felcetme maddesi.
Yüzümüz 1.618 oranı yani ALTIN ORAN hesabıyla yaratılmıştır. “Güzel yüz” bu 1.618 limitine en fazla yaklaşanlardır.
Botoksun yani “ahmak felci”nin ALTIN ORAN’ı etkilememesi mümkün değil.
Surat bir tuhaf olur.
Ölü yüzü oluşur botokslu yani felçli yüzde.
Gülmeleri hayvanların diş göstermelerine benzer.
Yüz kası yok gibidir hayvanlarda.
Mecburen diş göstererek tepki verirler muhatabına!
Mimik yoksa, kadın veya erkekcağız! gülüyorsa ısıracak, saldıracak sanırsınız.
Haa , botokslular sıcak banyoya da giremezler, botoks anında buharlaşır.
Burhan Savaş Kim.Y.Müh.
+++
Atatürk bizi adam etmek için elinden geleni yapmış.70 yaşına geldim. Ne Türk gibi çalışacak ortam bulduk, ne Türklüğümüzle övünebildik, ne de güvenebileceğimiz yöneticilere rastladık. Kendi ülkemizde içgüveyi gibi yaşadık. Bunun nedenlerini Türk sosyologlar incelemeli.
Recep Aynacı
+++
Sesleniş
Seni düşünüyorum Çanakkale’m... Bazen toprağın oluyorum, şehit kanlarına bulaşmış. Bazen de bir ŞEHİT anası oluyorum, yüreğimde feryatlar kopuyor. Bazen bir top mermisi oluyorum, gözlerimi kapatıp, ya Allah diyerek, donanmanın gövdesini yarıyorum. Şimdi seni sana anıyorum Çanakkale’m dinle! Ömrümün sonuna kadar, ömür boyu, dilimden düşürmeyeceğim seni... Ölürken bile elinden silahını bırakmayan, Mehmet oğlu Mehmetleri... Ruhlarınız şad, gönülleriniz rahat olsun Mübarek insanlar, uzatın ellerinizi, bir daha, bir daha, milyon kere, milyon defa öpeyim.
Mehmet Köylüoğlu Antalya
+++
Çanakkale
“Öldü” denilen devin ayağa kalktığı yer
İstiklal meşalesini kanıyla yaktığı yer
“Türk” adlı madalyayı tarihe taktığı yer
Diş, tırnakla alınan haktır Çanakkale
İmanın; küfrü, zulmü, gücü ezdiği yer
Düşmanın Türk gücünü nihayet sezdiği yer
Saldıran canavarın canından bezdiği yer
Allah’ın koruduğu bir hattır Çanakkale
Bu mukaddes topraklar şehitlerden emanet
Dişiyle, tırnağıyla savaşan ulu millet
Tarihinde yazmadı, yazamaz mağlubiyet
Harp tarihinde bir tektir Çanakkale
Biz, yüce TÜRK milleti bir yürek bir bedeniz
İman dolu göğüsle her düşmana siperiz
Yedisinden yetmişe yenilmeyen neferiz
Karanlıkları yaran şafaktır Çanakkale
Zeynep Lelik - Kırıkhan / Hatay