Ambargocusuna aşık!
Ne kâbus, ne gerçek; hangisi şaka, hangisi ciddi algılamak imkansız hale geldi.
"Sen bizimle kafa mı buluyorsun arkadaş"tan başka söz bulamıyoruz maruz kaldıklarımız karşısında.
Olağan koşullarda, bir "gazeteci"nin, görev dönemi boyunca "kendinden olmayan" gazetelere havada karada ambargo uygulayan bir zata "Gitme sana muhtacım" tonunda serenad yapar mı yazısında;
"Yine bekleriz" der mi mesela?
Doğruyu, gerçeği en hızlı şekilde ve mümkün olan en geniş kitleye yaymakla sorumlu bir gazeteci, yayınlarının önüne barikatlar kuran bir zihniyete övgüler düzer mi?
Ama bu her geçen gün daha da tuhaflaşan memlekette oluyor işte!
***
Doğan Haber Ajansı Genel Müdürü Uğur Cebeci'nin, THY Yönetim Kurulu başkanlığından istifa eden Hamdi Topçu'yla ilgili yazdıklarını okuduktan sonra renk değiştirdim;
"Yok artık", "nasıl yani" diye diye kendimi çimdiklemek suretiyle yaptığım "gerçeklik testi" yüzünden buğdaydan mora döndü tenim!
"Alnı açık"mış..
"Çok güzel işler" yapmış...
"Cesaretle bir dizi yenilik" uygulamış
En çok da buna güldüm:
"Onca yıl THY'yi büyük bir sevgi ile" yönetmiş!
Pardon da, bize -Yeniçağ dahil Yurt, Aydınlık, Sözcü, Cumhuriyet sonradan "paralel medya" da eklendi bunlara, bir dizi muhalif gazete kastettiğim- cüzzamlı muamelesi yapan kimdi acaba?
Göklerde adeta bir sevgi kelebeği gibi süzülen THY'nin kapısı, bırakın açılmayı, neden -üstelik de yolcuların bütün taleplerine ve bu gazeteler promosyon olarak ücretsiz yollanmasına rağmen kuruma- bir kere bile aralanmadı Topçu döneminde?
AKP'yi pohpohlamayan gazetelere neredeyse lanetli bir kavmin mensupları muamelesi yapan Hamdi Topçu, kendisini başarılı, sevgi pıtırcığı, yenilikçi filan varsayabilir ve fakat bir gazetecinin bu otobiyografik böbürlenmeye onay vermesi?!
Akıl alır şey değil!
***
Dediğine göre, THY'de olduğu zaman zarfında, yakın bir dostluk kurmuş Topçu ile Cebeci.
Amerika'da birlikte yürüyüşlere çıkmışlar; Norveç'te balık avlamışlar, "çok hoş zamanlar" geçirmişler birlikte.
Onların hatırına bir "vefa gösterisi" yapmak ister insan, fıtratımızda var;
Da...
Biraz insaf yahu!
Cebeci'nin "muhalefet"i yönettiği kurumdan alenen kapı dışarı eden, bu yüzden defalarca manşet olan, eleştirilen, keyfi akreditasyonunu sağır sultanın duyduğu Topçu için "açıktı, eleştirileri büyük bir sakinlikle karşılardı" yazdığını okuyunca sormadan da edemiyor insan;
İnsan dostunun hatırına çiğ tavuk bile yer tamam da ya mesleğin/meslektaşların hakkı/hatırı ne olacak?
İktidar zulmünün açık hedefi haline gelmiş, uğramadığı hakaret, baskı, tehdit, şantaj kalmamış, maddi-manevi zarara uğratılmış, itibarsızlaştırılmaya çalışılmış, adıyla özdeşleşen yazarlarını fedaya mecbur bırakılmış bir kurumda, tarihe zifiri karanlık yazılacak bu günlerin temel aktörleri arasında anılacağını sandığım biri için böyle bir güzelleme okumuş olmak...
Ambargocusuna aşık olan bir garip medya!
İnanılır şey değil...
İnsan bazen hâlâ hayret edebiliyor...