Altay'ın Bayrağının Direği Baba ve Kızım
Memleketimizden gerçek insan manzaralarına tanıklık etmek istiyorsanız, hastane ve hapishanelere sık sık gitmeniz gerekir. Atalarımız "Dert verip hekime, dava verip hakime düşürme" diye dua etmişler ama, dertli de oluyorsunuz, hükümlü de, hayatın içinde bunlar vardır kesinlikle ve bu ülkede yarın kimin ne olacağı asla belli değildir. Bendeniz son üç ayda hastanelere gittim bolca, son bir aydır da hapishaneye gitmekteyim damadımın mahkmiyetinden dolayı.
Buralara gidince elbette etkileniyorum ve yazıyorum. Bazı okurlar bunları sakın ha "kişisel" olarak değerlendirmesinler, ben beni, kendi özelimi yazarken toplumsalı ve geneli de yazmış olmaktayım. Söz gelimi artık bir "mahkm karısı" olan kızım Aslıhan, bu durumda olan tüm kadınlara örnektir, onu yazarken ben Eskişehir H Tipi Cezaevi'nde gördüğüm tüm genç kadın-anaları yazmış olmaktayım.
Söz buraya gelmişken Eskişehir H Tipi Kapalı Cezaevi'nin tüm personeline burada teşekkür etmek istiyorum. Onlar görevlerini hakkıyla yapıyorlar, yasa ve kuralları eksiksiz olarak uyguluyorlar ama insanlığı da asla elden bırakmıyorlar. Ve Yılmaz'ıma çok iyi bakıyorlar, bir hakimin mahkm olmasının ne demek olduğunun bilincindeler.
Evet söz artık şiire gelsin mi dostlar? Rahmetli Fazıl Hüsnü Dağlarca, "İnsan kendinden kopara kopara şiir yazar. İnsan yazarken bir yaşamasını, öteki yaşamasına verir" derdi. Ben de öyle yaptığım kanısındayım, okuyun ortak olun duygularıma:
"Yitti tepesinden kocaman gölge/Yakıcı güneş apansız/Ve kum fırtınaları olmayacak iklimde.
Tatlı diken tuzakları varmış nicesinin tatlı dilinde/Tadınca işledi içerimize/Uzantılar, erketeler, kopuntular.../Ne de çoklar, ne de çoklar.../Putlarına taş atmışız diye bize bozuklar...
Belli... Daha cefalar gelecek mevsim mevsim/Sıradaki kışa umutlansak da/İlkbahar acaba umduracak mı/Hoyrat hoyrat kuşkular dedirtiyor bunu bana:
Kar ardı
Bahar başı kar ardı
Yeşil olur sandıydım
Kar'ı kalktı karardı
Adalet'e " sizlik " eklediler adalet namına/Hak sözcüğüne " sız " eklemekten vicdanı sızlamayanlar/Onlara göre yargıç, suç'a " suz " ya da " lu " ekleyendi/Bu kadar basit.
Ve olan oldu/Siyaset yargılaşınca yargı siyasallaştı/İntikamla kararan kararlar kargılaştı/Yaradan gocunuldu, dosyalar sargılaştı/Hakim Yılmaz hapis /Kızım iki küçük çocukla kalacak yapayalnız, aciz.
Sandılar... Değil!/O direniyor matematik öğretmenliğiyle /Formüller bularak yani /Çözerek çözülmezleri/O dayanıyor kadınca önsezileriyle/İçi yanıyor ama kanat geriyor/" Babam benim bayrağımın direği idi " deyip /Görüş sonrasında ağlayan Murat Altay'ımıza/Cam bölme arkasında gördüğü babasını/Evdeki camların ötesinde de arayan iki yaşındaki Nihal'imize.
Ve biliyor ki varlığını sıfıra borçludur o egemen buzullar/Ölümleriyse bir'den olacak.
Ve büyüyor gözümde daha dün elimizde büyüyen/Tesellim oluyor böylece sızım.
Çıkarım yap balalarına balam/Masaldan çıkarım yap/Umut ek Kaf Dağına/Tınazla-tırpan tırpan /Son güzde ak tarım yap/De ki/" Bugün ferman verenler yarın fermanlı olur "/Sabrı katık et savaşımına kızım.