Altın hesapları
Tayyip Erdoğan’ın RP il Başkanlığı, İstanbul Büyükşehir Belediye Reisliği ve Başbakanlık sürecindeki “mal varlığı” memlekette bölünmelere, yarılmalara sebep oluyor. Kimileri “Ona her şey yakışır..” derken, kimileri de matematik formülleri ile boğuşup yüzde bir milyonluk artışın ekonomik boyutunu kanıtlama derdine düştü. Allah selamet versin Tansu Çiller “Anamın çıkınından çıkan altınlar” sözleri ile Türk siyasi tarihine geçmişti. Anadolu’da “kefen parası” olarak nitelendirilen “zor günler” için ayrılmış para ve ziynet eşyalarının insan hayatındaki yerini biliriz. Tansu Hanım’ınki doğal olanın yüz ile bin katı ötesinde çıkınca yadırganmıştı. Üstelik sucukçu değil, bankaların üst düzey yöneticiliğini yapmış olan Çiller’lerle ilgili söylenmedik laf bırakılmadı. Bodrum’daki çiftliğin özel kalem müdürü üzerine hisseli tapusu da gündeme getirilip, Yeniköy’deki yalı, Amerika’daki apartman dairesi hususunda tapu ve emlak beyannamesi rayiçleri hesaplanıp, Çiller’lerin bir miktar vergi kaçırdığı tespit edilerek faizleri ile birlikte cezaları ödetilmişti. Nereden nereye.. Çiller ailesinin iki oğlu ticari dehalarından ziyade sevgilileri ile televole tarzı haber unsuru olmuşlardı. Şimdileri bir kaç otel işletmecikleri filan var. Ama ne Burak ne de Bilal oğlanların yanlarından bile geçemediler.
Tayyip Erdoğan da az yüklenmedi Tansu Çiller’e.. Hele 1994 İstanbul Belediye seçimlerinde demedik laf bırakmamıştı. “Kınayınca başına gelir” derler ya hani.. Milyon katına çıkacağını biz bile tahmin edemezdik. Çiller’i, Demirel’i, Özal’ı, Mesut Yılmaz’ı kınayan Erdoğan, onlardan fersah fersah ileriye geçip hesabını bir türlü veremediği mal varlığını oğullarının sünnet ve nikahında takılan altınlara bağlayarak işin içinden sıyrılmaya kalkıştı. Ama yemezler.. Anadolumuzda doğum, sünnet, düğün-nişan ritüellerini canlı canlı yaşayan biri olarak takılardan milyar dolar kazanana hiç rastlamadım. Sonuçta bu takı işi karşılıklıdır. Doğum ve sünnette takılanlar çocuğun masrafları içindir. Nişan kızlarımızın çeyizlerine katkıdır. Düğün yeni yuva kuran çiftlere yardımdır. Bugünkü koşullarda yapılan masrafları bile karşılayacak seviyede değildir. Ama dilden dile dolaşır. Genci yaşlısı filanın düğününde feşmekan kadar altın takıldı rivayetlerini abartıp, ballandıra ballandıra anlatır. Benim canım anam da oğlum Erdem Kutalmış’ın sünnetini aradan 12 yıl geçmesine rağmen unutmamış. Anlattıkça anlatıyor..B u iş aile faciasına dönüşecekti. Şimdi Hacettepe Üniversitesi’nde devlet bursu bile almadan okumaya çalışan oğlum, sünnetinin videolarını seyredip: “Olmadı baba, bu kadar altın, şu kadar para eder. Ben o altınlarla bir motosiklet alıp okula giderdim. Veya küçük çaplı dükkan açıp harçlığımı çıkarırdım” diye feveran ediyor. Kızım Aybikehan altta kalmaz. Doğumunda takılanlarla ucuz yollu ikinci el araba alınabileceği iddiası hakkını arıyor. Eee zamane çocukları, hesabı kitabı biliyorlar. Ama bizim gibi daraltılmış bütçelerle sadece geçimini sağlamaya mahkum insanlar çocuklarımızın mütevazı takılarını bile bozdurup borçlarımızın bir kısmını ödemeye çalıştığımızın farkındalar. Çocuklarımızın ne “25-30 bin dolar gönderecek” Remzi Gür amcaları oldu ne de milyon dolarlık akrabaları.. Havuzlu villalar,sıfırlanacak milyon euroları hayal bile edemediler. Ama olsun, en azından babaları için “hırsız” denmediği için başları yere eğilmiyor. Sokakta onurları ile rahatça gezebiliyorlar. Mutlu ve bahtiyar evlatlarımız. Orantısız zekaya sahip akranlarınca tiye alınmıyorlar.