Ama hangi kedi?

Haziran 2015’te, 68 AKP’linin TBMM’ye -en azından AKP’li olarak- zorunlu vedasını gerektiren “3 dönem kuralı” , en nihayetinde “Allah’ın emri değildi, kanun maddesi değildi, parti kendi içerisinde düşünür, müzakere eder ve şartların elvermediği kanaatine varırsa değiştirir” di.
Umut fakirin ekmeği...
Bundan zahir Bülent Arınç da;
O, bir “ağabey” , bir tür “kurucu baba(!)” olarak “seçilmiş milletvekillerinin tutukluluğunun milli iradeye saygısızlık olduğunu” savunurken, Erdoğan tam tersine elinden gelse bir ömür hücrelerde sürüm sürüm süründürmek meylinde olduğunu hissettiren açıklamalar yaptı;
Sabretti.
O, Özel Yetkili Mahkemeler’le ilgili bir çalışmalarının olmadığını söyledi, ilgili yasa TBMM’den Erdoğan’ın talimatıyla geçti;
Sabretti.
O, “Abdullah Gül’ün vetosundan sonra hiçbir milletvekilinin Şike Yasası’na sahip çıkmayacağını” söyledi, Erdoğan, Gül vetolu yasayı TBMM’den geçirdi;
“Hayatımın hatası” dedi ama sabretti.
O, “Dershaneleri kapatmak gibi bir çalışmamız yok” dedi, Erdoğan “Bu bizim arkadaşlarla kendi aramızda yürüttüğümüz bir çalışma. Liderler istikameti verir, alttakiler de gereken çalışmaları yapar” diye tersledi;
Sabretti.
O, “Teröriste ağlamayan insan değildir” diyen Diyarbakır Emniyet Müdürü’nü ’takdir’ etti, Erdoğan kızdı “Biz ölen hiçbir terörist için ağlamadık. Siyaseti bırakın siyasetçiler yapsın, herkes kendi görevini yapsın” diyerek;
Sabretti.
O, “durumu kurtarmak” için Erdoğan’ın Kızılcahamam Kampı’ndan basına yansıyan “kızlı-erkekli evler” çıkışını yalanladı, Erdoğan da “Sözlerimin arkasındayım” diye onu yalanladı.
“Özgül ağırlığım” dedi, “Benim yıpranmamam lazım, benim hiçe sayılmamam lazım” dedi, “özür” bekledi, Grup Toplantısı’na gitmedi ama ı-ıh yine de gelmedi;
Sabretti.
Geçen yıl bu zamanlardı. O, İngiltere’de Gülen Cemaatinin bir oyunun bile kendileri için ne kadar önemli olduğunu anlatırken, Erdoğan Ankara’da “inleri” ni hedef gösterip, bir kere daha “karizmasını çizdi” ;
Sabretti.
O tam da “çok tecrübesiz” vekillerden yakınırken, Erdoğan “genç(!)” Ali Babacan’a verdi Başbakanlık vekaletini;
Sabretti.
O, “yeni yetmelerin partideki yıllanmış kardeşliği zedeleyebileceği” uyarılarını yaparken, “yeni yetme” ler kurduğu partide -hem de vekil bile olmadan- bakan mevkiine getirildi;
Sabretti.
Kocamış kurt gibiydi.
O, -bugünlerde yine tartışma konusu olan- Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı’nın değerlendirmelerini “olumlu” bulduklarını ve “Bakanlar Kurulu üyelerinin Başçı’ya katıldığını” açıklarken, Erdoğan “Yaklaşımlarını asla olumlu bulmuyorum, kabul etmiyorum” dedi;
Yuttu, sabretti.
Erdoğan TÜSİAD Başkanı’na “vatan haini” derken o “milletini seven, vatanperver bir insan” olarak nitelendirdi. Erdoğan “ananas” rahatsızlığını haykırırken, o “olsa da yesek” diye iç geçirdi. Erdoğan’ın “ihanet çukuruna düşmüş örgüt” dediği cemaat için o tuttu “elçiliğimizin olmadığı yere okul kurmuşlar” diye övgüler düzdü. “Vekillik dışında bir sıfat taşımıyor” dediği -Erdoğan’a çok yakın- Binali Yıldırım tarafından “Sıfatlar bir kağıtla verilir bir kağıtla geri alınır” diye tehdit gibi sözlerle eleştirildi;
Hepsini sindirdi.
Erdoğan’a karşı gelmiş geçmiş -bizim bildiğimiz- en sert çıkışı, kapalı kapılar ardındaki “Ben azarlanacak yaşı çoktan geçtim, benimle böyle konuşamazsınız” dı;
Ama yine de AKP’de kaldı.
Bu mini hafıza turundan sonra, Bülent Arınç’ın “kediyi çok sıkıştırırsanız, sonunda yüzünüzü cırmalar” sözünü, “baskılanan, kutuplaştırılan toplum” a yoranlar, bir kere daha düşünsün bence;
Kim bu tırnaklarını çıkarmış, cırmalamaya hazır “kedi” ?
“Yüzde 50” mi, yoksa Erdoğan’dan çektiği -yüzde 50’yi aratmayan- Arınç’ın kendisi mi?
İster misiniz “giderayak” kurduğu partide yer bulamayan Arınç ve “dava arkadaşları” yapsın AKP’ye 12 yıl “paranoya” sını gördüğü “darbe” yi?

Cumhuriyet “can” verdi
kurlarının tamamına yakınının kendisini “Atatürkçü” olarak nitelendirdiği Cumhuriyet gazetesinin Genel Yayın Yönetmenliği’ne “Mustafa” filmini çeken Can Dündar getirildi. Gazeteci Mustafa Hoş şahane özetledi:
- Cumhuriyet “can” verdi.
“Başkalaşım” yoruma yer bırakmayacak kadar açık değil mi!

Yazarın Diğer Yazıları