Altının parıltısı sönüyor mu? (09 Mart 2021)
Finansal yatırım araçlarının, şubat ayı aylık ve yıllık reel getiri oranları TÜİK tarafından açıklandı. Şubat ayında, TÜFE'ye göre BİST 100 Endeksi, Dolar, Euro, külçe altının reel getiri oranları eksi oldu. En yüksek kayıp altında oldu. Altının şubatta bir aylık reel getirisi eksi 7,88 oldu.
Şubat ayı itibariyle altının reel getirisi;
* Şubat ayında aylık yüzde eksi 7,88
* Aralık-Şubat 3 aylık eksi 16,88
* Eylül-Şubat 6 aylık eksi 18,70
* Mart 2020-Şubat 2021 bir yıllık artı 14,55 oldu.
Altın her çağda, iyi veya kötü ekonomiye yön vermiştir.
ABD'de Roosevelt 1930 buhranından sonra; New Deal (Yeni Düzen) adıyla 1933 yılında ekonomi ağırlıklı bir dizi yerli program devreye sokmuştur. 1933 yılında altın standardı terk edilmiştir. 1934 yılında da (Gold Reserve Act) yasası ile ülkedeki tüm altın para resmi ons fiyatı 42,22 dolar üzerinden millîleştirilmiştir. Elinde altın olanlar zorunlu olarak bunları ABD hazinesine devretmiştir. Hazine altın para bulundurmaya tek yetkili kurum konumuna getirilmiştir.
İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra; 1944 Bretton Wood's sistemi ile bir ons altın 35 dolara bağlanmıştır. 1970 yılına kadar sistem iyi bir performans göstermiş ve dünya refah yıllarını yaşamıştır. 1974 birinci petrol krizi ile aynı zamanda dolara olan güven azalmış ve altın fiyatları artmıştır.
O tarihten sonra altında fiyat istikrarı bozulmuştur. Altın fiyatları dalgalanmaya başlamıştır. Bir ons altın fiyatları;
1850 yılında; 18,93 dolar
1900 yılında; 18,96 dolar
1950 yılında; 34,72 dolar
1980 yılında ; 615,00 dolar
2000 yılında; 279,11 dolar
8 ağustos 2020'de 2.075,17 dolar
Dün; 1691,67 dolar idi.
2015 şubat ayında 100 liralık altın alan bir kişinin, enflasyonun etkisini bertaraf edersek, dün itibariyle bu 100 lirasının altın olarak reel değeri 225,89 oldu. Yani son 6 ayda altının değer kaybetmesine rağmen 6 yılda yine de altın yüzde 126 reel getiri sağladı.
Ağustosta zirve yapan altın fiyatlarının düşmeye başlamasının görünen sebepleri var;
ABD, 10 yıllık tahvil faizlerinin yüzde 1,4'e yükselmesi, dolara talebin artması, nedenlerden birisidir. Türkiye'de ayrıca TL'nin değer kazanması içerde de etkili oldu.
Yine ABD'de dolarda düşüş beklentilerinin durması, yani endeksin artması beklentisi de, altın yerine dolara talebi artırdı.
Dünya merkez bankaları geçen yıllarda yüksek oranda altın rezervine yöneldiler. Bu bankalar altın satınca, altın arzı artıyor ve fiyat düşüyor.
Türkiye'de altına talebin artmasında, TL'ye olan güven kaybı, demokratik ve hukuki altyapının bozulması da etkili oldu.
Ama asıl mesele küreselleşme ile birlikte piyasaların aşırı kırılgan olması ve spekülasyonun artmasıdır. Türkiye'de spekülasyon bir tık daha fazladır. Üstelik, finansçılar altın ve dolar fiyatlarını da borsa endeksi gibi, teknik analizlerle, trendlerle ve direnç noktaları ile izah ediyorlar. Spekülatörlerin değirmenine su taşıyorlar.
Bundan sonra da altının ne olacağını spekülatörler bilir. Bu nedenle elinde altın olanların beklemekten başka seçenekleri kalmıyor.